Türkiye’nin ekonomik sıkıntıya girmesi, krizin özellikle dışarıdan dayatılması ve siyasi dalgalarla gelmesi, krize yönelik bir tür korku psikolojisinin kamuoyunda hızla yaygınlaştırılmak istenmesi, “yeniden içeriye mecbur bırakma” gibi klasik bir yöntemi bir kez daha masamıza koydu.
Her ne kadar, güneyimizdeki gelişmelere kayıtsız kalmasak da, İdlib için harika bir sonuç alsak da, Münbiç’teki ABD oyalamalarının farkında olsak da, ABD finans çevreleriyle bağlantıyı güçlendirsek ve Avrupa ile daha güçlü ekonomi arayışına girsek de, özellikle Asya’da yükselen ekonomilere yönelsek de, yine de içeride öyle meşgul edileceğiz ki, bazı şeylerin elimizden kayıp gitmesine seyirci bile kalabiliriz.
İşte tam bu sırada, bugünlerde, içeride ve çevremizde olanlara olağanüstü bir dikkatle bakmak, ne kadar zorlansak da, gözümüzü dışarıdan ayırmamak, körleşmemek, bizi kör etmek isteyenlere meydan okumak zorundayız. Çünkü ister siyasi ister ekonomik olsun, ister içeriden ister dış müdahaleden kaynaklansın, içeride karşı karşıya bulunduğumuz her sıkıntının çözümü dışarıda harekete geçmek, inadına daha da dışarıya yönelmektir.
Çünkü zamanın ruhu da, konjonktür de, küresel ölçekte yeni güç hareketliliği de bizi buna zorlamaktadır. Zor oyunu bozacaktır ve bir kez daha bozmalıdır.
Çünkü biz ne zaman içeriye yönelsek, buna mecbur bırakılsak çevremizde olağanüstü gelişmeler olur ve bizim müdahalelerimiz bu şekilde engellenir. Bir şey yapamayacak hale geliriz. Çaresizce izleriz, o iş oluncaya kadar içeride çabalar dururuz.
Ne zaman coğrafyamızda olağanüstü gelişmeler olacaksa hemen öncesinde Türkiye’yi kendi içine yoğunlaştıracak şeyler mutlaka olur. Dikkatlerimiz, gücümüz, enerjimiz, kaynaklarımız bütün zamanımız içeride harcanır.
Bu bazen terör olur, bazen siyasi kriz olur, bazen Gezi eylemi olur, bazen 15 Temmuz olur, bazen ekonomik kriz olur. Ama bir şey mutlaka olur. Son on yıla bakın; bölgemizdeki radikal değişimlerin hemen öncesinde Türkiye’de neler yaşanmış bakın. Uzun bir liste çıkacak, on yıllık gayri resmi ama gerçek tarih elinizin altında olacaktır.
Bugünkü ekonomik fırtınadan sonra ne gelecek? Çok şey olacak bence. “Türkiye’yi durdurmak” isteyenler, güneyimizde yeniden hareketlendirdikleri planlar için daha hızlı harekete geçecekler. Bu da Fırat’ın doğusudur. Suriye savaşının gerçek sebebi budur, bu “harita”dır. Coğrafyanın tamamına yönelik tasarımın en önemli parçalarından biridir.
Türkiye, Afrin ve Fırat Kalkanı operasyonuyla ve son İdlib başarısıyla bunu o terör koridorunun Batı kapılarını kapattı. İşte tam şimdi Suriye meselesinin esası masamıza gelecektir. ABD ve müttefikleri, PKK ile birlikte bir garnizon devletin son hazırlıklarını yapıyorlar.
Fırat’tan İran sınırına kadar Türkiye’nin güneyini tamamen bir cepheye dönüştürecekler. Türkiye ile Arap dünyası arasına bir tampon bölge kuracaklar. Yarının “Türkiye Cephesi”ni tamamlamış olacaklar. Bizi on yıllarca bu bölgeden vuracaklar. Coğrafyayı buradan parçalayacaklar.
