Türkiye’yi kaybeden coğrafyayı kaybedecektir.Bu,bin yıldır hiç değişmeyen bir gerçektir. Bundan sonra bu tez, bu söylem, bugerçeklikçok daha güçlü, çok daha belirgin hale gelecektir. Ve o söz şöyle değişecektir:Bu coğrafyada hiçbir ülke Türkiye’siz, Türkiye’yi karşısına alarak bir tasarrufta bulunamaz. Harita çizemez, devlet yıkıp devlet kuramaz, savaş veya barış yapamaz, düzen kuramaz..Türkiye dünyanınen hızlı yükselen gücüdür, dünyanın en şaşırtıcı sıçramasını yapmaktadır. Sadece ekonomik yükseliş
ürkiye’yi kaybeden coğrafyayı kaybedecektir
.
Bu,
bin yıldır hiç değişmeyen bir gerçektir
. Bundan sonra bu tez, bu söylem, bu
çok daha güçlü, çok daha belirgin hale gelecektir. Ve o söz şöyle değişecektir:
Bu coğrafyada hiçbir ülke Türkiye’siz, Türkiye’yi karşısına alarak bir tasarrufta bulunamaz
. Harita çizemez, devlet yıkıp devlet kuramaz, savaş veya barış yapamaz, düzen kuramaz..
Türkiye dünyanın
dür, dünyanın en şaşırtıcı sıçramasını yapmaktadır. Sadece ekonomik yükseliş değildir bu; Türkiye yüzyıllara dayanan
siyasi genetiğini yeniden keşfetmiş ve devreye sokmuştur
ve bu tarih değiştirici bir güçtür.
O psikolojik eşik aşıldı. Artık hazmedeceksiniz!
İmparatorluk geçmişi olan, dünyanın
ülkelerinin tamamı, bu değişimin ne anlama geldiğini, neleri değiştireceğini, ne tür
oluşturacağını çok iyi kavramaktadır.
işte bu yüzen çok büyüktür.
İddia ne kadar büyükse kavga da, hesaplaşma da o kadar büyük olacaktır
. Ülkemize saldırılar, bizim verdiğimiz
değil, dünyanın, özellikle de Batı dünyasının bu yeni durumu
kaynaklanmaktadır. Ülkemizi
, dar bir alana sıkıştırma, terör ya da başka araçlarla zorlama çabaları hep bu yüzdendir.
Ama artık o
psikolojik eşik aşılmıştır
. 20. Yüzyılın vesayet psikolojisi kırılmıştır. Türkiye’yi bir
ya da
değerlendirmelerinin tamamı
etmiştir. Çünkü bu ülke, kendini cephe olarak görenlerin, yedekte tutmaya çalışanların birçoğundan daha güçlü, en önemlisi de çok
bir ülke haline gelmiştir.
“ABD ne der” diyenlerin tamamı ‘işsiz’ kalmıştır..
Artık
,
,
söyleminin Türkiye kamuoyunda hiçbir
kalmamıştır. Kitleleri bu şekilde
, hükümeti ve devleti böyle tehdit etme,
yöntemleri anlamsızlaşmıştır.
Bu söylemi pazarlayanların tamamı “işsiz” kalmıştır
. ABD adına
, AB adına
palavraları servis edenlerin de itibarsızlaştığı ortadadır. Çünkü onlar bu ülkeye
, Türkiye’nin yükselişini kaçırmışlardır.
1950’lerden bu yana, bütün coğrafyada beraber hareket ettiğimiz
bu üç çevrenin üçü de, bugünkü tasarruf ve eylemleriyle Türkiye için tehdit oluşturmaya başlamıştır
.
Türkiye’yi kaybetti, kendini ‘tecrit’ etti
ABD’nin bölgemizdeki tasarrufları Türkiye’yi
küçültmeye, bölmeye dönüktür
. Bölgedeki bütün terör örgütleriyle ortaklık yapıp Türkiye’yi hedef alması,
dünya için de yepyeni bir durumdur
.
Washington
Türkiye’yi sınırlama sevdasıyla kendini tecrit etmiş
, marjinalleştirmiş, sadece Türkiye için değil, dünya için de
haline gelmiştir. Bütün itibarını,
kaybetmiştir. ABD, dünyanın geleceği için,
için katkı yapacak ülke olmaktan hızla çıkmaktadır.
