* Türkiye’de her darbe bir dış müdahaleydi.. * Bundan sonra, her darbe teşebbüsü işgal girişimidir. * Kapımızın önünde cepheler kuruyorlar, çevreleniyoruz * İşte tam bu sırada içeride hareketlilik başlıyor, dikkat!

04:0028/05/2019, Salı
G: 28/05/2019, Salı
İbrahim Karagül

Önceki gün,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ındaveti üzerineYassıada’daydık.Menderesve arkadaşlarının11 ay yargılanıpdaha sonraİmralı’da idama götürüldüğü,o utanç tarihinin yazıldığı yerde.Soruları cevaplarken Erdoğan’ın bir sözü vardı:“Bir daha bu ülkede darbe olmayacak…” “Biz güçlü olursak olamayacak”anlamında bir sözdü. SankiYassıada’ya gidişimizin özetiydi bu söz.HER DARBE MİLLETİMİZE SALDIRIDIR HER DARBE BİR DIŞ MÜDAHALEDİR.27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz..Her biribelli bir iktidar

Önceki gün,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
daveti üzerine
Yassıada
’daydık.
Menderes
ve arkadaşlarının
11 ay yargılanıp
daha sonra
İmralı
’da idama götürüldüğü,
o utanç tarihinin yazıldığı yer
de.

Soruları cevaplarken Erdoğan’ın bir sözü vardı:

“Bir daha bu ülkede darbe olmayacak…” “Biz güçlü olursak olamayacak”

anlamında bir sözdü. Sanki

Yassıada’ya gidişimizin özeti

ydi bu söz.

HER DARBE MİLLETİMİZE SALDIRIDIR HER DARBE BİR DIŞ MÜDAHALEDİR.
27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz..
Her biri
belli bir iktidar gücünün yerini sağlamlaştırmak için milletimize karşı müdahale
dir. Bu
darbeler devlete değil millete yapılmıştır. Bu darbelerin tamamı millete saldırıdır.
Ekonomi, dış politika, güvenlik aklınıza ne gelirse, yıllar içinde karşımıza büyük tehditler olarak çıkan her konu,
darbeler döneminde verilen tavizlerin ürünü
dür.
Bütün darbeler, milletin iradesini rehin almak, ezmek için, onların üstünde yeniden o çokuluslu iradeyi hâkim kılmak için yapılmıştır.
Bütün darbeler
devleti korumak olarak pazarlanmış
ancak milletin üzerinde dış vesayet tesis etmek için yapılmıştır.
VESAYET DÜZENİNİ O DARBELERLE KORUDULAR
Ne zaman milletimiz
güçlenip vatanına, geçmişine, bugün ve yarınına sahip çıkmaya
çalışsa
o çokuluslu irade harekete geçmiş
ve darbe yapmış,
Osmanlı sonrası kurulan vesayet düzeni
, bu darbelerle sağlama alınmıştır.
Bu da,
her darbenin aslında Türkiye’ye bir dış müdahale olduğu
gerçeğini görmemiz anlamına gelmektedir.
O vesayet, o müdahale, o dolaylı işgal, siyasi ve askeri bürokraside, ekonomi finansta, entelektüel alanda yetiştirdiği kadrolar üzerinden yürütülmüştür.

Bu yüzden darbelerin tamamını Türkiye’ye müdahale, saldırı olarak görmek acı gerçeğimizdir.

