* Yavuz Güney’e, Fatih Batı’ya bir uyarıdır! * Dışarıdan ve içeriden kuşatmaya mesajdır. * Suriye savaşı KKTC meselesine döndü. * ‘Türkiye Ekseni’ için “Acımasız Direniş” zamanı.

04:0021/06/2019, Cuma
G: 21/06/2019, Cuma
İbrahim Karagül

Fatihgemisinden sonraYavuz sondaj gemiside dünDoğu Akdeniz’e hareket etti. Bu gemiler birermilli mücadele unsurudur. Türk donanmasıdır. Çok büyük birAkdeniz mücadelesinin parçasıdır.Onları sadece birenerji meselesi olarak görmeyin.Birdoğalgaz, birpetrolmeselesi görmeyin. BirOsmanlı donanması, bir Barbaros gemisi, bir Girit savaşı, birimparatorluğun korunması, birTürkiye Cumhuriyeti’nin korunmasıolarak görün.BİN YILLIK SİYASİ TARİH BUGÜNE TAŞINDI, BİR KAÇ YILA SIKIŞTIRILDI..Çok büyük bir hesaplaşmanın

F
atih
gemisinden sonra
Yavuz sondaj gemisi
de dün
Doğu Akdeniz
’e hareket etti. Bu gemiler birer
milli mücadele unsuru
dur. Türk donanmasıdır. Çok büyük bir
Akdeniz mücadelesinin parçası
dır.


