Artık
söyleme zamanı.
Büyük iddiaların ve
peşinde koşma,
atma zamanı.
ellerini güçlendirme, işlerini kolaylaştırma, yollarını aydınlatma, onlarla
mücadele etme, gerektiğinde
zamanı.
Küçük hesaplar sayfasını kapatma, küçük hesapların peşinde koşanların defterini dürme, ülkenin ve milletin
onlardan koruma, kurtarma zamanı.
Kısır tartışmaların, günübirlik
, birkaç gün sonrasını göremeyen siyasi söylemlerin,
başka bir işe yaramayan
hükümranlığını sona erdirme zamanı.
Artık,
fitne-fesat üzerinden mevzi savaşları verenlere, küçücük çıkarları için büyük laflar edip
bunu memleket meselesi olarak pazarlayanlara tavır alma zamanı.
Riyakarlar, kelepirciler, ve bedel ödeyenler..
Bir hafta öncesini hatırlamayan, bir hafta sonrasına dair hiçbir kanaati olmayan
tavır alma zamanı.
Artık işadamı değil, politikacı değil, kanaat önderi değil, STK'cı değil, gazeteci değil, aydın değil dava adamı olma zamanı.
Bunun için öncelikle
zihinleri ve yürekleri temizleme
, fırsatçılıktan kurtulma, arınma ve azim ve kararlılık
zamanı.
Sonradan
bazı kişiliklerin, yeni yetme '
akil' tiplerin, şımarıklık ve açgözlülük karışımı karakterlerin
yıllarını bu mücadeleye adamışlara,
, bu ülkenin
oluşturan
sessiz ve onurlu insanlara kılıç sallamasına
hoşgörü gösterilecek zaman değil.
Az sıkıştığında
sıvışanların, işler yoluna girince “
lama yarışına giren
saltanat süreceği zaman değil.
Bütün hesapların üstündeki hesap
Yoklukla sınanmışların, varlıkla imtihan olmuşların
, çelik yumrukları,
, mangal gibi yürekleri olanların zamanı. Çünkü onlar Türkiye'yi bugüne taşıdılar,
olmadılar.
Çünkü onlar bu ülkeyi çok daha ileri taşıyacak azme, iradeye ve ülke sevgisine sahip. Çünkü onlar, az sıkıştığında kaçıp sinenlerden,
cephe satanlardan, mevzi değiştirenlerden ve bu günahlarına arsızca bahanelere üretenlerden
olmayacak.
1 Kasım
dedik. Milletimiz,
Selçuklu'dan gelen gelenekle, Osmanlı'dan kalan mirasla
, Cumhuriyet döneminin azmiyle bu
, o
yüzyıllara şekil veren ruha
, kendine ve coğrafyasına kan veren damara sahip çıktı.
Bütün siyasi söylemlerin üstünde bir siyasi irade olduğunu
, bir tarihsel hedef olduğunu gösterdi.
Yol çizdi, tavır koydu,
tarih yapıcıların yolunu açtı
. Onları
, onları tasfiye edip Türkiye'ye diz çöktürmeye dönük son
üç yıldır acımasızca devam eden çokuluslu müdahaleye
meydan okudu.
Bugünlerde yüzyıllara dönük imzalar atılacak
Öyleyse artık
susma vakti, bezginlik vakti, günlük hesap vakti geçmiştir.
Bundan sonra büyük adımların atılacağını, cesur kararlar verileceğini,
Anadolu ölçeğinin çok ötesinde coğrafya mücadelesi verileceğini
, ulus üstü yapılanlar döneminin başlayacağını bilmek gerekir.
Dün yeni seçilen vekiller yemin etti,
hükümeti kurma görevini
'na verdi. Oluşturulacak yeni kabinede güçlü, kararlı, yerli, bu
büyük yükselişe imza atacak isimler
olacak.
