Verilen mücadeleyi, gösterilen
, karşımıza dikilen
, yeni Türkiye'nin
önündeki engelleri, bu
sadece Türkiye'nin zaaflarına indirgerseniz,
algılarsanız, içeride ve dışarıda bu yönde
söylemlere teslim olursanız, zihinlerinizi ve düşüncelerinizi bu
teslim ederseniz büyük bir yanılgı içine düşer, bu ülkeye
etmiş olur, tarihi kaçırırsınız.
. Ülkenin siyasi tarihinde, toplumsal kimliğinde, tarih bilincinde büyük değişimler, gelecek kavgasında
yaşadık. Bir yeniden diriliş,
mücadelesine girdik. Biz
, sürekli yerde kalmamızı dayatan bir
ile mücadele ettik.
. Irak'ta olanların, Suriye'de olanların, coğrafyamıza yönelen güvenlik politikalarının, askeri müdahalelerin, iç savaş senaryolarının,
tamamı işte o büyük
parçalarıydı.
Her savaş, her saldırı, tehditleri daha yakınımıza,
. Öyle de oldu.. Türkiye'nin
istediler. Şiddeti evlerimize, sokaklarımıza, ülkemizin şehirlerine yaymak istediler.
. Tanklarla, uçaklarla milletimize, ülkemize saldırdılar. Türkiye'nin büyük yürüyüşüne emek veren herkesi yok etmek istediler.
.
.
r. 15 Temmuz'u dar bir darbe senaryosu olarak algılayanların, 15 Temmuz sonrası için planlananların çok daha vahim olduğunu bilmeleri gerekiyor.
Suriye-Irak sınırından saldırı için
hazırdı, terör güneyi zaten saldırılara hazır hale getirmiş,
zaten yapılmıştı.
Senaryo ince ince planlanmıştı. Senaryonun hedefinde Türkiye kadar İran ve Rusya da vardı.
. Batı dünyası, kendi içindeki krizlere bakmadan, sorunlarla yüzleşmeden dünyayı ateşe verecek
olacaktı.
Bu öyle bir hesaptı ki, bir hareketle
, belki
ortaya çıkacak, bütün coğrafyayı kasıp kavuracak,
.
15 Temmuz'un bu yönü hiç anlaşılamadı, tartışılmadı. Bu nasıl bir senaryoydu,
, coğrafyayı ve dünyayı nerelere sürüklemek istiyorlardı,
, neden bu ülkeler
ne bu kadar sahip çıktı, hâlâ yeterince sorgulanamadı.
Mesele
değildi.
. FETÖ'ye, PKK'ya, diğer bütün örgütlere verdikleri bu destek, onları
gibi ülkelerimize, topraklarımıza, insanlarımıza saldırtmaları
ydü. Onlar birer
,
,
ve bu silahları kurşunları bitene kadar kullanacaklardı.
Bu yüzden 15 Temmuz saldırıları Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki
dır. Yüz yıl sonra Türkiye'ye, coğrafyayı paramparça edecek,
, etnik ve mezhep savaşlarına boğacak ve belki bir yüzyılını daha yok edecek saldırının
.
Bu yüzden
. Sadece Türkiye tarihinde değil, insanlık tarihinde de
bırakacaktır.
.
Bize bu kader yazılmıştır. O gece ilahi kader tecelli etmiş,
sokaklara akmış,
ortaya çıkmıştır. Milletimiz aslında bir dünya savaşının başlatılmasına dair o büyük planı bozmuştur.
Siz siz olun, Türkiye'nin bu mücadelesini
kulak asmayın hatta onların alnını karışlayın. Siz siz olun,
hak-hukuk meselesiymiş gibi, kötü yönetim kriziymiş gibi
sesini duymayın.
olaylarından bu yana yaşadığımız bütün gelişmeler birer
iken, Türkiye'ye açıktan saldırı iken,
bütün coğrafyayı lime lime etme planının ürünüyken bu
.
Biraz tarihe bakan, biraz
herkes,
,
, bazı ülkelerin emperyal geçmişlerini bugüne taşıdığını, bazı ülkelerin kendini korumak için
güçlendirdiğini, geleceğin dünyasını şekillendirmeye şartlanan Batı dünyasının yeryüzünün bütün bölgelerine müdahale ettiğini,
görecektir.
Artık
, dar alanda kavgaların değil,
ne geçtik. Bu yüzden
, Türkiye'nin yeniden ayağa kalkmasının neleri değiştireceğini sorgulamadan yaşadıklarımızı anlama şansı kalmamıştır.
Günübirlik cümlelerin,
değil, ülkeler düzeyinde, bölgeler düzeyinde tartışmalara atılmanın zamanıdır.
. 15 Temmuz'da,
, Batı sistemi içine entegre olduğuna inanılan Türkiye'yi gözden çıkarabilenlerin, bunu o gece açıktan ilan edenlerin daha neler yapabileceğini, yapmak istediğini iyi hesaplamak gerekmektedir.
