* Peki, şimdi ne olacak? Trump’ın açıklaması krizi durduracak mı? * Trump’ın çılgınlıkları, İran’ın duygusal öfkesi: * Mezhep krizi değil, Arap-Fars savaşı mı? * İran hazır, Suud Hazır, BAE hazır, kurgu tamam.

04:009/01/2020, Perşembe
G: 9/01/2020, Perşembe
İbrahim Karagül

ABD Başkanı Donald Trump’ındün akşamki krizi yumuşatan açıklaması,Kasım Süleymani’nin öldürülmesi, ABD-İran arasındaki “kontrollü krizi” vevekâlet savaşını doğrudan çatışmayasürükleyen süreci durdurur mu?İran’ın önceki akşam Irak’takiABD üslerine yönelik füze saldırısıvekâlet savaşını asillerin savaşına dönüştürdü. ABD de, İran da“yeni bir aşamaya”ya geçildiğini son saldırılarla ilân etmiş oldu.Artık ABD-İran arasında yürütülendolaylısavaş, yer yerörtülü müzakere, işgallerde“dolaylı ortaklık”sona

A
BD Başkanı Donald Trump’ın
dün akşamki krizi yumuşatan açıklaması,
Kasım Süleyman
i’nin öldürülmesi, ABD-İran arasındaki “
kontrollü krizi
” ve
vekâlet savaşını doğrudan çatışmaya
sürükleyen süreci durdurur mu?
İran’ın önceki akşam Irak’taki
ABD üslerine yönelik füze saldırısı
vekâlet savaşını asillerin savaşına dönüştürdü
. ABD de, İran da
“yeni bir aşamaya
”ya geçildiğini son saldırılarla ilân etmiş oldu.
Artık ABD-İran arasında yürütülen
dolaylı
savaş, yer yer
örtülü müzakere
, işgallerde
“dolaylı ortaklık”
sona erdi. En azından şu anki görüntü bu. Her ne kadar yumuşatılmak istense de, bundan sonraki her kriz, bugünkü noktanın üzedine inşa edilecektir.
İRAN’IN DERİN AKLI DUBAİ’Yİ VURUR MU!
Çünkü
Trump, Süleymani gibi İran güvenlik aklını, emperyal ismini öldürerek, Tahran’ı hesabını yapmadığı bir alana çekti
. Haysiyetini kırdı,
derin aklını, İran’ın merkez iktidar alanını
hedef aldı.
İran da ABD’nin müttefiklerini, ortaklarını değil, doğrudan kendisini
, kendi askeri üssünü, askeri varlığını hedef aldı.
Bunu yaparken “dolaylı savaş” yöntemlerini de tekrarladı, yeni bir saldırı olursa
İsrail’de Hayfa’yı, BAE’de de Dubai’yi
vuracağını ilân etti.
TRUMP’IN ÇILGINLIKLARI, İRAN’IN DUYGUSAL ÖFKESİ:ABD YENİ SALDIRIYI İRAN ANA KARASINA YAPAR MI?
Trump’ın tavrının
azil süreci ve yeni seçimlerle
, İran’ın tavrının da yoğun
rejim karşıtı protestolar
ve Süleymani suikastından sonra
kamuoyunu rahatlamayla
doğrudan ilgisi var elbette.
Ama hepsi bunlarla sınırlı değil. Şimdilik böyle görünse de geniş çerçevede böyle değil. İş sadece
Trump’ın çılgınlığı
ile, İran’ın
duygusal öfkesiy
le sınırlı değil.
Ve iş sanıldığı gibi burada kalmayacak. Bugün ya da bir süre sonra kaldığı yerden devam edecek.
“Soğutulamasaydı”
ABD’nin
yeni saldırısı İran ana karasına olacaktı
. Çünkü füze saldırısından hemen sonra ABD yönetimi
“füzeler İran topraklarından ateşlendi”
ifadesini kullandı.
