Bu yaz, sonbaharda ve önümüzdeki yılda Türkiye''de yaşanması muhtemel gelişmeler nelerdir, Türkiye''yi ne gibi tehlikeler beklemektedir şeklindeki sorulara, kamuoyunu yönlendiren “akil adamlar”ın ne tür cevaplar vereceklerini merak ediyorum. Ama inanıyorum ki, bu soruların cevaplarını hiçbir zaman alamayacağız.
Bırakın gelecek yılı, birkaç hafta sonrasına ilişkin öngörüsü olan ve bunları paylaşanların sayısının ne kadar sınırlı olduğu ortada. Gündelik polemiklere, sonuçsuz tartışmalara kilitlenen Türkiye''nin içinde bulunduğu, tahmin edilenden daha derin krizin yönetilmesinde bütün çabaların cepheyi genişletmeye dönük olması endişe verici. Bir çoklarının kendi “özel hesaplar”ını yaşanan siyasi kriz üzerinden yürüttüğünü görmek ürkütücü. Böyle olunca da, krizin başkalaşıp bir çeşit kör döğüşü hali aldığını kabullenmek zorundayız. Umutsuzluğu artıran da bu. Bu kadar geniş bir cephede yürütülen çatışmanın nerelere ulaşabileceği konusunda yeterli endişe ve sorumluluk örneklerini pek fazla hissedemiyoruz. Kaygıların merkezine Türkiye''yi koyanların sayısı ne yazık ki giderek azalıyor.
Oysa Türkiye ile aynı dönemde dünyada İkinci Dünya Savaşı''ndan bu yana en büyük kriz geliyor ve küresel etkilerinin çok sarsıcı olabileceği söyleniyor. Türkiye''deki krizin küresel ekonomik ve dolayısıyla siyasi krizle bağlantısı bir tarafa, dünyadaki krizin tartışılma biçiminden öğreneceğimiz çok şey var. Türkiye''de hafife alınsa da, aklı başında herkes krizin yol açacağı yıkımları sıralarken çıkış için somut önerilerde de bulunuyor. Türkiye''de siyasi krizi tartışanlarınsa, bırakın önerileri bütün enerjilerini kavgayı daha da şiddetlendirmeye harcadıklarını görüyoruz. Bu çevrelerin Türkiye''nin önümüzdeki iki yılı için öngörüleri nelerdir sorusunu tekrar soralım. Alacağımız cevap bir hiçtir.
Neler olabilir?
Bunlar her ne kadar ekonomik öngörülerse de yol açtığı siyasi ve sosyal konular da bir o kadar tehditler içeriyor.
Türkiye iki türlü krizle karşı karşıya. Bizi korkutan bu. Biri kendi içindeki geleneksel, hastalıklı, sınıfsal bir ayırıma dayanan, ideolojik bir körlükle devam ettirilen, bölgesel dizayn planlarıyla ilişkili ve Türkiye''nin büyük kayıp yaşayacağı kriz. Diğeri ise, dünya genelindeki ekonomik bunalımın, yol açtığı siyasi ve sosyal sonuçların Türkiye''ye yansıması.
Hiç değilse, dünyanın endişe ettiği krizin Türkiye''ye yansımalarını iyi görüp insanlarımızı en az zararla kurtaracak önerilerde bulunabilmeliyiz. Bütün bunlar varken gülüp oynayacak değiliz…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.