Bu kabinenin işi bundan öncekilerden
olacak. Çünkü onlar
olacak. Milletin 1 Kasım'da verdiği sözün üstüne söz söylemek, o duruşun ötesine adımlar atma yükümlülüğü altında olacak.
yaşanacağı, büyük reformların yapılacağı, ekonomik sıçrama ve dış politik açılımların ses getireceği bir dönem başladı. Bu dönem bir çok ülkede olduğu gibi,
imparatorluk dosyalarının raflardan indirildiği dönem
olacak.
Bunu sadece Türkiye yapmıyor, kimse buradan bir
üretmeye kalkışmasın.
Almanya da, İngiltere de, Rusya ve Fransa da kendi dosyalarını raflardan indiriyor
. Artık böyle bir tarih başladı.
Bu tarih,
kimin merkezde yer alacağına
karar verilen tarih olacak. Belki de bugünlerde atılacak temeller
yüzyıllara dayanan bir gücün temelleri
olacak. Belki bu yıllar işte böyle bir güçlü çıkışın ilan edildiği yıllar olacak.
Dış müdahale, iç işgal ve intihar bombacıları
Artık
, mezhep ve etnik çatışmalarla uğraşacak vakit yok. Artık sadece Türkiye'nin iç sorunlarıyla uğraşacak
yok. Artık bu ülkenin
her hareketi, her çıkışı, her söylemi bölgeseldir
hatta küreseldir. Böyle olmak zorundadır. Böyle olmazsa, acımasız bir yıpranma dönemi başlayacaktır.
Üç yıldır
Türkiye'yi çepeçevre kuşatan, nefesini kesen, diz çökmeye zorlayan saldırılar, dış müdahaleler, iç işgal girişimleri işte bu büyük tarihsel sıçramayı yok etmeye ayarlıydı.
Milletimize ve ülkemize
edenleri, onları büyük dava ile tanıştıranları, onlara
cesaret ve özgüveni hatırlatanları tasfiye edip
yok etmek istemelerinin sebebi, bu milleti
bırakmaktı.
Yapmadıkları çirkinlik ve
kalmadı. Daha
bir ay önce imza attıkları ihanetlerinin mürekkebi bile kurumadı
. Ama başaramadılar. Başaramayacaklardı.
Milletlerin büyük yürüyüşlerini, eğilimlerini, toplumsal duygu selini durdurmaları
mümkün değildi. Bunu bile anlayamayacak kadar aptaldılar ve
birer intihar bombacısı gibi
meydana sürüldüler.
Bütün bunlar geride kaldı.
sahipleri ortada kaldı. Büyük yürüyüş hiç sendelemeden devam ediyor.
Bin yıllık tarih, yeni başlangıç
Öyleyse bundan sonra artık hepimiz bu misyona göre hareket etmek zorundayız.
Milletvekilleri de, bakanlar da, kanaat önderleri de, gazeteciler ve aydınlar da bu misyonla hareket etmek zorunda
. Bunu başaramayanlar yollarda kaybolup gidecektir. Bunu kişisel çıkar yolu görenler
ortada kalacaklar.
Bin yıllık tarihin yeni bir aşamasına geldik
. Cumhuriyet'in ilan edildiği dönemler gibi
yeni bir başlangıç dönemine
girdik. Hepimizin birer vatansever olarak,
ülkesine ve milletine adanmış
kişiler olarak bu başlangıçta üzerimize düşeni yapma yükümlülüğü var.
Artık büyük sözlerin, büyük ideallerin, cesur adımların zamanı.
Selçuklu'dan bu yana devam eden tarih akışını yeniden şekillendirme zamanı.
Bugüne kadar
bir şekilde tarih yapıcıların yanında yer aldık. Her türlü ayartmaya, tehdide, itibarsızlaştırmaya karşı tereddütsüz bir şekilde
tuttuk.
Ama
asıl büyük mücadele yeni başlıyor
. Başı dönenlerin,
dizleri titreyenlerin, dilleri tutulanların direnemeyeceği
bir süreç olacak bu.
En ağır sınav şimdi başlıyor.
.
Yürekleri sağlam olanlar, asla pes etmeyecekler, öncüler yüzyılların mücadelesini verecek. Biz hep orada olacağız.