Almanya''nın dahil olduğu, elinin değdiği, etkisinin hissedildiği gelişmelerin büyük bölümünü bir tür ''derin devlet operasyonu'' olarak görürüm. Özellikle böyle düşünmeye çalışmıyorum.
Ama bu konuda o kadar çok örnek var ki, ister istemez ''ne oluyor, ne iş'' demek zorunda kalıyor insan. Türkiye''ye karşı sessiz ve derinden bir Alman müdahalesi her zaman vardır ve bu çoğu zaman hissedilemez.
Bu yüzden de uzun süredir ısrarla ''Alman Ergenekonu'' diye bir kavram üzerinden sorgulama yapıyorum.
Bugünlerde, Gezi eylemleri kamuflajı altında Türkiye''de olup bitenlerle ilgili Almanya''yı, Alman vakıflarını, Deutsche Bank operasyonunu tartışmazsak olmaz. Türkiye''deki toplumsal kalkışma girişiminde Almanya''nın duruşunu sorgulamazsak olmaz.
''Ev kundaklama'' operasyonları ile, Deutsche Bank''ın 2001 krizinde milyarlarca dolarlık operasyonunu hatırlatıyorum. Ardından, Gezi eylemlerinin en yoğun olduğu gün yapılan borsayı çökertme, milyarlarca doları Türkiye''den çıkarma operasyonunu, yine Almanya''da bazı dernek ve vakıflarla birlikte organize edilen Türkiye karşıtı gösterileri dikkatinize sunuyorum.
Gezi Parkı olaylarının en yoğun şekilde yaşandığı 7 Haziran''da Borsa İstanbul''un en çok işlem gören hisse senetlerinde, yabancı aracı kurumlar üzerinden gerçekleştirilen alım satımları bugün Yeni Şafak''ta okuyacaksınız.
Milyarlarca dolar değerindeki hissenin bir günde el değiştirdiğini göreceksiniz. Daha önce milyarlarca doları ülke dışına çıkarıp ekonomiyi çökerten Deutsche Bank''ın aynı yöntemi bir kez daha denediğini, Türk ekonomisini çökertmeye yönelik büyük bir müdahalenin söz konusu olduğunu ama yeterince başarılı olamadığını okuyacaksınız.
Dönerci cinayetlerinden Türklerin oturduğu yüzlerce evin kundaklanmasına kadar bir karanlık proje yürütüldü Almanya''da. Hemen her eyalette hatta Avusturya''da bile evler yakıldı, insanlar öldürüldü, Türkiye''ye cenazeler getirildi. Bu saldırılarda bazen Neonazi örgütler kullanıldı ama büyük çoğunluğu aydınlatılamadı. Hayır, aydınlatılmadı, üstü örtüldü.
Ortada bir derin devlet yapılanması vardı. Türklere, Müslümanlara yönelik sistematik saldırıları organize ediyordu. Alman istihbaratı ile bütçesi örtülü ödenekten ayrılan derin vakıflar, organizasyonlarla bağlantılı saldırıların her alanında vardı.
İşte o zamanlar, ''Alman Ergenekonu''na dikkat çekmiş, derin devlet yapılanmasının, sistemik bir odağın, Alman ulusal iç ve dış politikası ekseninde örtülü operasyonlar yaptığını, bu operasyonları da aşırı sağ çetelerle kamufle ettiğini ifade etmiştim.
Pek kimse oralı olmadı.
Başbakan Tayyip Erdoğan''ın ''Alman vakıflarının faaliyetleri ve terör finansmanı''na ilişkin sözleri bile, bu organizasyona, Türkiye''de etkin faaliyet gösteren bu yapılara dikkat çekmeye yetmemişti.
Konu Almanya olunca Türkiye''de herkesi, özellikle de entelektüel camiayı ve sivil toplum örgütlerini bir sessizlik kaplıyordu çünkü.
Dönerci cinayetlerinin Alman istihbaratıyla bağlantıları daha sonra ortaya çıktı. Cinayetleri işleyenlerin muhbir olduğu kesinleşti. Şimdi soruşturma ve yargılama devam ediyor. Ama hiçbir şey çıkmayacak, emin olun.
2 Şubat 2008''de Ludwigshafen''da bir evin kundaklanması ve sonrasında yüze yakın evin yakılması ile ilgili soruşturmaları hatırlayın. Komisyonlar kuruldu, soruşturmalar yapıldı. Hiçbir kanıt bulunamadı! Kameralarla donatılan şehirlerde bile bir kare görüntü ya da bir görgü tanığı tespit edilemedi. En sonunda Alman Federal Savcılığı soruşturmayı tamamladı. Ne mi oldu? Savcı; ''kanıt bulunamamıştır'' dedi ve dosya kapatıldı.
Derin devlet operasyonları böyle oluyor işte.
Yıllardır Türkiye''ye insan hakları baskıları yapan, adalet, özgürlük söylemleri pazarlayan Almanya, Türkiye''nin etnik ve mezhep haritasını tahrik eden eylemlerine, derin devlet cinayetlerini de katıyordu.
Maalesef bugünlerde tekrar başladı. İstanbul''daki gösterilerde Almanya merkezde yerini aldı. Vakıfları üzerinden, fonları üzerinden, Türkiye toplumundaki bazı çevreler üzerinden toplumsal çatışma senaryolarına imzasını attı.
Çok garip, bu hafta sonu Almanya''nın değişik kentlerinde benzer gösteriler yapılacak. Mesela Köln''de yapılacak gösterilerin afişleri alabildiğine rencide edici. Alman Ergenekonu, kendi içindeki bazı kuruluşları da harekete geçirmiş görünüyor. Deutsche Bank operasyonu ile Alman vakıflarının girişimleri ve hafta sonu yapılacak gösteriler belli merkezlerden yönetiliyor. Tıpkı yüze yakın evin sistematik biçimde kundaklanması gibi.
Hatırlatayım-1: Alman Ergenekonu''nun ev kundaklamaları, Türkiye''deki Ergenekon operasyonlarıyla aynı tarihte başlatıldı. Tuhaf değil mi?
Hatırlatayım-2: 28 Şubat''taki büyük finans operasyonunda Deutsche Bank vardı ve Türk ekonomisi çöktü. Bu sefer de, aynı operasyon yapıldı. Tuhaf değil mi?
Hatırlatayım-3: Bir zamanlar, Alman örtülü ödeneğinden aldığı paralarla terörü fonlayan vakıflar, şimdi bir başka toplumsal kesimi harekete geçiriyor, fonluyor. Etnik çatışma biter bitmez bir başka ''kimlik çatışması''nı besliyor.
Almanya''daki gösterilerin özellikle Alevi kardeşlerimiz üzerinden organize edilmesi ibretlik değil mi? Tuhaf değil mi?
Türkiye bunların farkında olsun. Özellikle de Almanya''daki vatandaşlarımız, insanlarımız bu tehlikenin farkında olsun…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.