- Ukrayna savaşı mı, Türk-Rus savaşı mı? - Karadeniz’de nasıl bir oyun kuruluyor?

Güney’de, Doğu’da, Batı’da savaşlarla yüzleştik. Şimdi Kuzey’de, hemen yanı başımızda yeni bir savaş büyütülüyor. ABD ve Avrupa ile Rusya, Doğu ile Batı arasındaki keskin hesaplaşma, bir ülkeyi daha savaşa, belki işgale sürüklüyor.

Ukrayna krizi, sadece Ukrayna-Rusya çekişmesi değil. Sadece Ukrayna’nın kendini savunma çabalarıyla, Rusya’nın işgal arzularıyla sınırlı değil. Daha büyük ölçekli, daha geniş ve kalıcı güç mücadelelerinin parçası.

Ukrayna Doğu’nun da Batı’nın da cephesidir. Bu da bir ülkenin, bir milletin son derece talihsiz bir şekilde kurban edileceğini gösteriyor. Kırım’ı işgal eden, Ukrayna’nın doğu bölgesini koparan Rusya, Karadeniz ve Doğu Avrupa’da durumunu sağlamlaştırmaya çalışıyor.

ABD ve Batı ise başkalarının kaderi üzerinden kendi güvenliğini sağlamaya çalışıyor. “Doğu’dan gelecek tehdit” için Ukrayna’yı ön cephe olarak kullanıyor.

Yıllar yılı Türkiye’yi “cephe ülke” olarak böyle kullandılar. Bu, Batı’nın değişmez yöntemidir. Ukrayna’yı da aynı görüyorlar. Sadece bir Cephe...

Ukrayna kaybetsin, onlar için önemli değil. Cepheyi başka bir bölgeye, başka bir milletin üstüne kuracaklar. Çünkü Batı için her millet, kendi çıkarına hizmet ettiği kadar değerlidir.

NATO’nun, ABD’nin Rusya ve Çin’i çevreleme planları büyük yara aldı. Ne gariptir ki ABD ve Avrupa, Rusya ve Çin’e uyguladığı “çevreleme” stratejisini Türkiye’ye de uygulamaya başladı.

Rusya ve Çin korkusu kadar Türkiye korkusu da hissedilir oldu. Türkiye ise bunu yeni bir açılım, nüfuz genişletmesi olarak fırsata dönüştürdü.

Ancak ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi, Asya’da, Doğu Avrupa’da, Ortadoğu’da çok büyük şoklara neden oldu. Ülkeler ve uluslar, Batı’ya güvenip ayağa kalkmanın, uçak kanatlarından yere çakılmak olduğunu fark etti. Muhtemelen bu gerçek, 21. yüzyıl için Batı adına en büyük kayıp olacaktır.

Şimdi Ukrayna’da benzer bir senaryo uygulanıyor. ABD ve Avrupa; Rusya’ya karşı bütün cephe ülkeleri kışkırtıyor. Rusya ise, Batı’nın çaresizliğini, güvensizliğini sonuna kadar kullanıyor, bu çerçevede yeni bir yayılma haritası uyguluyor.

Rusya Ukrayna’yı işgal etmez. Kırım işgalini garantiler. Ülkenin doğusunda tam denetime gider. Ukrayna’yı böler. Batı da Rusya’ya karşı Ukrayna’yı ne pahasına olursa olsun korumaz. Bir yere kadar destekler sonra yalnız bırakır.

Zaten bir işgal beklemiyor. Dar anlamda bir müdahale bekliyor. Bunu bizzat ABD Başkanı Biden ifade etti.

Batı’nın Ukrayna’ya askeri destekten başka tek planı, ülkenin tamamını ya da bir bölümünde oluşacak bir işgale karşı direniş grupları oluşturmak. Ellerindeki tek plan bu. Bu da Ukrayna’nın mahvolması demektir.

Ancak bu savaşın çok daha geniş ve tehlikeli sonuçları olacaktır. Ukrayna savaşı demek Karadeniz savaşı demektir. Karadeniz’i Doğu Akdeniz’e dönüştürmek demektir.