Onları sadece bir
enerji meselesi olarak görmeyin.
Bir
doğalgaz
, bir
petrol
meselesi görmeyin. Bir
Osmanlı donanması, bir Barbaros gemisi, bir Girit savaşı
, bir
imparatorluğun korunması
, bir
Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması
olarak görün.
BİN YILLIK SİYASİ TARİH BUGÜNE TAŞINDI, BİR KAÇ YILA SIKIŞTIRILDI..
Çok büyük bir hesaplaşmanın parçası olarak düşünün.
Türkiye’nin tarih dönüştürücü mirasının yeniden harekete geçmesi, bunu yok etmeye dönük çokuluslu cephenin yeniden inşa edilmesi
ve uzanabildiğimiz her yerin bu hesaplaşmanın
mevzileri
haline gelmesi olarak düşünün.
Preveze
ve
İnebahtı
savaşlarının kaderleriyle düşünün. Bugün çevremizde olan her hareketi,
yüzlerce yıllık tarih kodlarıyla düşünün. Sanki bin yıllık siyasi tarih bugüne taşındı, birkaç yıla sığdırıldı,
öyle bir mücadele olarak düşünün.
ÇANAKKALE’DEN SONRA EN GENİŞ KOALİSYON..PARTİ MESELESİ DEĞİL, TÜRKİYE MESELESİDİR!
Sadece Türkiye çevresini değil,
Kuzey Afrika’dan Basra Körfezi’ne, Kızıldeniz’den Hazar kıyılarına
kadar her hareketi, her müdahaleyi, her savunmayı “
Türkiye’nin durdurulması
”na yönelik küresel bir müdahale ve ona karşı
direniş
alanı
olarak düşünün.
Çanakkale savaşından sonraki en geniş uluslararası koalisyon,
Türkiye’nin etrafını
çevreliyor
. Atlantik ittifakı, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’yi
ikinci kez tarih dışına itmek
için hareket ediyor, açık müdahaleler yapıyor. Bu;
parti, hükümet meselesi değil.
Bu; Türkiye’nin, bu toprakların, sahip olduğumuz
mirasın, iddia ve siyasi genetiğin meselesi
dir.
KİMLER ADINA BU ÜLKEYE KURŞUN SIKIYORSUNUZ?
Bu
genetiğe güç veren herkes, her siyasi hareket, her lider onların hedefinde olacaktır.
İçeride bu genetiğe karşı duran,
başkalarının safında mevzilenen herkes,
her lider, her siyasi hareket onların yoğun desteklerini alacaktır. Nitekim bugünlerde
Türkiye içindeki fotoğraf bu kadar nettir.
Kimlerin hangi cephede mücadele ettiği,
kimler adına Türkiye’ye kurşun sıktığı
artık açıktır.
Hiçbir şey yapmasanız, hiçbir ses çıkarmasanız,
hiçbir iddianız olmasa bile bu müdahale devam edecektir.
Karşılığında
direniş
de devam edecektir. Çünkü bu bir
coğrafya dizaynıdır,
bu büyük dizayn içinde
Türkiye üzerinde yeni tasarruflar
kullanma meselesidir, bu çerçevede Türkiye’yi
küçültmeye
dönük planların uygulanması girişimidir. Bu, sadece ve sadece
Türkiye’nin yükselmesi, güçlenmesi, büyümesi ya da parçalanması, küçülmesi, yeniden teslim olması meselesidir.
MASUM SÖZLERİN ARKASINA KİRLİ HESAPLAR BİRİKTİRİLDİ..
Suriye sınırlarından Hatay ve Doğu Akdeniz’e, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Ege’den Romanya’ya kadar
bir Batılı kuşatma, atım adım Türkiye’nin
etrafını sarıyor.
Alenileşmiş bir niyet, bir plan adım adım uygulanıyor.
Küresel ölçekte
Türkiye’yi yalnızlaştırma
yolunda radikal adımlar atılıyor. Bu amaçla çok
güçlü bir siyasi söylem, bir zihinsel operasyon
yürütülüyor. Sanki Türkiye’nin
siyasi duruşu, tavırları bunların sebebiymiş gibi gösteriliyor.
Erdoğan ve ekibinin, yol arkadaşlarının, arkasındaki milyonların Selçuklu’dan bu yana devam eden o siyasi genetiğin cezalandırılması için içerideki mandacı çevrelere malzemeler üretiliyor. Masum sözlerin arkasına çok kirli hesaplar
biriktiriliyor. Yeni siyasi oluşumlar, cepheler kuruluyor. Dışarıdan çevreleyenler içeriden de müdahale ediyor.
SURİYE SAVAŞI ASLINDA TÜRKİYE CEPHESİ AÇMAK İÇİN ÇIKARILDI
İçerideki en sıradan duruş, ittifak, ayrılık, düşmanlık ya da dostluk, bu
derin çevrelerinin ya içinde ya da karşısındadır.
Hangi partiden hangi cemaatten, hangi siyasi çevreden olduğunuz değil, tarihin bu geçiş döneminde
nerede durduğunuz, hangi sayfada yer aldığınızdır esas olan. Asıl siyasi kimlik budur.
Suriye savaşının aslında Türkiye cephesi açmak için çıkarıldığını
gördük. Yüzlerce kilometrelik cephe inşa ettiler, sınırımızın sıfır noktasına ordulara yetecek askeri yığınaklar yaptılar. Batı kapısına müdahale ettik, Fırat’ın Doğu’suna da müdahalemizi engellemek için hem dışarıda hem içeride inanılmaz taktikler deneniyor.
SURİYE SAVAŞI DOĞU AKDENİZ SAVAŞIDIR, KKTC MESELESİDİR. KKTC BİR AKDENİZ KALKANIDIR.
Suriye savaşının Doğu Akdeniz savaşı olduğunu gördük.
Batılı donanmalar bölgede toplandı,
Akdeniz’den İran sınırına kadar yeniden müdahale imkânlarını arıyorlar. Güneyimizi karadan kapatanlar şimdi de denizden kapatmaya çalışıyor.
Bölgedeki büyük enerji kaynaklarına üşüşürken bizi bölgeden, kendi denizlerinden uzaklaştırmaya çalışıyor.
Suriye savaşının KKTC meselesi haline geldiğini de gördük.
Doğu Akdeniz’deki yığınak,
KKTC etrafındaki kuşatma demek
.
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın nasıl bir jeopolitik hamle olduğu
nu, bugünlere hazırlık olduğunu, KKTC üzerinden nasıl bir
koruma kalkanı
oluşturduğumuzu gördük. Şimdi bu kalkanı zayıflatmaya, etkisizleştirmeye çalışıyorlar.
BİZİM İÇİN KIBRIS DOSYASI KAPANDI. ARTIK PAZARLIK MASASI OLMAYACAKTIR
Öyleyse artık KKTC meselesi kapanmıştır. Pazarlık masasından çıkmıştır. BM ya da AB meselesi değildir. Türkiye’nin varlığı, KKTC’nin varlığı dışında hiç kimse ile oturup konuşulacak bir meselemiz yoktur.
KKTC bir kart değildir, bağımsız bir devlettir,
Doğu Akdeniz’de çok güçlü bir varlıktır.
AB süreci ölmüştür, BM’nin küresel etkisi zaten yok edilmiştir.
Y
unanistan ve Rum Kesimi, Akdeniz ve Ege’de ABD, İsrail, AB ülkeleri, S. Arabistan ve BAE ile Türkiye’ye karşı açık cephe almışken,
bizim için Kıbrıs dosyasının mahiyeti tamamen değişmiştir.
Elini nereye uzatabiliyorsan o kadar güçlüsün.
Zor oyun bozar dönemindeyiz. ABD başta olmak üzere, küresel iktidar alanında ağırlığı olan ülkelerin
hepsi pazarlık dönemlerini kapatmıştır.
Güç oyunu bütün dünyaya yayılmıştır, bunu dengeleyecek hiçbir
ulus üstü
yapı kalmamıştır.
ÇOK CEPHELİ MÜCADELELERİ ANLAMA, OLAĞANÜSTÜ SAVUNMA HAZIRLIĞI ŞART
Öyleyse
Türkiye’nin bileğini güçlendirmekten başka, olağanüstü savunma hazırlıkları dışında bir yolu yoktur.
ABD ve AB himayesinde çözüm arama dönemi sona ermiştir. Çünkü
tehdit doğrudan Batı’dan gelmektedir ve Türkiye’nin varlığını hedef almaktadır.
Akdeniz, Ege ve Suriye’nin kuzeyinden
çevreleme
, içeride cepheler inşa etme, güçlü bir dalganın, müdahale girişiminin hazırlığıdır.
Türkiye
çok cepheli mücadelelere hazırlık
yapmalı.
İran sınırından, Suriye ve Akdeniz’den, Ege ve Balkanlar’a uzanan hat, dış cephe hattı
olarak belirginleşiyor. Güney’den ve Batı’dan gelecek dalgalara hazırlık yapmalı.
Yavuz (Güney)
ve
Fatih (Batı)
simgesel anlamda da bir şeyler ifade ediyor olmalı.
“TÜRKİYE EKSENİ”Nİ ÇETİN BİR MÜCADELE BEKLİYOR..
Ama
en önemli cephe içeride kuruluyor, en büyük mücadele içeridedir. İç işga
le karşı mücadele, en büyük mücadele olacaktır.
15 Temmuz saldırısının failleri dün, onlarca kez müebbet cezaları aldı.
ABD, İsrail ve Batı adına Türkiye’ye saldıran iş işgalcilerdi onlar. Bitmedi…
Dışarıdaki çevreleme devam ettikçe içeriden saldırılar da devam edecek.
Her ikisi de tam bir uyum içinde çalışıyor. Ama “
Türkiye Ekseni
” de çok keskin bir mücadele dönemine giriyor.
#Fatih
#Yavuz
#Sondaj
#Gemi
#Doğu Akdeniz
#KKTC
#Suriye