ÖNCE İSTANBUL’U ELE GEÇİRECEKLERDİ. 15 TEMMUZ BU YÜZDEN İŞGAL GİRİŞİMİ.
Türkiye, kurulduğundan bu yana ilk kez o vesayetten o kontrolden kurtulmak için çok güçlü bir dalga yakaladı. Biz buna tarihin dönüşü diyoruz.
Yüz yıl sonra,
Selçuklu
’dan bu yana devam eden siyasi gelenek harekete geçti,
mucizevi
bir hareket gelişti.
Millet kendi yolunda yürüyecek, devlet ona göre biçim alacak,
tarih kendi havzasına dönecek, coğrafya bize göre biçimlenecek.. Yol bu, mücadele bu, hedefimiz bu.
Ama 17/25 Aralık’ta ilk saldırıyı yaptılar.
15 Temmuz’da Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en ağır saldırıyı
yaptılar. Doğrudan dış müdahaleye giriştiler.
İstanbul’u Anadolu’dan koparmanın planını yaptılar ve uyguladılar.
15 Temmuz bir darbe değil, saldırıydı, işgal girişimiydi.
Klasik darbe dönemi geçmiş, yeni müdahale yöntemleri masaya sürülmüştü.
DIŞARIDAN MÜDAHALE VAR, İÇERİDE HAREKETLİLİK VAR…
15 Temmuz’da
FETÖ’yü tetikçi olarak kullandılar. Ama ellerinde sadece FETÖ yok, biliyoruz.
Bundan sonra kimleri nasıl kullanacaklarını az çok görüyoruz.
Bunları sadece
27 Mayıs’ı hatırlatmak için yazmıyorum. Bunları geçmişe bakarak değil, geleceğe bakarak yazıyorum.
Tehlike devam ediyor. Türkiye’ye dışarıdan ve içeriden müdahale devam ediyor.
Suriye’nin kuzeyinde Türkiye karşıtı cephe kuranlar
Doğu Akdeniz’e iki yüz savaş gemisi yığdı.
Ege adalarını füze üssüne dönüştürdü. Romanya ve Bulgaristan’a asker, tank, füze yığınağı yapıyor.
KAPIMIZIN ÖNÜNDE CEPHELER KURUYORLAR, ÇEVRELENİYORUZ.
Sınırımızın altmış kilometre dışına
Dedeağaç
’a bize karşı asker, zırhlı araçlar yerleştiriyorlar.
Güneydoğu’dan kuşattılar, Akdeniz boyunca Güney’den kuşattılar. Şimdi Ege ve Batı Trakya’dan, Bulgaristan ve Romanya’dan çevreliyorlar.
ABD
ve İsrail, bütün bunları Rusya için mi yapıyor sanıyorsunuz.
İran
için mi yapıyor?
Çin
için mi?
Türkiye için Türkiye! Çevrelenen ülke biziz. Açın gözlerinizi!
Bunlar bizim sınırlarımız, bizim çevremiz, bizim evimizin önü.
Savaş gemilerini, uçak gemilerini, füzelerini, askerlerini eşiğimize,
kapımızın dibine
kadar yerleştirdiler, her geçen gün daha da çok yığınak yapıyorlar.
İŞTE TAM DA BU SIRADA DARBE TARTIŞMASI YENİDEN BAŞLIYOR..
Bunları kim Türkiye kamuoyunun dikkatinden uzak tutuyor? Kim böyle bir şey yokmuş gibi kamuoyu oluşturuyor?
Kim böyle bir şey yok diyorsa, bunları hafife alıyorsa ondan uzak durun. Mutlaka ama mutlaka başka bir ajandası vardır.
Tam bu sırada
içeride yeniden hareketlenmeler
dikkat çekiyor,
konuşuluyor
da. F
ETÖ yapıları yeniden organize oldu.
15 Temmuz öncesi gibi harekete geçti.
Ekrem İmamoğlu ile beraber
, onun adaylığını kullanıp, onunla kamufle olup daha büyük bir ajanda uyguluyor.
Darbe senaryoları yeniden sesli konuşulur hale geldi.
Dışarıdan yönetilen yeni bir müdahale olacağı yönünde kuşkuların ötesine geçen bir söylenti var.
MÜDAHALE İÇİN FIRSAT KOLLUYORLAR

Ülkemiz bugün, Birinci Dünya Savaşı’na benzer tehditleri göğüslüyor.

Çanakkale’de karşımızda ne kadar millet ve devlet varsa bugün hepsi yeniden karşımızda ittifak kurdu.
Aynı ittifakı
içeride
de oluşturdular.
İç
işgalcileri
de sahaya sürdüler.
15 Temmuz’da İstanbul’u Anadolu’dan koparmaya çalışanlar bugün
yeniden İstanbul projesi
uyguluyor. 15 Temmuz’da
Anadolu’yu Suriyeleştirme
ye çalışanlar bugün aynı planı yeniden sahaya sürüyor.
Dışarıdaki ittifak çok geniş. İçerideki ittifak çok geniş.
Bir
müdahale için
hem bölgesel şartların hem de içerideki ortamın uygun olduğunu düşünüyorlar.
HER DARBE TEŞEBBÜSÜ, İŞGAL GİRİŞİMİ KABUL EDİLECEKTİR..
Ama artık bu ülkede darbe olmayacak. Bundan sonrası darbe değil saldırı olacak. Her darbe girişimi dış müdahale olacak. İşgal girişimi olacak. Onlar bu ülkenin hainleri olacak, tarihin yanlış sayfalarında yer alacak.
Her darbe girişimine karşı bir
istiklal mücadelesi
verilecek. Çanakkale’de verildiği gibi destansı bir mücadele verilecek.
Milletimizi yüz yıl daha
vesayet altına almaya dönük bu tür müdahaleye girişenler Amerika kabul edilecek, İsrail kabul edilecek, İngiliz kabul edilecek, Suudi-BAE kabul edilecek.
Yüz yıl önce verdiğimiz mücadele bir kez daha verilecek.
Büyük bir fırtına bu. Ama bu millet
bin yıldır bu coğrafyada bundan çok daya büyük fırtınaları susturmayı
bilmiştir. Yine bilecek, göreceksiniz.
Tarih döndü
, ne yapsanız bunu engelleyemezsiniz.
Türkiye’yi durdurmak
” artık mümkün olmayacaktır.
#Yassıada
#Darbe
#27 Mayıs
#12 Eylül
#28 Şubat
#17-25 Aralık
#15 Tem-muz
#İstanbul
#ABD
#İran
#Çin
#Ekrem İmamoğlu