Afganistan işgali ile
ele geçirenlerin, Irak işgaliyle
yerleşenlerin, yüzlerce örgütü kurup yöneterek coğrafyamızı sonsuz
esir edenlerin daha neler yapabileceğini, gözlerinin ne kadar dönmüş olabileceğini hesaplamak zorundayız.
, bu gücü bütün mezheplere karşı kullananların kurduğu tuzaklara nasıl düşebildiğimizi sorgulama vaktidir.
17-25 Aralık'tan bu yana Türkiye içinde yoğunlaşmamız bir zorunluluktu. Onlarca yıldır
, Türkiye'nin mecbur bırakıldığı o dar alandan çıkışı engellenmeye çalışılmıştı. Dışarıdan ve içeriden aynı yapı, aynı güçler saldırıya geçmişti.
. Hâlâ da mücadele devam ediyor. Ama Türkiye,
,
dış müdahale alanlarını büyük ölçüde kapattı, kapatmaya çalışıyor.
Biraz kafamızı kaldırdığımızda meselenin sadece biz olmadığımızı anlayacağız.
dünyanın derin bir
tutulduğunu,
, uluslararası sözleşmelerin ve teamüllerin anlamsızlaştığını,
, merkez güçler arasındaki
mücadelenin açık savaşa dönüşmesine çok az kaldığını göreceğiz.
Türkiye'ye, coğrafyamıza ardı ardına müdahalelerde bulunanların
olduklarını göreceğiz. Onların
bu yüzden. Saldırganlıkları
, ganimetten daha çok pay alarak kendini kurtarma derdinden.
Bu yüzden birkaç yıldır içeriye kapandık. Şimdi,
, istihbari, askeri, etnik ve kültürel saldırılardan sonra
senaryosu uygulanırken dünyada neler olup bittiğine bakacak halimiz yok gibi. Ama öyle değil.
. Çok daha büyük bir tehlike küresel ölçekte yayılıyor, büyüyor.
aslında. Her ülke kendi
alanlarını daraltmaya, zayıflıklarını gidermeye, içeride yaşadığı krizleri
örtmeye ve ülke dışına, bölge dışına ihraç etmeye çalışıyor.
Biraz dikkatlice
bakarsanız, bu merkezlerin, güçlerin kendilerinin operasyona açık hale geldiğini, birbirlerine müdahalelere başladıklarını, zayıflıklarının öne çıktığını,
daha hassas hale geldiğini göreceksiniz.
dünya için büyük tehdit oluşturuyor evet ama kendileri için daha büyük tehditler içeriyor. Çok yakında bu ülkelerin
bunun da eskiden olduğu gibi, yeni çatışma alanları oluşturacağını,
,
, çatışma senaryolarına sarılacaklarını, içeride sosyal ayrışmaların derinleşeceğini hatta patlamalara yol açacağını söylemek
bir düşünce değildir.
Onlar yüzyıllardır
için kendi alanlarında çok büyük savaşlar verdi. Yine öyle olacak. Dünyayı paylaşma hırsıyla her yeri talan edenlerin
. Bu bir temenni değildir.
, Batı dünyasını dikkatli izleyenler,
göreceklerdir.
Türkiye elbette kendi mücadelesini verecektir.
, bölgemizi saran mezhep savaşları senaryosuna da direnecektir. Aslında biz, daha büyük krizlere
. Gezi olaylarından bu yana hazırlık yapıyoruz, direncimizi güçlendiriyoruz, onlarca yıldır bugünleri bekleyen içerideki
temizliyoruz.
Ne yaparlarsa yapsınlar, ne tür senaryolar uygularsa uygulasınlar, artık karşılarında
göremeyeceklerdir.
. En büyük savunma kalkanımız da, yüzlerce yıllık hesapları yeniden hatırlamamız olmuştur.
Siz siz olun, meselenin Türkiye içinde olmadığını, Türkiye'den kaynaklanmadığını, doğrudan dışarıdan saldırılara direndiğimizi bilin. İçeride kim bunun aksini söylüyorsa büyük oranda başka bir ajandanın, senaryonun pazarlamasını yapıyordur ve onlara çok dikkat edin. Ne büyük mücadele verdiğimizi, bu mücadelenin bizi güçlendirdiğini, geleceğe hazırladığını bilin.
Yeni bir tarih yazılıyor ve biz bu tarihin kazananları olacağız. Onlar Türkiye'yi artık yönetemedikleri için saldırıyorlar. Bir süre sonra hiçbir şey yapamayacaklarını biliyorlar.
Ama çok az zamanları kaldı. Eşik aşılmak üzere.. İşte o zaman
. Bizler onların krizlerini, açmazlarını, çaresizliklerini seyrediyor olacağız…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.