Türkiye’de bir “Beka” sorunu var mıdır, vardır?Bugün var mıdır, vardır.Dün var mıydı, vardı.Gelecekte olacak mı, olacaktır..Sadece Türkiye’de değil,coğrafyanın tamamında var mıdır, vardır.Afganistan’dan Kızıldeniz kıyılarına, Basra’dan ve Mezopotamya’dan Anadolu içlerine, Balkanlardan Kafkaslara kadarBeka meselesi tarihimizin her döneminde en öncelikli konudur.Bu ülkenin siyasi tarihi “beka” meselesi üzerine karakter kazanmıştır.Bu ülkenin, bu milletinAnadolu’yu yurt edindikten sonra, yüzyıllar
Türkiye’de bir “
” sorunu var mıdır, vardır?
, vardır.
, vardı.
, olacaktır..
coğrafyanın tamamında var mıdır
Afganistan’dan Kızıldeniz kıyılarına, Basra’dan ve Mezopotamya’dan Anadolu içlerine, Balkanlardan Kafkaslara kadar
Beka meselesi tarihimizin her döneminde en öncelikli konudur.
Bu ülkenin siyasi tarihi “beka” meselesi üzerine karakter kazanmıştır.
Bu ülkenin, bu milletin
Anadolu’yu yurt edindikten sonra
, yüzyıllar boyunca verdiği mücadelenin tamamı beka meselesi üzerine biçimlenmiştir.
Anadolu neden kuşatma altında? Yüzyıllardır bu neden değişmez?
Zaferlerimizin bile, dört kıtaya yayılışımızın bile temelinde bir beka meselesi vardır
. Bu ülkenin mücadele tarihi ne kadar yoğunsa, ne kadar çetinse beka meselesi de o kadar gerçektir, o kadar ciddidir.
Selçukluların dağılışından, Osmanlı’nın zayıfladığı dönemlere,
kadar
arih kırılmalarının her döneminde
bir beka sorunumuz, meselemiz hep olmuştur.
Çöküş ve yeniden yükseliş
dönemlerimizin tamamında beka meselesi, düşüncesi
olmuştur.
Çünkü
Anadolu’nun etrafı, Anadolu’nun intikamını almak isteyenlerle kuşatılmıştır. Bu, yüzyıllardır böyledir. Dün de böyleydi bugün de böyledir.
Anadolu’nun kanatları… “Son Kale”yi savunmak…
Bizler bu
kuşatmayı yarmak için, Anadolu’nun bütün kanatlarında savunma kalkanları kurduk.
Bu kalkanları o kadar genişlettik ki,
Viyana’dan Basra’ya, Kızıldeniz’den Kuzey Afrika’ya, Hazar kıyılarına
kadar Anadolu’yu ve coğrafyamızın
için hazırlıklar yaptık, büyük mücadeleler verdik.
Çok geriye gitmeyelim.
Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında beka meselesi yok muydu? Balkanlar’dan “Son Kale” Anadolu’ya akan milyonlar,
yüz yıl boyunca kesintisiz bir şekilde
Kafkaslardan Anadolu’ya akan kitleler
, coğrafya kanatlarımız kırıldığında
“Son Kale”yi savunma düşüncesi bir beka meselesi üzerine şekillenmişti.
Beka korkusunun ne demek olduğunu onlara sorun, onların
, ağıtlarında arayın isterseniz.
Yüz yıl önce tarih dışına itmek istediler. Şimdi istemiyorlar mı?
Evet, Birinci Dünya Savaşı bir “
”ydı. Ama
ile sonuçlandı. Bütün
Avrupa bir coğrafyayı paylaştı. Osmanlı, İslam, Türkler, tarih dışına itilecek, coğrafya dışına itilecekti.
Bu bir imha operasyonuydu. Öyle de oldu. Büyük bir yıkım, coğrafyamızın her köşesine ulaştırıldı.
O günlerde bir beka meselesi yok muydu?
İşgal Anadolu içlerine, “Son Kale’ye ulaştığında bir beka meselesi yok muydu?
Yeniden özgürlük mücadelesinin başladığı
İstiklal Savaşı döneminde beka meselesi yok muydu?
Coğrafyayı kaybetmiş bir milletin, anavatanı da kaybetmemek için verdiği mücadele beka üzerine değil miydi?
15 Temmuz bir beka meselesi değil miydi? Daha yakına gelelim:
15 Temmuz bir beka meselesi değil miydi? ABD-İsrail ve bütün Batı’nın patronluğunda bir
terör yapılanması harekete geçirildiğinde
, bu milletin
, insanları kurşuna dizildiğinde,
tankların altına yatanların beka meselesi yok muydu?
