Biden’den kimler sinyal bekliyor? Bu silik, aciz adam size yardım edemez.

04:0022/01/2021, Cuma
G: 22/01/2021, Cuma
İbrahim Karagül

Trump’ın gidişi,ABD iç siyasetindeki bölünme,toplumsalkamplaşma, devlet içindeiktidar parçalanması, “iç terör”ve“dış tehdit”kavramlarının ABD iç siyaset diline yerleşmesi bize ne anlatıyor?Biden’ınsönük ve mecalsizbir şekilde yönetimi devralması,“dünya ile yeniden dostluk, ittifak”mesajlarınınilgisizliklekarşılanması, içe kapanmak zorunda kalacağının işaretlerinin daha da belirginleşmesi, küresel ölçektegüç kaymalarının iç çatışmayı daha da provoke edecek olmasıbize ne anlatıyor?Devlet aklının millileşmesi.


Trump
’ın gidişi,
ABD iç siyasetindeki bölünme,
toplumsal
kamplaşma
, devlet içinde
iktidar parçalanması, “iç terör”
ve
“dış tehdit”
kavramlarının ABD iç siyaset diline yerleşmesi bize ne anlatıyor?
Biden’ın
sönük ve mecalsiz
bir şekilde yönetimi devralması,
“dünya ile yeniden dostluk, ittifak”
mesajlarının
ilgisizlikle
karşılanması, içe kapanmak zorunda kalacağının işaretlerinin daha da belirginleşmesi, küresel ölçekte
güç kaymalarının iç çatışmayı daha da provoke edecek olması
bize ne anlatıyor?

Devlet aklının millileşmesi. Erdoğan’ın tarih yürüyüşü. Ve geleceği ıskalayanlar.

Türkiye-ABD ilişkilerini
eski cümlelerle, ezberlerle
okuyanlara elbette söyleyeceğimiz bir şey yok. Onlar yıllardır aynı ezberleri tekrarlıyor.
ABD’de, dünyada, Türkiye’de neler değişti, neler değişiyor zerre fikirleri ya da ilgileri yok.
Onlar
iman ettikleri
Amerikan gücüne tapınmaya devam etsinler,
tarihi ve geleceği ıskalasınlar.
Biz; “yeni cümleler” kuranlarla, ABD’deki
dramatik güç kaybını
doğru algılayanlarla, küresel güç alanının nasıl şekil alacağını dünyanın yeni halini okuyarak tartışabilenlerle konuşmayı deneyeceğiz.
Türkiye’de
devlet aklının millileşmesinin
bu ilişkileri nasıl yöneteceğini,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Selçuklu’dan, Osmanlı’dan, Türkiye’ye ve sonrasına akan düşünsel ve söylemsel öncülüğünün
bu ilişkileri nasıl yürüteceğini göreceğiz.
Doğu-Batı arasındaki derin ayrışma
ve cepheleşmenin Türkiye’ye başka hangi hareket alanları oluşturacağını sorgulayacağız, tartışacağız, anlamaya ve bu
büyük yürüyüşün altını doldurmaya
çalışacağız.

”Müdahale” çağrıları ve “ABD’nin silahıyla Türkiye’yi vurmak…” Utanç verici bir sayfa açtınız.

Anadolu’ya sıkıştırılmış, etrafı çevrelenmiş, dar ittifak alanlarına hapsedilmiş,
güvenlikten siyasi iktidarına her alanda kontrol altında tutulan Türkiye’nin, bütün bunları kırıp
yeniden yükseliş dönemi başlatmışken bir daha geri döneceğini, aynı dar alana mahkum olacağını sananlar büyük hata yapıyor.
Dışarıdan ve içeriden bu hesabı yapanlar, Türkiye’nin büyük dönüşünü,
ABD’nin geçirdiği travmayı,
küresel ölçekte güç kaymalarının şiddetini ve bunun
nasıl bir dünya şekillendirdiğini
zerre anlamamış.
Özellikle içeridekilerin,
“ABD silahıyla Türkiye’yi vurma”
ya dönük pozisyon alışları, bunu
açıkça ve pervasızca
yapmaları,
“Türkiye’ye müdahale et”
çağrıları,
yüzlerce yıllık tarihimizin en utanç verici
sayfalarından
biri olarak yazılacaktır. Hangi siyasi kimlikten olursa olsun,
hiçbir siyasi parti öyle bir utançla yol alamaz,
alamayacaktır.

“Gayri milli” iç cephe: Sistematik, provokatif, ilkel, yıkıcı, kötülükle örülmüş bir siyasi dil.

CHP
öncülüğünde,
İyi Parti
desteğinde,
HDP (PKK)
ortaklığında ve
muhafazakar takviye
ile oluşturulan
“gayri milli”
yapının, Biden döneminde Türkiye’de
darbe, dış müdahale beklediği artık açık.
Sosyal medyayı elinde bulunduran
çokuluslu şirketler
le bu oluşum arasındaki
ortaklık aşikar.
Bütün bu siyasi partilerin
Türkiye’yi yüceltecek hiçbir girişime destek vermemeleri,
ülkeyi güvene alacak hiçbir çabaya katkıda bulunmamaları,
milletimizin sıkıntılarını sadece provoke etmeleri
ve en önemlisi de
ortak bir siyasi dil
kullanmaları ibretlik.
Türkiye’nin iyiliğine ve dünyanın dönüşümüne dair tek cümleleri yok.
Sistematik, ilkel, provokatif, yıkıcı ve kötülükle şekillenmiş bir siyasi dil
dışında kurdukları tek cümle yok.

