Corona (Korona)sadece birvirüs, sadece birsağlıksorunu, sadece şu an yüzleştiğimiz bir salgın değil.Birgelecek korkusudur.İnsanlığın bütünkurulu düzenlerini sarsan, çökertebilecek bir uyarıdır.Sars’tan,Kuş gribinden,Domuz gribindensonraCorona.. Ya sonrası?Ya bir sonraki salgınne olacak? Nasıl bir hasar verecek?Ne tür korkuları besleyecek, büyütecek? Bizi nasıl birpanikbekliyor?CORONA "ÜRETİLMİŞ" BİR VİRÜSTÜR. BİR BİYOLOJİK SİLAH DENEMESİ Mİ?Evet, insan ırkı çok dahabüyük felâketleri atlattı. Üstesinden
C
sadece bir
, sadece bir
sorunu, sadece şu an yüzleştiğimiz bir salgın değil.
İnsanlığın bütün
ni sarsan, çökertebilecek bir uyarıdır.
’tan,
,
sonra
.. Ya sonrası?
ne olacak? Nasıl bir hasar verecek?
Ne tür korkuları besleyecek, büyütecek? Bizi nasıl bir
bekliyor?
CORONA "ÜRETİLMİŞ" BİR VİRÜSTÜR. BİR BİYOLOJİK SİLAH DENEMESİ Mİ?
Evet, insan ırkı çok daha
büyük felâketleri atlattı
. Üstesinden geldi.
, bundan hiçbir şüphe yok.
Kişisel olarak Corona virüsünün,
doğal bir virüs olmadığına, “üretilmiş” bir virüs olduğuna
ilişkin kanaatim her geçen gün artıyor.
Bu da,
a ilişkin yaygın, etkili, sorgulayıcı ve sonuç doğurucu bir tartışma ve
nasıl bir zorunluluk olduğunu önümüze koyuyor.
Yıllardır
insan ırkını sınırlandırmaya
, buna bağlı olarak
üretmeye, virüslerden yararlanmaya,
“seçkin bir ırk oluşturma”
ya, yeryüzünün kaynaklarını bu
e bahşetmeye dönük
yapıldığını biliyoruz.
O FİLMLER, DİZİLER SADECE HAYAL GÜCÜ MÜ?
Yıllardır insanın
ne dair bu tür hikâyeler, iddialar her yerde. Bu yönde
filmler, diziler yapılıyor, milyonlar bunları izliyor.
Bu filmler sadece bir
mü? Sadece
sinema endüstrisinin para kazanması
na yönelik bir tür işletmecilik yöntemi mi?
21. YÜZYIL "AŞIRILIKLAR ÇAĞI"DIR. İNSAN IRKI "İMKANSIZ"I ZORLUYOR.
21. yüzyıl “aşırılıklar çağı”
dır. “İnsan”ın
zorladığı, en kestirmeden gitmeyi kafasına koyduğu bir çağdır.
İçimizdeki
varken,
inşa etme yöntemlerine en fazla ilgi duyulan, duyulacak çağdır.
İnsan
zihninin, ruhunun “imkânsızları zorladığı”, zorlayacağı bir çağ
dır.
Bu imkânsızı zorlamalar, var olan
bütün sistemleri çökertebilir
.
, çökertebilir. Sosyal alanı mahvedebilir.
Bireyin, toplumun, devletin, örgütlü yapıların çılgınlıkları, “imkânsızı zorlamaları” 21. yüzyılı insanlık tarihinin en büyük değişimlerinin yüzyılı yapabilir.
YENİ BİR NUH TUFANI MI? HİÇ ÖYLE SINANMADIK
Bu iyi yönde de kötü yönde de olabilir. Ama her ne olursa olsun, tarihin sayfalarını değiştirecek,
yaşanacaktır. 21. yüzyıl,
yeni bir “Nuh Tufanı” ölçeğinde değişimlere tanıklık edebilir
.
Bu bir
senaryosu değildir.
Sadece bir virüsün, sadece yapay zekâ
nın nelere yol açabileceğini, azıcık düşünürsek, görebiliriz.
İnsanlık, hiçbir zaman bu ölçekte bir sınavla, köklü değişimle sınanmadı
. Bu sınavın sonucu bugüne kadar öğrendiğimiz her şeyi yerinden oynatabilir.
Önümüzdeki
budur. Dolayısıyla,
için, insan ırkını yeni kötülük dalgalarından korumak için
savunma hatları, savunma bağları, dayanışmaları, değerleri
gerekiyor.
CORONA BUGÜNÜ DEĞİL YARINI ANLATIYOR BİZE
Corona;
insanın gen yapısına, hayvanın gen yapısına, tabiatın bütün kurulu düzenine müdahale
lerin insan ırkını nasıl tehdit edebileceğine, gezegenimizin tüketilmemiş hiçbir yanının bırakılmamasının bir sonraki adımının neler olabileceğine dair
ı, korkmamız gerekenleri gösterdi bize.
Corona bize bugünü değil yarını, yarınlarımızı anlatıyor.
İnsanlığın, yeryüzünün, yaşanabileceklerin,
ne kadar çılgınlaşabileceğimizin fotoğrafını
gösteriyor.
Refahın, şehirleşmenin, teknoloji çılgınlığının, güç ve ihtirasın, bencilliğin ve acımasızlığın
bizi nerelere savurabileceğini, inançlarımızın, sosyal bağlarımızın, toplumsal düzenlerimizin nasıl çökebileceğini gösteriyor.
CORONA DEĞİL, ÇİN KARANTİNA ALTINDA
Çin’de şehirler kapatılıyor. Milyonlarca insan karantina altına alınıyor
. Ekonomi duruyor, ticaret duruyor, turizm duruyor. En basit insan ilişkileri duruyor, insanlar evlerine hapsediliyor.