Ne olacaktı? Daha iyi bir Türkiye mi olacaktı?
Daha güçlü bir Türkiye mi olacaktı? Bu ülke
bütün sokaklarda kan akacak,
olacaktı.
15 Temmuz bir imha harekatıydı.
Bizi tarih dışına itme, coğrafyadaki
yeniden yükselişi durdurma
, bunun için de paramparça etme girişimiydi.
Asla bir darbe girişimi değildi..
O cephe de, o mücadele de değişmedi. Hesaplaşma aynı..
Peki 15 Temmuz’dan üç yıl sonra düşünelim: Bu bir beka meselesi değil miydi?
Değilse beka meselesi nedir? 15 Temmuz saldırısına atıp tutanların beka meselesi konusunda neden yumuşadığını sorgulamak hakkımız değil mi?
Beka, sadece çöküş dönemlerinde olmaz.
Yeniden yükseliş dönemleri de beka üzerine biçimlenir. O mücadeleler de öyle verilir.
Türkiye yepyeni bir yükseliş tarihi başlattı. Baktık ki, yüz yıl önce
çöküş dönemindeyken karşımızda olanların hepsi yine karşı cephede toplanmış.
Yüz yıl
önce onlara içeriden katılanların geleneğinden gelenler yine içeriden operasyona katılmış.
15 Temmuz’a umut bağlayanlar: Sizi o cephede kimler topluyor?
Selçukludan bu yana
tarih yapan genetik, merkezileşirken, bu tarihi dağıtmaya çalışanlar dış çevrede toplanıyor.
Beka düşüncesiyle
bu toprakları bin yıl vatan yapanlar güçlerini birleştirirken, yüzlerce yıl boyunca dışarıda, çevrede kalanların mirasçıları yeniden karşıt cephede toplanmış.
Hiçbir siyasi kimlik kaygısı düşünmeden hem de.
ABD ile, terör örgütleriyle,
Türkiye’ye açık savaş ilan edenlerle aynı cephede
yer almayı sorgulayamayanların beka meselesini nasıl
görüyoruz çünkü.
Ve onlar şimdi ne kadar karşıt gibi görünseler de, bütün
umutlarını 15 Temmuz’a bağlamışlardı.
Şimdi
yeni umutlara yelken açıyorlarsa, gerçekten de beka meselesi vardır.
Bin yıl daha bu topraklardayız ve beka meselesi hep olacak..
Bin yıl daha bu topraklardayız.
Bin yıl daha beka düşüncesiyle, direnciyle mücadeleye devam edeceğiz.
Yüzlerce yıl Anadolu’daki varlığımızı yok etmeye çalışanların yüzlerce yıl yine bu amaçla saldıracaklarını biliyoruz. Endülüs’e bakın, anlarsınız.
Bugün
dört bir taraftan kuşatılmanın
sebebi Türkiye’yi durdurmak içindir. Bu, bizimle alakalı değil, onların hesaplarıdır. Yükseliş döneminde, zaferler döneminde,
döneminde de bir beka meselesi vardır.
Merkezi güçlendirenlere karşı, çevrede toplananlar:Kibirli sözlerle olmaz bu iş…
Bu, iç muhalefet söylemi olamayacak kadar kritik bir şeydir.
Bu
, Türkiye’nin yürüyüşünü, coğrafyanın durumunu, küresel ölçekte güç kaymalarını anlayabileceklerin algılayabileceği bir şeydir.
Öyle
yazılarla,
bakışlarla tarih yapılmıyor. Tarih büyük mücadelelerle yapılıyor. Bedel ödemekle yapılıyor.
Siyasi genetiğe sahip çıkmakla,
ana omurgayı ve devlet iktidar alanını güçlendirmekle
yapılıyor.
, toplumsal dayanışmayı zayıflatanların Selçukludan bu güne, bu coğrafyada yapıp ettiklerimize zerre katkıları yoktur. Sadece
tarihinde yer edinmişlerdir.
Sulandırmayın. Sadece 15 Temmuz’a bakın yetecektir..
Beka meselesi, sulandırıldı. Bu gerçek,
zihinlerimizden uzak tutulmaya çalışıldı. Bir milletin
tarih, bugün, gelecek tasavvuru ucuz kelimelerle, günlük tartışmalarla
yok edilmek istendi. Bu bir zihinsel
.
Bırakın geçmişi,
sadece 15 Temmuz’u hatırlayın ve geleceğe öyle bakın.
Bu millet hep teyakkuz halinde olmuştur. Yine öyle olacaktır. Sebebi de budur.
#Beka
#Anadolu
#15 Temmuz
#Suriye
#ABD
#İsrail