Türkiye’de bazımedya organlarının ve gazetecilerinABD ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafındanfonlanmasıbizegazetecilik dışındavahim şeyler anlatıyor.Gazeteciliketiğidışında her ülke içinmilli güvenliksorununa dönüşen,toplumsal birliği ve ülke bütünlüğünü tehdit eden bu örtülü operasyona yoğunlaşılmasıacilbir durumdur.FONDAŞ GAZETECİLERİN GÜNDEMİNİ KİM BELİRLEDİ?Türkiye ve yakın coğrafyamızdadarbeler veiç müdahalelerlemedya fonlamaları, STK fonlamaları, siyaset fonlamalarıarasında birebir ilişki var.İlişkiden
Türkiye’de bazı
medya organlarının ve gazetecilerin
ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri tarafından
bize
vahim şeyler anlatıyor.
Gazetecilik
dışında her ülke için
sorununa dönüşen,
toplumsal birliği ve ülke bütünlüğü
nü tehdit eden bu örtülü operasyona yoğunlaşılması
bir durumdur.
FONDAŞ GAZETECİLERİN GÜNDEMİNİ KİM BELİRLEDİ?
Türkiye ve yakın coğrafyamızda
iç müdahalelerle
medya fonlamaları, STK fonlamaları, siyaset fonlamaları
arasında birebir ilişki var.
İlişkiden de öte, bu fonlamalar, söz konusu ülkelere yönelik
siyasi projelerin bir alt unsuru
olarak
edilip uygulanıyor. Siyasi
, el altından bu yapılarla sahaya sürülüyor.
Erdoğan’ı devirmekten “Suriyeli” meselesine,
Türk askerinin
’deki operasyonlarından
keşfine,
tartışmasından
’daki amansız güç çekişmesine,
ekonomik felaket kampanyasından
siyasi proje olarak uygulanan
“yalan ve kurgu stratejisi”
ne kadar her şeyde işte bu fonlamalar belirleyici oluyor.
ZAAFLARI İSTİSMAR EDİP DARBE ZEMİNİ HAZIRLA!
En son
’ta darbe girişiminin
BAE, Fransa, Mısır, İsrail ve S. Arabistan
tarafından yürütüldüğünü biliyoruz. Ama bu planın
kitlelerin harekete geçirilmesi tamame
üzerinden yürütüldü.
BAE üzerinden uygulanan
medya planı ile insanlar sokaklara çıkarıldı,
istenilen talepler seslendirildi, ortam
müdahaleye, darbeye hazır hale
getirildi.
nin yol açtığı ekonomik durgunluk bir
olarak
edildi. ABD ve Avrupa’nın son otuz yıldır çok sert bir şekilde uyguladığı
ni ve bunun
bir kez daha ve bu sefer Tunus’ta yaşadık.
DAĞITILAN PARA DEVASA BOYUTTA!
ABD ve Avrupa’nın
para aktardığı gazeteciler, medya organları, sosyal medya hesapları ve “ajanslar”
bütün bu alanlarda AB çıkarlarına,
ABD çıkarlarına göre pozisyon
alıyor ve bunu pazarlıyor.
Son dönemde
içeriden yürütülen bu kampanyaların yıkıcı gücü
ne bakılırsa
, Türkiye’deki fon dağıtımı görünenin çok üstünde.
Ortaya çıkan
Medyascope, Bianet, 140journos, Serbestiyet
gibi yayın organlarının,
ve diğer gazetecilerin, vakıf ve derneklerin dışında
para trafiğinin devasa boyutta
olduğunu düşünüyorum.
Çünkü, bu kadar para ile Türkiye’de operasyon yapmanın ve
olduğunu biliyorum.
2023 öncesi ne yapılacaksa,
büyük bir hesap ve
hazırlıkları da o boyutta büyük
olacaktır.
BU TRAFİK ORTAYA ÇIKARILMALI
Öyleyse bu
hazırlığın tüm detaylarını
Türkiye’deki
“yerli” gazetecilerin, istihbarat organlarının, MASAK’ın
, siyasi çevrelerin ortaya çıkarması gerekiyor.
Tunus’ta, darbeye gidiş sürecinde
binlerce sosyal medya hesabı
kullanıldı.
ile toplumsal hassasiyetler
edildi. Bunları BAE fonladı
fonladı? Bu “
”lar hangi ülkeden yönetildi? Kurgu ve uygulama nasıl yapıldı?
