Bu ne küstahlık, neyin şantajı? Cevabı 16 Nisan’da alacaksınız!

04:0021/03/2017, Salı
G: 17/09/2019, Salı
İbrahim Karagül

“Evet”
çıkarsa, Türkiye
16 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçme kararı alırsa Avrupa Birliği kapılarını kapatacaklarmış!
AB'yi unutacakmışız! Almanya'nın en yetkili siyasi ağızları bu tür cümleler kuruyor.

Nasıl
küstahça
ifadeler, nasıl bir
düşmanlık
, nasıl bir
hezeyan
hali! Nedir bu; neyin düşmanlığı,
neyin şantajı?
Türkiye sizi neden bu kadar
ürküttü
, hesabınız ne,
korkunuz
ne, amacınız ne?


Türkiye'nin yönetim sisteminden size ne?


İslam'la savaş, Türkiye ile savaş ve o tetikçiler


AB içindeki

monarşiler

, yarı başkanlıklar ortada dururken, AB ülkeleri hızla

faşizmin kollarına teslim olurken,

Almanya'nın, Avusturya'nın ya da Hollanda'nın Türkiye'nin

yönetim sistemini sorgulama lüksü

var mı? 16 Nisan'la, Cumhurbaşkanlığı sistemi ile AB ilişkileri arasında

ne tür bir bağlantı

var?



Yok yok,

mesele yönetim sistemi değil

. Mesele,

bütün Avrupa'yı Türkiye karşısında birleştirmek, tek cephe yapmak

, Türkiye'nin yükselişini durdurmak, geri adım attırmak, yeni operasyonlara hazırlanmaktadır.

İslam'la savaş politikalarını Türkiye ile savaş politikalarına çevirmenin alt yapısı

nı, psikolojik ortamını hazırlamaktır.



Bölgemizde

bu tezlere taşeronluk yapan herkes, her çevre haindir, dış düşmandır, işgal gücüdür

.



AB düşüncesini Avrupa ülkeleri bile silip attı..


Artık bu ülkede kimsenin AB diye bir düşüncesi yoktur

. Sizden böyle bir talebi olmayacaktır. Hangi siyasi hareket böyle bir arayışa girerse

milletimizin sert reaksiyonu ile karşı karşıya

kalacaktır. Çünkü Türkiye kamuoyu, bu

düşmanlıklar

karşısında kararını vermiş, AB düşüncesini kafasından

silmiştir

.



Sadece biz mi sildik?
Ortada bir Avrupa düşüncesi mi kaldı?

Hangi AB ülkesi birliğin geleceğinden emin,

hangi Avrupa ülkesi gelecek hesabını AB düşüncesine göre yapıyor? Hiçbiri…

Herkes kendi milli pozisyonunu yeniden şekillendirme,

merkez iktidar

alanını güçlendirme, AB gibi

ulusüstü yapıları defterden silme

derdinde.



Umurumuzda bile değilsiniz..


Dolayısıyla bu sözler, Türkiye'nin gelecek perspektifi açısından hiçbir anlam taşımıyor.

Yalvarsanız bile

artık böyle bir ortak gelecek olmayacak. Ama söz konusu açıklamalar,

şantajla

r başka bir

kötülüğün göstergesi

.



Biz bunu anlıyoruz. Türkiye'ye açık düşmanlık için

cepheler

kurduğunuzu, her türlü fırsatı kullanıp

kamuoyunu buna hazırladığınızı

, alçakça tezgahlar üzerinde çalıştığınızı biliyoruz. Bu sözlerden

“AB üyeliği tehlikede”

gibi bir düşünce gelmiyor aklımıza,

“bunlar yine neler tezgahlıyorlar”

diye düşünüyoruz artık.



Gerçek de bu zaten. Ve biz o gerçek için hazırlık yapıyoruz.



Evet, kanıt yok çünkü 15 Temmuz'u siz yaptınız!


Türkiye içindeki

en faal teşkilatlardan

biri olan

Alman İstihbarat Servis

i'nin Başkanı Bruno Kahl, '

15 Temmuz darbesinin arkasında Gülen olduğuna dair kanıt görmediklerini'

söylemiş. Doğrudur, kanıt yoktur çünkü 15 Temmuz'u bizzat kendileri yaptı! Ortak istihbarat operasyonu üzerinden bir işgal denemesiydi. FETÖ kadroları sadece onların

tetikçileri

, taşeronlarıydı. Daha önce de ABD Genelkurmay yetkilileri

“müttefiklerimiz tasfiye ediliyor”

diye feryat ediyordu.



15 Temmuz saldırısı başarısız olunca,

kırk yıldır bu iş için hazırladıkları

kadrolar işi ellerine yüzlerine bulaştırınca

paniklemişler

, uzunca bir süre ne diyeceklerini bilememişlerdi. Derhal, Türkiye içinde kullandıkları

istihbarat aparatlarını

geri çektiler. FETÖ'cü operasyonel kişileri Avrupa ve ABD'de

korumaya

aldılar.



Tetikçiler başarılı olamadı, sahaya oyun kurucular indi


Demokrasiye,

sivil yönetime

destek vermemiş, tam aksine bu başarısızlığın hemen sonrasında korkunç bir Türkiye düşmanlığına başlamışlardı. Bu düşmanlık

ABD ve Avrupa'daki bütün istihbarat, medya, güvenlik kurumları tarafından ortak yönetilen

bir saldırı kampanyasına dönüşmüştü.