CHP’nin vatanseverleri, İyi Parti’nin milliyetçileri, Saadet’in duyarlı insanları, Türkiye Ekseni’ne dönmeli.

Bu haliyle
CHP ile İyi Parti, HDP ile muhafazakar muhalefet
arasında
siyasi kimlik
ya da Türkiye’ye
vadettikleri
anlamında hiç bir fark kalmadı. Tamamen çokuluslu şirketlerin ve ABD yerleşik sisteminin önceliklerine göre hareket ediyorlar. Bu da onları siyasi parti olmaktan çıkarıp bir
“içeriden müdahale cephesi”
olduklarını ortaya seriyor.
Eminim
aynı yapılar, aynı kişiler, aynı siyasi anlayış, Osmanlı döneminde olsaydı da bir iç işgal cephesi olarak konum alırlardı.
Çünkü bu bir
siyasi genetik.
CHP’deki vatanseverlerin, İyi Parti’deki milliyetçilerin, Saadet Partisi’nin duyarlı insanlarının büyük Türkiye mücadelesinde Türkiye’nin safında yer almaları gerekiyor.
Özellikle Saadet Partisi, on yıllardır, Türkiye’nin bugünkü mücadelesini dillendirdi. Ama tam o ana geldik, kendisini
vesayetçi alana
yamadı
. Bu anlaşılır bir şey değil.

O şirketlerin ilk hedefi Türkiye. Nasıl bir format deneyecekler?

Biden dönemi
sönük
başladı. Asıl bundan sonra
ABD’yi devlet değil,
şirketler yönetecek
. Bunların
ilk hedefi de Türkiye.
Çok geçmeden
içeride kurdukları yapıyı harekete geçirmeye
çalışacaklar. 15 Temmuz’da yapamadıklarını
başka bir formatta
deneyecekler. Hem dışarıdan hem içeriden Türkiye’yi vuracaklar. Bunu deneyecekler.
Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de, Suriye’nin kuzeyinde, Libya’da, Afrika’da zorlayacaklar.
Suriye’nin kuzeyinde
PKK/YPG’yi
tekrar hareketlendirecekler. Türkiye’nin
bölgesel ve küresel gücünü sınırlandırmaya, daraltmaya
dönük ne varsa hepsini masaya koyacaklar.

Peki başarabilecekler mi?

Fırtına: Türkiye için “dışarıya”, ABD için “içeriye” esiyor.

Dışarıdan ve içeriden bu hesabı yapanlar;

1.
Türkiye’nin
direncini, gücünü ve aklını, hesap ve hedeflerini tam kavrayamamış
. Güç fırtınasının artık
Türkiye’den “dışarıya dönük” estiğini,
yüz yıl sonra gelen bu yükselişin çok uzun süre
durdurulamayacağını
anlayamamış.
2.
ABD’nin içinde bulunduğu
bölünmeyi
,
iktidar parçalanmasını, güç fırtınalarının “dışarıdan ABD’ye, içeriye” doğru estiğini,
Biden döneminin son derece
silik
,
istikrarsız
bir dönem olacağını okuyamamış.
3.
ABD, Çin, AB, Rusya, Almanya gibi ülkeler arasındaki küresel iktidar hesaplaşmasının
Türkiye’yi çok daha
büyüteceğini
, inanılmaz hareket alanları sağlayacağını, içeriden cephenin bu alanda bir
“tehdit gibi”
,
“yabancı güç gibi” algılanacağını
görememiş.

İç tehdit, iç çatışma, terör AB’nin kendi içine taşındı. Müdahale dönemi kapandı.

4.
“Türkiye’yi durdurma”
, “Türkiye’ye müdahale” dönemi çoktan kapandı. Artık
oyun bambaşka hesaplar üzerine kuruluyor.
Bu hesapları en iyi okuyan, buna göre hazırlık yapan ülkelerden biriyiz. Bu yönde her saldırı, gücümüzü daha da artıracak, ona
meşruiyet alanı
açacaktır.
5.
Daha dün
Akdeniz’de, Ortadoğu’da Türkiye karşıtı cepheler kurmuşlardı. Bir kaç yılda hepsi dağıldı.
Yine kuracaklar, yine dağılacak. Bu hesabın tutmayacağını sadece ABD ve Türkiye’ye bakarak değil, küresel ölçekte yeni güç yapılanmasına bakarak değerlendiriyoruz.
6.
ABD için
“rejim değişikliği”
dönemi kapandı. Çokuluslu şirketler şimdi orada rejim değiştiriyor. O kendini
korumaya almanın telaşında.
ABD için
terör, iç tehdit, iç çatışma, toplumsal bölünme ihraç etme
dönemi kapandı. Şimdi bütün bunlarla kendi içinde yüzleşiyor.

Bu gayri milli cepheden kaçın!

7.
Biden’dan sinyal bekleyenleri, ABD gücüyle içeride iktidar arayışına girenleri
büyük bir
hesap hatası,
derin bir hayal kırıklığı bekliyor. Bu silik adam önce ABD’yi toparlasın, görelim.
8. Türkiye,
bütün tehditlerle yüzleşecek akıl ve donanı
ma sahip. Anladık ki, içerideki muhalefet, iç cephe oluşumu bu mücadelede Türkiye’nin yanında değil. Görünüşe göre hiç de olmayacak.
9. Öyleyse, bu cephe içinde olanların kendilerini bu
“gayri milli” oluşumdan uzak tutmaları gerekir.
Bugün görünen ABD’den kimseye ekmek çıkmayacak.
#Biden