Afrin ve Münbiç’e acil müdahale şarttır: Bu bir ‘Milli Mücadele’dir

04:0016/01/2018, Salı
G: 18/09/2019, Çarşamba
İbrahim Karagül

AfrinveMümbiç’teki terör oluşumu, arkasındaki güçlerin niyetleri Türkiye içinen yakın ve en ciddi tehdittir.Akdeniz’den İran sınırınauzanan ve boylu boyunca Türkiye sınırlarına yayılan bu hat, ülkemizi hedef alan birçevreleme, kuşatma planıdır.Bu bölgedekiArapveTürkmennüfusun sürülüp tamamenPYD-PKKdenetimine verilen bu bölge, gelecekte açılacak“Türkiye cephesi”için hazırlanmaktadır. PKK’ya aktarılanbinlerce TIR dolusu silahve henüz bilmediğimizgizli silah yığınakları, açıkçabirNATO ülkesine terör

A
frin
ve
Mümbiç
’teki terör oluşumu, arkasındaki güçlerin niyetleri Türkiye için
en yakın ve en ciddi tehdit
tir.
Akdeniz’den İran sınırına
uzanan ve boylu boyunca Türkiye sınırlarına yayılan bu hat, ülkemizi hedef alan bir
çevreleme, kuşatma planı
dır.
Bu bölgedeki
Arap
ve
Türkmen
nüfusun sürülüp tamamen
PYD-PKK
denetimine verilen bu bölge, gelecekte açılacak
“Türkiye cephesi”
için hazırlanmaktadır. PKK’ya aktarılan
binlerce TIR dolusu silah
ve henüz bilmediğimiz
gizli silah yığınakları
, açıkça
bir
NATO ülkesine terör örgütleri üzerinden saldırıdır
.

O planı 2018’de
uygulayacaklar
O silahlar, sadece bir
terör örgütüne destekle sınırlı değil
, doğrudan
Türkiye’ye yönelik saldırı için bölgeye nakledilmektedir
. Karşımızda sadece terör sorunu yoktur, ülkemize yönelik
açık saldırı hazırlığı
vardır. Türkiye’nin
güneyini kapatarak, coğrafya ile bütün ilişkimizi kesmeye
dönük bir plan vardır.
Yeni bir çokuluslu saldırı hazırlığı ile karşı karşıyayız
. 15 Temmuz saldırısı ile başlatmayı planladıkları bu saldırı için yeniden
ortam
oluşturulmaktadır. Planlarına göre,
söz konusu saldırı ile iş zamanlı olarak “içeride” de benzer bir kargaşa çıkarılacak
, sanırım
2018’de bu plan uygulanacaktır
.
“İçeriden operasyon”, ABD ve PYD’nin
gizli ortakları..
Hiçbir devlet, hiçbir millet, sınırlarının sıfır noktasında, yüzlerce kilometrelik bir “saldırı hattı” oluşturulmasını sessizce izleyemez
. Hiçbir gerekçe böyle bir oluşumu, hazırlığı
normalleştiremez
. Türkiye içinde bunu yapanlar;
tehdidi küçültenler
, gözlerden ırak tutanlar, normalleştirenler,
“sınırlarımızın dışında bize ne”
diyenler, aylardır Türkiye’yi oyalayanlar
“içeriden operasyon”
yapmaktadır.
Bu çevreler
hem ABD ile hem de PYD ile dolaylı ya da direkt ilişkili olarak Türkiye’yi yavaşlatmakta, ABD ve PKK’ya zaman kazandırmaktadır
. Bu bir ihanettir, Türkiye’nin geleceğini yok etme teşebbüsüdür. Oysa bu tehdit ülkemizin geleceğini
rehin alacaktır
, onu
parçalayacak, küçültecektir
.
Bu çevrelerin o
sinsi hesaplarla
bağlantılı olduklarına, onlarla birlikte çalıştıklarına,
en büyük operasyonu Türkiye’ye yaptıklarına
inanıyorum artık.
15 Temmuz’la FETÖ üzerinden operasyon yapanların şimdilerde Türkiye içinde başka ortaklar edindiklerini
, onlarla Türkiye’yi yavaşlattıklarını,
oyaladıklarını
, “terör koridoru”nda en büyük destekçiler olarak onlarla çalıştıklarını düşünüyorum.