PKK

ile,

DHKP-C

ile, son olarak da

FETÖ

ile yürüttükleri bütün operasyonlar, müdahaleler başarısız olmuş, Türkiye içinde yürüttükleri

vekalet savaşı fiyaskoyla sonuçlanmış

. Şimdilik onları geri çektiler,

yeni bir operasyon görevi verene kadar

korumaya aldılar, kendileri

bizzat

sahaya indi.



Oyun kurucular

, asıl aktörler üzerinden savaş başlattılar. Hollanda'da, Almanya'da, Avusturya ya da Belçika'da gördüğümüz şey budur.

CIA ve ABD Savunma Bakanlığı'nın Kuzey Suriye'de PYD üzerinden yürüttüğü şey budur

.



O gece Türkiye'yi parçalayacaklardı


Evet, kanıt bulamazlar, kanıt yok. Çünkü olayın

asli faili bizzat kendileri

. Çünkü 15 Temmuz'u bizzat kendileri yaptı. ABD istihbaratı yaptı, Avrupa istihbarat teşkilatları ortaklaşa yaptı. O gece

Anadolu ile Avrupa'yı tam da Şehitler Köprüsü üzerinden birbirinden ayırmaya

çalışan onlardı.



O gece

Kazan

'da,

Çengelköy

'de insanlarımıza kurşun sıktıranlar onlardı. O gece

Türkiye Büyük Millet Meclisi

'ni bombalatan,

Erdoğan'ı öldürmek için Marmaris'e suikast timini gönderen

onlardı. Türkiye'yi pes ettirmek, teslim almak, bugünün siyasi öncülerini yok etmek isteyen onlardı. 15 Temmuz saldırısı bir darbe girişimi değil, Türkiye'ye yönelik açık bir

dış saldırı

ydı.



16 Nisan'a kadar saldırılar artacak


Bütün terör gruplarını, istihbarat aparatlarını yanlarına aldılar. Avrupa genelinde Türkiye cephesi açıyorlar.

Suriye'nin kuzeyinden ve Batı'dan sıkıştırmaya çalışıyorlar

.

Gezi vandallığı

ndan bu yana bütün tezleri çöktüğü için, son imha operasyonu 15 Temmuz da başarısız olduğu için toplu olarak harekete geçtiler.



Yine başarısız olacak, yine yapamayacaklar

. Bütün güçleriyle

16 Nisan

'da “evet” çıkmaması için çalışıyorlar. Çünkü

Türkiye'nin büyük dönüşümünün en önemli adımı o gün atılacak

. Bir daha asla bu ülkeyi

kontrol etme

fırsatı bulamayacaklar. Öyleyse,

16 Nisan'a kadar ne kadar kötülük varsa yapacaklar, ne kadar senaryo varsa servis edecekler, ne kadar Truva atı varsa sahaya sürecekler

.



Büyük kriz Avrupa içinde patlayacak..


Yüzlerce yıllık öfke ile, intikam duygusu

ile yürüttükleri bu saldırıların AB üyeliği ile hiçbir ilgisi yok. Çünkü artık

öyle bir proje yok

. Çünkü onların durumu daha da kötü.

Avrupa kendi içinde cepheleşecek

, saflar yeniden şekillenecek,

iki dünya savaşında olduğu gibi herkesin pozisyonu netleşecek

.



Bundan sonra Türkiye ile uğraşmayı bırakıp,

kendi aralarında patlayacak
büyük krizleri önlemeye

dönük adımlar atsalar çok daha iyi olacak. Ama bunu yapmayacaklar. Tehlikeyi dışarı

ihraç

edecekler, başka bölgelerde kriz çıkartıp

kendi krizlerini örtbas etmeye

çalışacaklar. Ama Avrupa için krizi önleyemeyecekler. Bu yüzden

AB projesi sandığımızdan çok daha hızlı çözülecek

.



İkinci imha denemesi: Başlayın, biz hazırız!


Biz hazırız

. Biz bu tehditlerin arkasında ne olduğunu biliyoruz, okuyoruz. Biz, 15 Temmuz'u bildiğimiz gibi,

oyun kurucusunun da tetikçisinin de kimler olduğunu

biliyoruz. Biz, 16 Nisan'dan sonra

nasıl bir hesaplaşma

olacağını tahmin ediyoruz.



Bu yüzden,

16 Nisan en büyük savunma hazırlıklarından biridir

. Türkiye'yi

takviye etme, dışarıdan gelecek yıkıcı dalgalara karşı güçlendirme

dir. Mesel AB değil, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş değil onların gözünde. Mesele 15 Temmuz'da yapamadıkları

imha harekatını

yeniden denemektir. Bunu biliyoruz ve tetikteyiz.



Millet, en güzel cevabı verecek..


Öyleyse 16 Nisan tam bir

teyakkuz

hali, savunma hali,

seferberlik

halidir.

Güçlü, hızlı karar alabilen bir Türkiye

,

onlar için tehlikelidir. Çünkü böyle bir Türkiye,

operasyon kabiliyetlerini yok etmektedir.



Öyleyse bu millet,

bin yıllık ferasetiyle

ne yapacağını, ne

karar

vereceğini, nasıl bir

savunma kalkanı

oluşturacağını,

kimlerin canını yakacağını

bilecektir.



Her şeye hazırız… Bekliyoruz..

#16 Nisan 2017
#15 Temmuz
#FETÖ
#ABD
#CIA