ABD ve Avrupa’nın Karadeniz’e tamamen yerleşmesi, bir daha asla çıkmayacak olmasıdır. ABD ve Avrupa’nın girdiği bölgelerdeki hiçbir ülke asla istikrarını uzun süre koruyamadı.

Bu durum kısa vadede Rusya’yı çok rahatsız eder. Türkiye’nin işine geliyor gibi olur. Ama orta ve uzun vadede Türkiye’nin mahvına sebep olacak bir hal alabilir. Türkiye için böyle bir Karadeniz çok tehlikeli olacaktır.

Rusya ve Çin gibi, Türkiye’yi de “çevreleme” hedefleri güden Batı’nın bu hesabı; Suriye ve Irak’ta yapılanlardan, Doğu Akdeniz ve Ege’de yapılanlardan sonra Karadeniz’de de bir “Türkiye Cephesi” açılmasıyla sonuçlanacaktır.

Bu savaş, Karadeniz çevresindeki bütün ülkeleri etkisi altına alacaktır. Moldova’dan Romanya’ya, Bulgaristan’dan Gürcistan’a her ülke bir şekilde bu “Doğu-Batı Savaşı”nın tarafı olmak zorunda kalacaktır.

NATO gücü, Batı müttefiki, Rusya ile iyi ilişkilere sahip, Ukrayna ile çok yakın, coğrafya ve küresel ölçekte yükselen güç haline gelen Türkiye bütün düğümlerin merkezi konumundadır.

Dolayısıyla Ukrayna savaşının merkezinde de Türkiye olacaktır.

Hatırlayalım; Suriye savaşı başladığı günlerde, ABD ve Avrupa’nın ilk hedefi Türkiye-Rusya savaşı çıkarmaktı. Uçak düşürmeler, FETÖ/PKK provokasyonları gibi bu amaçla çok şey denendi. 15 Temmuz başarılı olsaydı bu savaş çıkarılmış olacaktı.

Şimdi yine aynı şey deneniyor. Ukrayna Rusya’yı durduramaz. Ama Türkiye durdurur. Hesap böyle yapılıyor, taşlar buna göre döşeniyor. Başarırlarsa Türkiye-Rusya savaşı kaçınılmaz hale gelir. Bu da iki ülkenin imhası demektir. Kazanan sadece ABD ve Avrupa olacaktır.

Bir tür yeni Kırım Savaşı modellemesi ile karşı karşıyayız!

Romanya, Ukrayna’dan gelecek mültecileri kabul etmeye hazırlanıyor. Rusya, yüzlerce seyyar köprüyü Ukrayna sınırına getirdi. ABD çevre ülkelere elli bin asker göndermeye hazırlanıyor.

On binlerce Rus askeri sınırda. Savaşa giden yolda iki taraf da kararlı görünüyor.

Türkiye için amaç şu olmalı: Ne olursa olsun kriz yumuşatılmalı. Ne olursa olsun bu savaş önlenmeli.

Ne olursa olsun ABD ve Avrupa Karadeniz’e yerleşmemeli. Ne olursa olsun Türkiye-Rusya yakınlığı korunmalı. Ukrayna’nın bütünlüğü, savunması desteklenmeli.

Ukrayna mazlum bir ülkedir. Mazlum bir millettir. Bütün yönleriyle sahip çıkılmalı. Ama bu sahip çıkma, onları cehennem ateşine sürükleyecek şekilde olmamalı.

Çok zor bir denklem. Ama Türkiye “ya o taraf ya bu taraf” ölçeğinden çoktan çıkmış bir güçtür. Bütün karmaşıklığına rağmen güncele değil geleceğe bakarak bir oyun kurulmalı.

Türkiye’nin siyasi aklının bunu başaracağına, son derece etkili olacağına inanıyorum. 21. yüzyıla güçlü bir oyuncu olarak girmeyi başaran bir akıl bunun da üstesinden gelecektir.

Çünkü biz Doğu’nun da Batı’nın da cephesi değiliz. Kendi coğrafya okumamız ne diyorsa o!

Batı’nın eli zayıf ama aklı hala iki büyük gücü tokuşturup zayıflatmayı hedefliyor. Türkiye’yi Rusya’nın karşısına dikmeye dönük bir oyun kuruluyor.