Erdoğan’ın çağrısı
ve ‘Türkiye ekseni’
Cumhurbaşkanı Erdoğan
’ın dünkü ve daha önceki açıklamaları,
canhıraş bir çağrının, bir mücadelenin
yansımalarıdır. Erdoğan,
tarihin derinliklerinden
konuşurken, coğrafyaya yönelik çokuluslu müdahalenin tehditlerinden söz ederken,
Selçuklu’dan bu yana bu topraklarda devam eden siyasi akıl ve genetikle
konuşurken,
birilerinin hâlâ
ayak diremesi ihanet ölçüsünde bir taraf tutmadır
. İşgalden, terörden, Batılı müdahaleden yana saf belirlemedir.
Cumhurbaşkanı’nın çağrısı, duruşu, söylemi
Türkiye eksenidir. Ülkenin bugününü, yarınını kurtarma, büyük yükseliş dönemini devam ettirme çabasıdır. Durduğumuz, duracağımız, durmamız gereken yer de burasıdır.
Türkiye çok geç kalmıştır
. Daha terör koridoru netleşir netleşmez müdahale gerekiyordu. Ama geç de olsa,
bir gün bile beklemeden bu operasyon yapılmalıdır
. Bir adım sonrası, bekleme, kararsızlık, tereddüt bu ülke için
intihar
olacaktır.
Afrin ve Münbiç’e
müdahale bizim için
‘Milli Mücadele’dir
Türkiye,
Fırat Kalkanı
ile
“Büyük Oyun”
u biraz olsun boşa çıkarmış, o koridoru yarmıştır. Şimdi
Fırat’ın Batı’sı
nda yer alan
Afrin ve Münbiç‘i
PKK’dan ve PKK kontrolü altına giren DEAŞ’tan temizleyerek cephenin Batı kanadını yok etmelidir.
ABD ya da bir başka güç,
Türkiye’nin müdahalesine ses çıkaramayacak
, karşısında duramayacaktır. Çünkü ABD, terör örgütleriyle Türkiye’ye saldırıya geçmiş, ülke içindeki terör saldırılarının talimatını vermiştir. Türkiye için bu bir
meşru müdafaadır
. Uluslararası kamuoyunda böyle algılanacaktır.
Ama milletimiz için bu, bir
“Milli Mücadele”dir, ülke savunmasıdır
, Türkiye’nin yarınlarını güvence altına almaktır. Onların
savaşı bizim topraklarımıza taşımasını beklemeden
bizim tehdidi yerinde yok etmemiz bir zarurettir.
Bedeli ne olursa olsun,
o cephe dağıtılmalıdır!
Aylardır,
iki yıldır bu yönde çağrılar yapıyoruz
.
Gazete ve televizyon olarak
tehdidi öne çıkarıyoruz. Türkiye’yi harekete geçmeye
teşvik
ediyoruz. Geldiğimiz nokta ortada,
altı ay önce
söylediklerimiz ortadadır.
Birileri Türkiye’yi uyutsa da biz uyanık tutmaya azmettik
. Nihayetinde, aylar sonra Türkiye’nin geldiği nokta, aylardır yaptığımız uyarılarla
aynı yerdir
.
Türkiye’nin
başka bir seçeneği
yoktur.
“Bedeli ne olursa olsun”
bu tehdit ortadan kaldırılmalıdır.
Fırat’ın Batı’sı
güvence altına alınmalı, bu
çokuluslu müdahale
oyunu boşa çıkarılmalı, ülkemizi
güneyden kuşatan
yapı dağıtılmalıdır. Bugün şunu söyleyebiliyoruz:
Eğer müdahale edilmezse, o koridor boydan boya Türkiye’ye saldırı cephesi olacaktır
. O zamanı beklemeden cephe dağıtılmalıdır. Türkiye’nin bunu yapmaya gücü vardır.
Fırat’ın
Doğu’sundan dört ülke birden
tehdit ediliyor
Fırat’ın Doğu’su ise çok daha büyük bir tehlike
olarak büyümektedir. Muhtemelen Afrin ve Münbiç operasyonlarından sonra
asıl büyük tehlike
ile yüzleşeceğiz. Çünkü Fırat’ın Doğu’sunda olanlar
sadece Türkiye için değil, dört ülke için büyüyen bir tehdittir
.
Türkiye, Suriye, Irak ve İran buradan tehdit edilecektir
.
Onlar,
tek bir proje ile dört ülkeyi birden parçalama
nın hesaplarını yapıyor.
Mesut Barzani
’ye yaptırılan referandum bu projenin aşamalarından biriydi. Türkiye’de bunu
kim bilerek savunmuşsa, o hesabın içindedir
. Türkiye, İran ve Irak’ın ortak duruşu ile boşa çıkarıldı. Şimdi de aynı yakın duruş Fırat’ın Doğu’su için sağlanmalıdır.
Hatta Suriye de bu yakınlaşmaya katılmalıdır
.