SEMBOLLERİN DİLİ: İKİ ÜLKE BİRBİRİNİN CAN DAMARINI YOKLUYOR
İki ülke de
birbirinin can damarını yokluyor
. Bağdat’taki ABD elçiliği ve ardından gelen suikasttan sonra, Washington ve Tahran’dan gelen açıklamalar hep
semboller
üzerine oldu.
ABD;
“elli iki hedef”
belirlediklerini, İran’ın
kültürel varlıkları
nı vuracaklarını söylerken, İran Devrimi’nde
rehin alınan elli iki elçilik personeli
ni ve
Şiiler için kutsal sayılan yerler
i işaret ediyordu.
Tahran ise;
“iki yüz doksan”
rakamını hatırlatıyor, ABD’nin düşürdüğü
İran yolcu uçağına
, hayatını kaybeden iki yüz doksan kişiye atıf yapıyordu.
İki ülke de,
hesaplaşmanın dibini buluyor
, İran devriminden bu yana yaşanan her krizi
masaya
taşıyordu. Bu sözler, açıklamalar, tehditler sadece
blöf, boş tehditler olarak görülebilir mi?
SON SÖZLER SÖYLENİYORSA… BENİM KORKUM BAMBAŞKA.
Eğer son sözler söylenseydi, atılacak ilk adım çok yıkıcı olacaktı.
Elbette bu yeni krizin,
hem ABD’nin hem de İran’ın ihtiyacı
olan boyutları var. Ama bizi daha çok bunların dışındakiler ilgilendiriyor.
Şu an
bütün ihtimaller havada uçuşuyor
. İki ülkenin restleşmesi
“bir yerde duracak”
deniyor, iki ülkenin de Ortadoğu’da kendileri için
“dolaylı ve tanıdık” satrancı devam ettird
iği söyleniyor. Bunlar ve dahası.. Hepsi muhtemel.
Ama
benim korkun bunlar değil
. Öteden beri bu endişe ile uyarı mahiyetinde, dikkat çekici biçimde yazılar yazmaya çalışıyorum.
BU SAVAŞ ABD İLE İRAN ARASINDA KALMAYACAK..BÜTÜN HESAPLAR BÖLGESEL!
Bu kriz, endişe ettiğimiz şekilde gelişirse hiçbir şekilde
ABD ile İran arasında kalmayacak
.
Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz arasındaki bütün ülkeleri ve bölgeleri
vuracak.
Suudi Arabistan, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Lübnan ve Bahreyn
savaşın merkezinde olacak.
Olayı, doğrudan bir
ABD-İran
çatışmasını
Hizbullah-İsrail
çatışması,
Husi (Yemen)-S. Arabistan
çatışması,
İran ile S. Arabistan-
BAE çatışması,
mezhep çatışması
,
Arap-Fars
çatışması olarak algılayın. Bugüne kadar Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de ülke sınırlarına hapsedilen
çatışmaların bölgeselleşmesi
ni anlayın.
1991 KÖRFEZ SAVAŞI’NDAN BERİ BUNA HAZIRLANIYORLAR
Korku bu.
Öteden beri kurgulanan bu. Nihai amaç bu
. Bugünkü kriz aşılsa bile önümüze koyacakları senaryo bu!
ABD’nin Irak’taki üslerinin vurulması, İran’ın en önemli adamının
Ira
k’ta vurulması, Tahran’ın
İsrail ve BAE’y
i hedef göstermesi,
“ABD’ye üslerini kullandıran her ülkenin hedef olacağ
ı”nı ilân etmesi,
Hizbullah
ve değer İran yanlısı örgütlerin
savaşın “her yerde” olacağına
dair açıklamaları bu
kurgunun ilk işaretleri
dir.
1991 Körfez Savaşı’ndan bu yana bölge için planladıkları şey buydu. Adım adım uyguladılar
