Coğrafyamıziki türlü şiddetle, tehditle, işgalleyüz yüzedir. İlki ve bu yüzyıla damgasını vuracak olanBatılı istiladır.Bölgenin bütünzaaflarınıistismar ederek hızla yayılan bu istila;etnik kavgalar, mezhepkimliği üzerinden ayrışma ve çatışmalar,sınır sorunları,kaynaklar paylaşımı, terör örgütleriüzerinden yürütülen istikrarsızlaştırma senaryoları, iç çatışmalar,bölge rejimlerininvesayet sorunları, kitlelerle rejimler arasındaki kopukluk hatta düşmanlık şeklinde neredeyse coğrafyamızın tamamına yayılmıştır.Üst
Coğrafyamız
iki türlü şiddetle, tehditle, işgalle
yüz yüzedir. İlki ve bu yüzyıla damgasını vuracak olan
dır.
Bölgenin bütün
istismar ederek hızla yayılan bu istila;
kimliği üzerinden ayrışma ve çatışmalar
sınır sorunları,
kaynaklar paylaşımı, terör örgütleri
üzerinden yürütülen istikrarsızlaştırma senaryoları
bölge rejimlerinin
, kitlelerle rejimler arasındaki kopukluk hatta düşmanlık şeklinde neredeyse coğrafyamızın tamamına yayılmıştır.
tarih dışına, denklem dışına itmektir
Birçoğu
gibi görünen krizlerin tamamı aslında bir
dir, bir
dir, 21. yüzyıla yayılan bir
dır, Müslüman ülkelerin ve toplumların bu yüzyıl boyunca
tarih dışına, denklem dışına itilmesi planlarıdır
.
Aslında 21. yüzyılda bizim için
yeni bir 20. yüzyıl tasarlanmıştır
.
İslam’ı kuşatmak, ülkeleri kuşatmak, Müslümanları kuşatmak ve yeryüzünün ana eksenini
, orta kuşağını oluşturan coğrafyayı yeniden istilaetmek,
ve yönetmek üzerine bir tasarımdır bu.
Bu üst projenin önünü açan bütün bölgesel krizler, bölge içi gerilimler mutlak suretle bir dış müdahaledir
. Bazı ülkelerin kendi sorunları gibi gördüğü meselelerin tamamı dış müdahalenin parçasıdır, içeriye dönük uzantılarıdır.
’ın işgali,
’ın işgali,
meselesi,
meselesi,
’nın parçalanması,
gerilimi,
’nde
’ı hedef alan yeni kriz ve daha niceleri,
bir ince hesaptır. Bu öyle bir kaos, tufan planlamasıdır ki,
“yahu bizim hiç mi suçumuz yok”
sözleri, itirazları anlamsızlaşmaktadır.
Daha şimdiden
bu küresel istila,
beş yıl içinde en az beş ülkeyi daha parçalamayı
amaçlamaktadır.
,
ve S. Arabistan dahil, bölgenin en güçlü ülkeleri bile
altındadır.
Ve bu fırtına hiçbir şekilde
on yıllık, yirmi yıllık zaman aralıklarına sıkıştırılamaz
.
’nden bu yana,
bu yana,
’nın yıkılmasından bu yana,
coğrafyanın sömürgeciler tarafından paramparça edilmesinden
bu yana devam eden bir süreçtir. Bu
yapamayan hiçbir devletin ayakta kalma şansı olmayacaktır. Bu sürekliliğin farkına varamayan
yakın gelecekte birarada kalamayacak.
Coğrafyamız bir dünya savaşı yaşamaktadır
, bugün söylenmese de, geleceğin tarihçileri bu büyük kaosu
“21. Yüzyılın Haçlı Saldırıları”
olarak tanımlayacaktır. Ne kaderdir ki,
biz, bizim ülkemiz yüz yıl sonra yeniden
coğrafyanın ağır sorumluluklarını üslenmiş,
sağlam bir direnç, son kale
olarak büyük mücadelelere girişmiştir. Bu da bizim
rolümüzün bir uzantısıdır.
Hal böyle iken,
istilanın önünü açan, ona zemin hazırlayan, onunla işbirliği yaparak güç arayışına giren her devlet, her toplum, her örgüt işgalcidir, coğrafyanın hainidir
.