Bu yüzden sadece Türkiye için değil, sadece kendisiyle yarışan
ya da
için de değil,
ülkelerinden dünyanın tamamına kadar
bir ülke haline gelmiştir. Birçokları açıkça söyleyemese de ABD’den
aramaktadır.
21. yüzyılın en büyük yalanı: “ABD’nin her şeye gücü yeter”
“ABD’nin her şeye gücü yeter”
sözü bir belki yirminci yüzyılın ikinci yarısında doğruydu ama bugün ve 21. Yüzyıla dönük hesapların tamamında
.
Bu söze yatırım yapan kaybeder, edecektir
. Soğuk savaş bittiğinde dünya ABD’nin arkasına sıralanmıştı. Onun öncülüğünde bir
kurulacaktı. Kendileri buna
bile dediler.
Ama daha
gelmeden bunun mümkün olmadığı ortaya çıktı. ABD’nin, dünyaya
liderlik edecek ahlâkî olgunluğa, ekonomik güce ve askeri güce tek başına sahip olmadığı
görüldü. Ve o
.
Bu birinci devreydi ve kapandı. Dünyada
yeni güçler, yeni ekonomik ve siyasi başkentler
oluştu. Ve hepsi ABD’nin
rolünü reddetti. İkinci aşamaya geçildi. Ekonomik ve siyasi iktidar alanı
. Merkez güçler buna hazırdı. Beraber,
gücün paylaşımına göre bir düzen
öne sürüldü. Ancak ABD’nin
hırsı, kibri ve aç gözlülüğü
bu seçeneği de ortadan kaldırdı.
Gerileme dönemi: içerideki nüfuz güçleri de kurtaramaz
İkinci dönem de böylece kapandı. Bu aşamadan sonra dünya ABD’yi
bırakmaya başladı.
Üçüncü dönem, ABD’nin gerileme, kendi iç kavgalarına gömülme, dünyadaki etkisini daraltma, içe kapanma dönemi
başladı.
ABD’nin dünya lideri olacağı dönemde Türkiye ona
verdi. Tam bir
söz konusuydu. İkinci dönemde bölgemizdeki tasarrufları
başladı ama “
içerideki” FETÖ ve diğerleri gibi ABD nüfuz güçleri
Türkiye’nin bağımsız hareket etmesini, kendi yolunu çizmesini engelledi.
Üçüncü dönemde hem ABD’nin
arttı, hem de
içerideki nüfuz güçleri zayıfladı
. İşte Türkiye bu dönemde güçlü bir yükseliş dönemine girdi. Türkiye ile beraber ABD’den
dünya genelinde bir
dönüştü.
meselesinde yanında
dışında kimsenin kalmaması işte bunun göstergesidir.
Savunma alanında tam bir seferberlik ilan edilmeli!
Bu aşamadan sonra sadece
sözü değil, ABD’nin bütün
telkin ve ortaklık teklifleri de birer yalandır, palavradır
. Bu aşamadan sonra
’nun ne yapacağı Türkiye için en büyük
biri olacaktır.
Ülkemize yönelen hiçbir tehdide açık tavır almayan, gizli gizli o tehditlere destek olan NATO ittifakı Türkiye için bir tehdit haline gelmiştir
.
Bu bağımlılık sorgulanmalı hatta bağımlılıktan kurtulmanın yolları aranmalıdır.
devreye sokulmalı, yeni arayışlara girilmeli,
savunma teknolojileri alanında tam bir seferberlik ilan edilmelidir
.
Böyle bir seferberlik, Türkiye’nin tam bağımsızlığını pekiştirecek ama en önemlisi de
yükselişini önlenemez hale getirecektir
. Tehdit kavramlarımız
’da kökten değişmiştir. Artık
ABD de, NATO da bizim için ittifak halkaları değildir
.
Büyük devrim: Bin yıllık siyasi genetik keşfedildi
Türkiye için büyük devrim, bin yıllık siyasi genetiğini keşfetmesidir
. Bu bin yıl içinde, bugün Ortadoğu denilen bölgede hiçbir güç,
Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni karşısına alan hiçbir ülke, bir varlık, bir gelecek inşa edememiştir.
