Türkiye'nin yüz yıllık vesayet döneminden kurtulup kendini yeniden kurmasının önündeki en büyük engel kendi kamburlarıdır. Cumhuriyet tarihi boyunca, on yıllarca hazırlanıp, biçimlendirilen yapılar bugün Yeni Türkiye'nin şekillendirilmesine karşı müthiş bir savaş yürütüyor.
Yıllar önce onları kurup biçimlendiren, yıllar içinde olgunlaştırıp belli bir güce ulaştıran malum çevreler, Türkiye'nin büyük atılımlarını, yeniden ayağa kalkıp küresel ölçekte güç olma hedeflerini sabote etmek için onları birer kart olarak sırayla öne çıkarıyor, harekete geçiriyor.
Bu nasıl olabiliyor? O kadar günübirlik düşünmeye alışkınız ki, coğrafya üzerindeki yüzyıllık hesapları algılamakta zorluk çekiyoruz. Bu odakları işleyip bugüne hazırlayanların Türkiye'nin gelecekte nasıl bir meydan okuyuşa geçeceğini bilmelerini tuhaf karşılıyoruz.
Şimdilerde o yapının başkent başkent dolaşıp Türkiye karşıtı kampanya yapmalarının ve “Türkiye düşmanı" bir yapı olarak yeniden kurgulanmasının nedenlerini bu ilişkilere bakarak pekala anlayacaksınız.
Şunu biliyordum: Gülen ve ekibi, Arapları hiç sevmezdi. Kürtleri hiç sevmezdi. İranlıları hiç sevmezdi. 17 Aralık darbe girişimi başarısız olduktan sonra bu ekibe Türkiye'yi ve Türkleri de sevmeyen bir yapı olarak yeni bir kimlik kazandırıyorlar. Coğrafyamızın ana kurucu unsurlarını oluşturan dört millete de düşman olarak kurgulanan bir yapı, kimlerin nasıl bir projesinin ürünüdür, çok iyi sorgulamak gerekiyor. Anadolu çocuklarından Türkiye düşmanı bir yapı çıkarmak kadar sofistike ve başarılı bir proje, bu topraklarda bugüne kadar hiç olmadı.
Türkiye'nin Gülen cemaatini değil, Gülen ve dar ekibini ve arkasındaki güçleri çok iyi çözmesi gerekiyor. Kendisine yönelen kitlelerin büyük bölümünün dindar, vatansever olduğunu, bu yönlerinin sorgulanamaz olduğunu biliyoruz. Ama böyle bir yapı üzerinden bir uluslararası proje servis edilmesinin, Türkiye'yi yeniden vesayet altına alacak bir proje uygulanmasının ciddiyetini herkesin anlaması gerekiyor. Zira bu bir Türkiye mücadelesidir. Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük çıkışın engellenmesi projesinin temellerinin kırk yıl önce atıldığını görmek oldukça ürkütücüdür.
Yeni Şafak, bugünden itibaren tartışmalara neden olacağını düşündüğüm haberler serisine başlıyor. Bu dosyalardan sadece bir tanesi Fethullah Gülen'le ilgili ve birkaç gün devam edecek.
Daha İzmir Kestanepazarı döneminde küresel sistemin Türkiye'deki aktörleriyle tanıştırılıp, onların koruması altına alınmasını, kendisine verilen destekleri, yabancı istihbarat servisleriyle bağlantılarını, İsrail'i bu kadar sevmesinin hikmetini, mason teşkilatının kendisini korumaya almasını, para ilişkilerini, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başbakanlığa kadar ulaşan şikayet dilekçelerini, Mesihlik hezeyanlarını ve bugüne kadar gizli kalmış daha bir çok konuyu, bütün açıklığı ile ortaya koyacak.
Gülen ve yakın istihbarat ekibinin bugünlerde neden ABD'de olduğunu, neden orada korunduğunu, neden Türkiye'ye saldıran en güçlü yapı olarak kullanıldığını işte o zaman anlayacaksınız.
Yayınlanacak dosyalar sadece Fethullah Gülen ve ilişkileriyle sınırlı değil. Gülen dosyası bu haberler serisinin sadece ilk bölümü. Ardından Atatürk'le ilgili keskin bir tartışmayı yeniden açmayı, CHP'nin gizli tarihi ile ilgili ibretlik örnekleri ortaya koymayı, Menderes'le ilgili hiç yayınlanmamış trajik olaylara yer vermeyi planlıyoruz. Eğer nefesimiz yeterse, Cumhuriyet tarihini tersine çevirecek, çok vahim bir dosyayı daha tartışmaya açacağız.
Bence bugünden itibaren Yeni Şafak'ı özellikle izlemeye alın…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.