İşte bölgeye yönelik
ikinci tehdit bu iç işgalcilerdir
. Ülkelerin parçalanmasına, yüzyıllardır birlikte yaşayan toplumların birbirine
ve
, coğrafya içi yeni
açılmasına zemin hazırlayanlar,
Batılı istilanın uzantısı olarak rol üslenenler
,
o üst projenin altına gizleyip hesap görenler
, fırtınayı arkasına alıp yakın komşularını vuranlar
siyasi tarihin kötüleridir
. Coğrafyanın düşmanları olarak anılacaktır.
Ne gariptir ki,
coğrafyanın düşmanlarının tamamı aynı zamanda Türkiye düşmanıdır!
gerekçesiyle Afganistan’ı işgal etme,
gerekçesiyle Irak’ı perişan etme,
gerekçesiyle Suriye’yi işgal etme,
PKK eliyle Suriye’yi parçalayıp Türkiye karşıtı büyük bir cephe oluşturma
hesapları hep bu büyük projenin alt unsurlarıdır. Bunlar ve daha birçok örgüt, birer iç işgalcidir, birer dış tehdittir. Bu yüzden
PKK gibi örgütlerle savaş işgale karşı savaştır.
Ama bütün kartlar
, İran ile Sünni Arap dünyası arasında çıkarılacak büyük kavgaya
göre dağıtılmıştır.
yle yanıp tutuşan
, bölgeye yönelik büyük
istiladan en çok yararlanan
, fırtınayı en iyi kullanan, kendi heveslerini bölge dışı müdahaleyle
eden ülkedir.
hızla mevzi kaybetmektedir. Bugüne kadar ağır aksak da olsa bir birlik görüntüsü veren bu çevre, son
parçalanmıştır.
Irak ve Suriye gibi Arap topraklarını İran’a kaptırdıktan sonra Basra Körfezi’nden Akdeniz’e kadar bütün Arap toprakları tehdit altına girmiştir
.
S. Arabistan tam anlamıyla
bir ülkedir, çok yakında hem bu ülkede hem de Basra Körfezi’nde bütün
istikrarsızlıklar ateşlenecektir.
Katar’ı hedef alan son kriz, bir projedir ve S. Arabistan tuzağa düşürülmüştür
. Günlerdir dile getirdiğimiz
ve
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
üzerinden,
üzerinden
Arap dünyasına çok büyük bir tuzak kurulmaktadır
. Bu tuzak boşa çıkarılamazsa, Sünni Arap dünyası ciddi
iç savaşlara, terörle mücadele örtüsü altında işgallere
maruz kalacaktır.
, bölgenin
olarak
bölge dışı müdahalelere karşı en net tavır alan, güçlü bir siyasi söylem ve duruş belirleyen
, bu yüzden de hem Batı’dan tehdit edilen, hem Arap dünyasıyla bütün bağları koparılmak istenen,
terör örgütleri ve özellikle de PKK üzerinden Suriye’nin kuzeyinden açık hedef yapılan
ülkedir. Arap dünyasının, Müslüman dünyanın, özellikle de coğrafyada yaşayan toplumların
Türkiye’nin duruşundan alacakları çok ders var
dır.
Türkiye güçlüdür, güçlenmektedir,
atmaktadır, öyleyse önce onu
, yoralım, yoldan çekilmesini sağlayalım düşüncesi öne geçmiştir.
Bu yüzden 15 Temmuz yaşanmış, bu yüzden bir iç işgalci olarak FETÖ harekete geçirilmiş
, bu yüzden Muhammed Dahlan ve BAE 15 Temmuz’a finansal destek sağlamıştır!
atılmazsa, Türkiye’nin köklü duruşu örnek alınmazsa,
bölgenin güçlü ülkeleri biraraya gelmezse
, bu büyük
istila rüzgarı tersine çevrilmezse
,
iç işgalci olarak taşeronluk yapanlara karşı geniş çaplı mücadele yürütülemezse
yakın gelecekte bazı ülkeler tam anlamıyla
edilecektir.
Bu yüzden
her birey, her toplum, her ülke, her devlet
ağır sorumluluk altındadır.
Batılı istilaya, ülkeleri parçalama projelerine karşı
oluşturmak, güçlü bir siyasi söylem ve dayanışma ortaya koymak zarurettir.
Bu bir tarih hesaplaşmasıdır,
“Acımasız Mücadele” bütün coğrafyaya yayılmalıdır!