Bundan sonra da böyle olacaktır
. İster ABD olsun, ister AB ülkeleri olsun, isterse
ya da bölge ülkeleri olsun, Türkiye’ye rağmen hareket eden, Türkiye’yi
bırakmaya çalışan,
Türkiye’yi Anadolu’ya hapsedip oyun kurmaya çalışan her ülke kaybedecektir
.
ABD bunun
dir. Türkiye’yi kaybettikten sonra bölgede de kayıpları başlamıştır. Belki rastlantıdır ama Türkiye’yi kaybetmesine paralel biçimde dünyada da
yalnızlaşmakta, gerilemektedir
. Washington’daki sistem içi kavgalara bakarsak, bu kayıplar devam edecektir.
ABD bayrağı PKK flaması oldu: Bu utanç onlara yeter
Bu aşamada, hele ki
operasyonu devam ederken
ABD’nin Suriye’de hiçbir konuda söz hakkı yoktur
, olmayacaktır.
Kimdir, neden o topraklardadır ve hangi meşruiyetle Suriye üzerinden Türkiye ya da başka ülkelere söz söylemektedir?
Temel prensip oradaki varlığını inkârdır. Bunun dışında hiçbir söz ve yaklaşım anlam içermemektedir. Sadece bir terör örgütü dışında ABD’nin orada olmasını kabul eden kimse yoktur.
Terör üzerinden meşruiyet iddiasını kimseye anlatamaz, kendi halkına bile
.
Çünkü ABD en başka kendi halkını aldatmaktadır.
özerk bir yapı gibi, ABD
devleti içinde bir başka devlet gibi
hareket ederek Amerikan çıkarlarını yok etmektedir. Bu da ABD’yi dünyanın gözü önünde
duruma düşürmektedir.
Amerikan bayrağının PKK flamasına dönüşmesi
en büyük
, bir ülkenin kendini aşağılamasıdır.
Washington yönetimi bir an önce Pentagon’daki bu
müdahale etmelidir. Yoksa kaybedecek olan kendisidir. Bugünün dünyasında bütün ülkelerin ABD’yi adeta
görmesi bu yüzdendir.
CENTCOM, İsrail ordusudur. ABD “hasta adam” olmuştur
CENTCOM terör eksenine kaymıştır
, bir tür haydutluğa başlamıştır. Bu klik, bu askeri yapı
Washington’dan değil de Tel Aviv’den
yönetilmektedir.
CENTCOM bir İsrail ordusu olarak hareket etmekte
, İsrail çıkarlarına göre operasyonlar yapmaktadır. ABD’deki
iktidar parçalanmışlığının en vahim örneği
budur. ABD devlet yapısına çok ağır zararlar verecek bu durum,
devasa boyutlara taşıyacaktır. Artık dünyanın bir
sorunu vardır…
Hal böyle iken hala
ABD ile iş tutup Türkiye’ye yön vermeye
çalışanlar, onun bölge perspektiflerini pazarlayanlar,
PKK üzerinden bu bölgede hiçbir yere varılamayacağını
anlamalılar.
O koridor çökecek, ABD Suriye’nin kuzeyinden, Fırat’ın doğusu da dahil olmak üzere, çekilecek
, bunu bilmeliler.
Biz Selçuklu’dan beri bu ‘oyun’u çalışıyoruz.
Artık çok farklı bir Türkiye vardır ve
yön değiştirmiştir.
, Türkiye’yi sınırlamaya çalışanların tamamı bu
hesaplaşmayı kaybedecektir
. Öyleyse herkesin bu büyük yürüyüşe
, güç vermesi tek yoldur.
Tarih yapıcıların safında
olmak varken,
yer almak hiç de akıllıca değildir.
Biz bu yolun en ön sırasında yürümeye devam edeceğiz.
Çünkü biz bu coğrafyada
bin yıldır hep en ön safta yürümeyi bildik
. Başka nasıl ayakta kaldık, nasıl küresel güç haritalarını değiştirdik sanıyorsunuz.
Eğer
, Türkiye masanın tam ortasındadır. Öyle
PKK, PYD ile bozulabilecek bir senaryo değildir bu. Büyük Oyun’dur ve biz Selçuklu’dan beri bunu çalışıyoruz.
#Türkiye
#Ortadoğu
#ABD
#Suriye