Bu koridor tamamlanınca, Fırat’ın doğusu tamamlanınca da başka bir cephe açacaklar. Büyük planının yeni bir aşamasına geçecekler, başka ülkeleri parçalamak için bahaneler üretecekler. 1991 Körfez Savaşı’ndan bu yana bu hep böyle olmuştur, böyle de devam edecektir.
Dikkat ediyorum, hiçbir ülke Fırat’ın doğusu için tek cümle kurmuyor. BAE ve S. Arabistan gibi ülkeler buradaki garnizon devlet için para akıtıyor. ABD ve İsrail, projeyi bu ülkelere finanse ettiriyor. Suriye meselesi konuşulurken, ülkenin işgal altındaki üçte biri için İdlib kadar bile itiraz yükselmiyor.
Sizce neden? Bu zihinsel kuşatmayı, yönlendirmeyi kim yapıyor? Neden dikkatler hep başka bölgelerde yoğunlaştırılıp bu bölge dikkatlerden uzak tutuluyor.
Bence asıl Suriye savaşı yeni başlıyor, başlayacak. Coğrafyanın tamamı için, bölgedeki ülkelerin tamamı için bir tehdit olarak büyüyen Fırat’ın doğusunda büyük bir hesaplaşma başlayacak, başlamalı da.
Bu plan bozulmalı, bu harita engellenmeli, bu işgal sona erdirilmeli, bu “Haçlı Talanı”nın önüne geçilmelidir. Ekonomik saldırıların faturası Fırat’ın doğusundan çevrelenmek olmasın, bizi buna zorlamaya, sessiz ve hareketsiz bırakmaya dönük girişimlere teslim olmayalım.
Hangi siyasi çevreden olursa olsun, herkesin bu işgale tavır alma, onunla savaşma, mücadele etme, tehlikeye dikkat çekme, Türkiye’yi ve bütün bölgeyi harekete geçirme zorunluluğu var. Türkiye’nin, Suriye’nin, İran’ın, Irak’ın ve diğer bölge ülkelerinin, kitlelerin bu korkunç plana karşı harekete geçme yükümlülüğü var. Sessiz kalmanın bahanesi olmaz çünkü faturası çok ağır olacaktır.
Türkiye’yi Münbiç’le oyalamalarına izin vermeyin. Çünkü bunu bir “kart” olarak kullanıp zaman kazanıyorlar. Sonra da Münbiç’den çekilecekler çünkü Fırat’ın doğusundaki plan tamamlanmış olacak. Bütün krizlerden meydan okumalarla kurtulduk ve bunu bir zafere dönüştürmeyi bildik.
İran sınırından Fırat Kalkanı bölgesine kadar iki ya da üç bölgeye, bedeli ne olursa olsun, müdahale etmek vatan borcudur, bir milli mücadeledir.
Çünkü bu artık Suriye meselesi değil, Türkiye meselesi, coğrafyanın geleceği meselesidir. Türkiye’de bu düşünceyi itibarsızlaştırmaya, Fırat’ın doğusuna sessiz kalmaya yönelik bütün çabalar büyük işgalin uzantısıdır, parçasıdır.
Şunu asla unutmayın: Bu bölgedeki ABD/PKK işgali bir “Haçlı İşgali”dir. Coğrafyanın bütün insanları, devletleri bu işgalle mücadele etmek zorundadır. Çünkü hepsi için vatan mücadelesidir. Ve bu olacaktır. Yarın bir gün, birbirine düşman görünenlerin bile o bölgedeki işgali karşı omuz omuza mücadele ettiklerini göreceğiz. Bu muhtemeldir, kimse yadırgamasın.
Ekonomik saldırılarla bizi içeriye yoğunlaştırıp gözlerimizi kör etmeyi deniyorlar. Buna yenilmemeliyiz. Asla bu tuzağa düşmemeliyiz. Tehlike çok büyüktür ve Suriye savaşı bu bölgede yeniden yaşanacaktır. Bu yüzden, kim ne derse desin, çok daha büyük kayıpların önüne geçmek için, açık biçimde Fırat’ın doğusuna müdahaleye çağırıyorum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.