. Ülke ülke, cephe cephe uyguladılar. Şimdi sona geldiler. Nihai hedefe kilitlendiler. Bölgeye son darbeyi vurmaya hazırlanıyorlar.
MEZHEP KRİZİ DEĞİL, ARAP-FARS SAVAŞI BU: İRAN HAZIR, SUUD HAZIR, BAE HAZIR, KURGU TAMAM
Bu darbe bir “Arap-Fars savaşı”dır. Mezhep çatışmaları üzerinden pazarlanacak bir bölgesel savaş senaryosudur
.
İran-Suud
çatışması üzerinden sahnelenecek ve bölge geneline yayılacak bir karanlık senaryodur.
İran buna hazır
. Bölgeye yayılan gücü,
emperyal hırsları, mezhep kimliğinin baskın rolü
ile hazır. Savaşı
pazarlama yöntemi
de “
ABD’ye, İsrail’e, onun bölgedeki kuklalarına, emperyalizme karşı mücadele”
olacaktır.
İKİ VELİAHT İŞTE BU KIYAMET SENARYOSU İÇİN ÖNE SÜRÜLDÜ
Suudi Arabistan’da Muhammed bin Selman’ın Veliaht ilan edilmesi
, sonrasında yapılan
“ayarlama
”lar da böyle bir savaşa hazırlık içindi. Bir tür
“yeni Nasırizm”
kimliği bu Veliaht üzerinden servis ediliyor.
ABD, İngiltere ve İsrail’in söylediklerinin dışına taşamayacak bir isim
.
Suudi geleneksel politikalarını
tersyüz
eden, bir
Arap milliyetçiliğ
i üzerinden İran’la hesaplaşmaya kurgulanan bir isim. Dolayısıyla,
“malum kurgu” için S. Arabistan’da da şartlar hazırlanmı
ş görünüyor.
BAE’nin ölçüsüz, şiddet taraftarı
terör baronu Muhammed bin
Zaid
,
Arap-Fars savaşının en ateşli öncülerinden
. Kurgu büyük oranda onun üzerinden servis ediliyor.
Mısır’dan Libya’ya, Sudan’dan Yemen’e
her yerde o var. Kendisine
bağlı terör örgütleri
, örtülü operasyonları var. Suudi Veliahtla birlikte bütün
Arap dünyasını İran’la savaşmaya ayarlıyor. Tam da ABD ve İsrail’in istediği gibi
.
TAHRAN’IN EGOSU, İKİ VELİAHT’IN HIRSI..
Bu iki veliaht
durdurulamazsa
,
İran’ın emperyal hırsları dizginlenemezse
Batılı ordular coğrafyanın şehirleri üzerinde tepinecekler demektir. Görünüşe göre Arap dünyası hazırlanmış. Şimdi İran’ın hassasiyetleri kaşınıyor,
Tahran provoke ediliyor, egosu besleniyor
.

Bir adım sonrası ne?

Eğer
ABD, askeri üslerine yönelik saldırıya cevap verseydi, bu cevap İran ana karasına yönelik bir hedefe yönelecek, Tahran karşılığında Körfez ülkelerinden birine, mesela Dubai’ye bir füze fırlatacaktı. O zaman da
, fırtınanın önünde kimse duramayacaktı.
SAVAŞI İSLÂM’IN KALBİNE TAŞIMAK
ABD’nin,
Trump’ın fevriliği
ile hareket ettiğini sanmıyorum. Bir
ajandası
olduğuna inanıyorum. Bundan sonra da
İran’ı cevap vermek zorunda bırakacağı saldırılarla muhatap edecek
. Bu da
zincirleme
saldırı ve cevaplar olacak.
Onların tek hesabı
savaşı İslâm’ın kalbine taşımak
. Tam merkezini vurmak. Müslümanları
utançtan başlarını kaldıramayacak hale getirme
k. Büyük kurgu bu. Gerisi bu senaryonun alt unsurları. İran da, Arap ülkeleri de buna hazır!

Maalesef…

#Donald Trump
#İran
#ABD
#KRiz
#Körfez Savaşı