Çin’deki göstergeler,
devlet otoritesi güçsüz, toplumsal duyarlılığı zayıf ülkelerin böyle bir tehditle asla başa çıkamayacağına
da işaret ediyor.
ABD ile rekabete giren
Çin’in bir virüse yenilmesi
ni, dünyaya açılan bir gücün bir virüs yüzünden
nı, bütün rekabet alanlarında ağır yara almasını izliyoruz.
Corona hastaları değil, Çin karantina altına
,
.
Sadece bu bile,
geleceğin dünya düzeninin bizim ezberlerimiz, hazırlıklarımız, siyasi düşüncelerimiz dışında faktörlere göre şekil alabileceği
ni, umulmadık dalgalanmaların, çıkışların insanoğlunun bütün güç yapılarını altüst edebileceğini göstermeye yetiyor.
’da virüs, devletin en üst isimlerine kadar uzandı,
ülkenin sağlık sistemi dağılmış durumda
.
Okullar kapatılıyor, hastalık bütün şehirleri esir alıyor. Camiler, türbeler, devlet daireleri kapatılıyor
, toplantılar iptal ediliyor, bütün etkinlikler duruyor.
diyerek, hiçbir şey yapmadan, işleri kendi haline bırakmak bütün ülkeyi
sürükledi. Oysa
ilâhi takdir, mücadele etmeyi, tedbir almayı öğretiyor
. Burada bile bir
karşımıza çıkıyor.
“Düşmanlarımız İran’a komplo kuruyor”
der, sadece bağırıp çağırırsanız, ülkenizi de, insanlarınızı da
asıl siz felâkete sürüklersiniz
. İran’da bunu gördük.
İran,
salgını bütün Ortadoğu’ya dağıtan ülke
haline geldi.
’da
yasaklanıyor.
Kâbe’de tavaf durduruluyor
. Belki bu yıl
bile yapılamayacak. Bir rivayete göre Corona yüzünden, bir rivayete göre siyasi endişelerle ülkenin
kara sınırları kapatılıyor
.
Sağlık tedbirleri kapsamında
Kâbe’ye insan sokulmaması, dini terminolojideki bütün örnekleri, Kur’ân-ı Kerim’deki kıssaları akla getiriyor
.
Bu bile
inançla ilgili konuları önümüze getirmeye yetiyor
. Corona daha bu aşamada bu
uyandırıyor.
İTALYA: MİLYONLARCA İNSAN TEHDİT ALTINDA, AVRUPA TESLİM OLUYOR
’da
milyonlarca insan karantina altında
. Virüs,
Avrupa’nın her yerine, ABD’ye, Japonya’ya, Kore
’ye ulaşmış durumda.
gibi dev nüfuslu ülkede neler oluyor, kimse bilmiyor.
Bu da, salgının
gelişmiş-gelişmemiş ayırımı yapmadığı
nı, insanın
yok etmeyi amaçladığını gösteriyor.
Corona’nın
kendisi değil, sonuçları tehdit
. Kendisi sağlık sorunu bir salgın, üstesinden gelinecek. Ama sonuçları, kurulan düzenleri, birikimleri yok ediyor.
Bu yok ediş
Corona’dan çok kendi korkumuz
aslında. Kendimizden,
kötülük duygumuzdan, ihtiraslarımızdan, açgözlülüğümüzden, acımasızlığımızdan
, geleceğimizden ve
korkuyoruz.
BU BİR TATBİKAT MI? PANİK VE HAZIRLIKLAR HASTALIKTAN ÇOK.
Yıkıcı olan virüs değil, yıkıcı olan biziz. Neler yapabileceğimizi, neleri hayal edebileceğimizi
, içimizde bu planların peşinde olanlar olduğunu biliyoruz çünkü.
Hastalığın
ölümcül oranının çok ötesinde bir endişe, alarm, hazırlık
var.
Bu bir tatbikat mı? Daha kötüsüne hazırlık mı?
İNSAN KENDİ KIYAMETİNİ Mİ ZORLUYOR?
İnsan kendisinden ve gelecekten korkuyor.
Kendi kıyametinden korkuyor
.
İdeolojiler çöktü, doğru. Ama devletleri, güç alanlarını sınırlayacak hiçbir mekanizma, teamül, değer kalmadı.
Korkunç bir hükmetme, yağma dönemi
başladı.
Uluslar, bu tehlikeyi gördü ve içeri kapanıyor, kalelerini savunmaya hazırlanıyor
. Çünkü milletleri sınırlayacak hiçbir üstyapı ve ortak söz kalmadı.
alanları kapatıldı.
Ama
asıl savunma, insanın kendi kıyametini hazırlayanlara karşı olmalı
. Belki de
21. yüzyılın siyasi kamplaşması, seferberliği
bu alanda olacak.
Bazılarına
gelebilir ama
Âdem’den bu yana bütün tarihi savaş tarihi olan insan ırkı
içinde, bu kıyametleri hayal edenler hatta planlamaya çalışanlar yok mu?
KORKUMUZ BU YÜZDEN BU KADAR BÜYÜK!
Hele de
ileri teknolojinin bu kadar kolaylaştığı, sınırsızlaştığı, denetimsizleştiği, bireyselleştiği
, şirket kârlarının ve insan ihtiraslarının her şeyin önüne geçtiği bir çağda..
Eğer Corona
bir virüs ise, ki ben öyle inanıyorum, bir sonraki gelecek demektir. Salgının yıkıcı etkileri de, önleme
çabaları da, korku ve panik de, insanların
nelere direnebileceği de
böylece.
Tehdit Corona değil, tehdit biziz.
Korkumuz bu yüzden bu kadar büyük
.