Bazı çevreler karşı olsa da
, söz konusu tehdit dört ülkeye birden yönelmektedir. Tehdit ortak, savunma da ortaktır.
Beş ülke bilinen en sert
reaksiyonu göstermeli..
Bu yüzden
Türkiye, Rusya, İran, Suriye ve Irak, bölgedeki yeni harita çalışmasına bilinen en sert reaksiyonu göstermek zorundadır
. O harita bir garnizondur, her ne kadar
Kürt etnik kimliği
üzerinden pazarlansa da tamamen ABD-İsrail çıkarlarına göre dizayn edilmiştir
.
Oluşturulacak garnizon kuşağı bütün coğrafyaya yönelik bir
müdahale üssü
olacaktır, belki
on yıllarca
bu bölgeden coğrafyaya müdahaleler yapılacaktır. Hiçbir terör örgütünün, hiçbir bölge dışı ülkenin bu kuşağa yerleşmesine izin verilmemelidir.
Bu yönüyle
terör koridoru sadece Türkiye’nin meselesi değildir. İran, Irak ve Suriye de bu tehdidi önlemede Türkiye ile paralel hareket etmek zorundadır.
Ortak tehdide karşı
ortak mücadele
esastır.
2018’de Türkiye ve İran’ı içeriden zorlayacaklar…
Söz konusu
haritayı oluşturmak için
2018 yılında Türkiye ve İran’ı içeriden zorlamaya çalışacaklar
. Bugün ülke içinde onlarla beraber hareket eden
PYD krtiptoları
ve ABD ile tam entegrasyon içinde çalışan yapılar özellikle
mercek altına
alınmalıdır. Bu yüzden
Afrin
ve
Münbiç’e yapılacak operasyon
, bu yıl içinde
Türkiye için senaryolaştırılan “içeriden müdahale” planlarını da boşa çıkaracaktır
.
Türkiye geç kaldı. Çünkü onu oyaladılar. Tekliflerle,
“ABD ne der”
gerekçeleriyle,
“daha iyi önerilerimiz var”
girişimleriyle,
“tehdidi küçümseme”
tavırlarıyla oyaladılar. Son bir yılda bu yönde uygulanan en önemli strateji
“Türkiye’yi oyalama”
üzerine kuruldu. Bunu da başardılar.
Bir gizli el, PKK’lı
ve Amerikalı bir el..
Bir el,
ABD ve PYD/PKK ile gizli ortak bir el
, siyasette, askeri
bürokraside, medyada etkin bir lobi, çevre, ülkemize bir oyun oynadı
. Cumhurbaşkanı’nın dikkatlerini başka yönlere çekmeye çalıştı. Şimdilerde
Erdoğan’ın yüksek sesle, canhıraş bir feryatla, tehlikeyi ortaya koyması, kararlı sözler söylemesi, ülkeyi harekete geçirmesi onların konforunu fena halde bozdu
. Ne yapabilirler bilemiyorum ama şaşırtıcı şeyler deneyecekleri kesin. En azından operasyonun sınırlı kalması için ellerinden geleni yapacakları kesin.
Türkiye,
içerideki PKK’lılara, içerideki Amerikalılara rağmen
bu müdahaleyi yapacaktır, yapmak korundadır. Çünkü
“Türkiye Ekseni”
diye bir
mücadele hattı
şekillenmiştir. 2018’de asıl bu mücadele hattının
direncini
göreceğiz. Afrin’de, Münbiç’te, Türkiye içinde ve zamanla Fırat’ın Doğu’sunda bu hattın etkisini göreceğiz.
Şimdi sefer zamanı!
Çünkü Türkiye bir
büyük yürüyüş
başlatmıştır ve bu yürüyüş durdurulamayacaktır. Bu ülkedeki herkesin,
vatan ekseninde omuz omuza
mücadele verme gibi bir
yükümlülüğü
vardır. 2018’de
kim ne kadar Türkiyeli, ne kadar “dışarıdan”
göreceğiz.
Kim ne derse desin, kim ne kadar tehdit ederse etsin
bu müdahale yapılmadır. Afrin ve Münbiç temizlenmeli, Türkiye güvence altına alınmalı, Fırat’ın Doğu’sunda dört ülkeyi birden tehdit eden tehlikeye yönelinmelidir.
Bu operasyonlar yapılmazsa Türkiye içini kontrol etme imkanı kalmayacaktır
. Yüz yıl sonra başlatılan
yükseliş dönemi
bu yıl içinde tersine çevrilecektir.
Hesap büyükse, oyun büyükse bizim de iddialarımız büyüktür.
Şimdi sefer zamanı
!
#Afrin
#Suriye
#Münbiç
#TSK
#Türkiye