TAHRİR’DEN 15 TEMMUZ’A.. BİZ BU YÖNTEMİ BİLİYORUZ..
Meydanı’nda (
) kitlelerin özgürlük arayışı kanlı bir şekilde darbeye dönüştürülürken gördük. FETÖ’nün
girişiminde gördük. Türkiye tarihinin
olan
öncesi gördük.
Biz bu yöntemi; tamamen
FETÖ-PKK tezleri etrafında inşa edilen ve siyasi partilerle terör örgütlerini aynı çatı altında birleştiren yeni muhalefet örgütlenmesinde
görüyoruz. Bu partilerin aynı cümleleri kurmalarında, aynı yalanları pazarlamasında, Türkiye’nin felaketini çağıran
söylemlerinde görüyoruz.
KILIÇDAROĞLU’NUN YALANLARI, İMAMOĞLU’NUN PALAVRALARI..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “bilinçli yalanları”nda, Ekrem İmamoğlu’nun “palavralarında”, Meral Akşener’in siyasi üslubu yerlere seren söylemlerinde, Saadet Partisi’nin akılalmaz çelişkilerinde
görüyoruz.
ya da
da her gün planlanıp sosyal medya üzerinden servis edilen, Türkiye toplumunun
sistemati
larda görüyoruz.
Bütün
bunlar daha önce gördüklerimizin yeni hali
. Bütün bunlar,
ABD ve AB ülkelerinin medya fonlamalarıyla birebir ilişkili.
Bütün bunlar tek bir senaryonun alt unsurları. Bütün bunlar, 15 Temmuz’dan sonra
, şimdilerde hızlandırılan
işaretleri.
GAZETECİ FONLAMALARI DEĞİL, İÇERİDEN MÜDAHALE HAZIRLIĞI!
Aslında ortada bir
yok. Ortada bir
hazırlığı var. Ve bu hazırlık, deşifre olan
medya fonlamalarıyla sınırlı değil.
STK’lar üzerinde neler deniyorlar? Siyaset üzerinde neler deniyorlar? Sermaye çevresi üzerinden neler deniyorlar?
Öncekilerden farklı olarak, bu sefer örtülü organizasyonun içinde
hangi “muhafazakar” çevreler
var? Hangi
“muhafazakar” gazeteciler
var? Yeni bilgi burada. Bu seferki ittifak çok daha geniş!
Bu haliyle,
söz konusu medya organları ve gazeteciler, Türkiye’ye yönelik yeni “içeriden müdahale”de
görev, rol üstlenmiş görünüyorlar. Tehlike burası.
‘MASUM GAZETECİLİK’ ADI ALTINDA KANLI HESAPLAR!
da olanların bir benzerinin
biliyorduk.
“Türkiye’ye Mısır senaryosu
” tartışmaları yapmıştık. Ve 15 Temmuz oldu.
yöntemi ile Türkiye’deki hazırlıkların birebir bağlantılı olduğunu biliyoruz. Ve o hazırlığı izliyoruz.
Öyleyse burada
demir atıp, neler olacağını anlayıp
hazırlık yapmak bir zorunluluktur. Görünen bir şey var, görebilenler için her şey ortada.
Geçelim gazetecilerin zenginleşmesini. Geçelim ABD ve AB’nin internet siteleri açmasını.
Geçelim el altından iç muhalefet örgütlemelerini.
Bunun sonucu ne olacak, ona bakalım.
“Masum gazetecilik” adı altında kanlı hesaplar,
jeopolitik planlamalar yapılıyor,
dediğim yapılar eliyle ülkeler tehdit ediliyor. Ve bu “iç işgal girişimi”,
Türkiye’yi bir kez daha yoklayacak…
BÜTÜN OYUNLARIN SON NOKTASI TÜRKİYE’DİR ÇÜNKÜ TÜRKİYE 21. YÜZYILI RESETLEYECEK.
Türkiye’nin merkez gücü, coğrafyanın değişimi,
güç verin. Tunus’ta olanlarla Türkiye’de olanlar
planlanıyor.
hedefler ve hesaplar aynı.
Unutmayın
bütün oyunların son noktası Türkiye’dir.
Türkiye düşerse coğrafya düşer. Ama bunların tamamı Türkiye
duvarlarına çarpıp dağılacak.
Bunu sadece biz değil,
da, dışarıdaki patronları da görecek.
Türkiye 21. yüzyılı resetleyecek.
Mücadeleye devam!
#Tunus
#Türkiye
#Fon
#Para
#Müdahale