Erdoğan’la değil devletle, ülkeyle, milletle çatışıyorlar. Bu alanda gizli bir savaşa giriştiler. Yüz yıl sonra ilk kez karşı karşıya kaldığımız bir yıkım operasyonu yürütüyorlar. Ve en ağır silahları içeriden kullanıyorlar.
Erdoğan onların dediği gibi yapsa, Türkiye’yi değil onları tercih etse baş tacı ediyor olacaklardı. Övgü cümlelerinin ardı arkası kesilmeyecekti. Batı medyasında, dergi kapaklarında, TV tartışmalarında onu yücelteceklerdi.
İçeride de dışarıda da böyle bir organize saldırı, böyle bir yıkım operasyonu mümkün bile olmayacaktı. Şu an ne Kılıçdaroğlu böyle şımaracak, abuk sabuk hareketlere girişecek ne de o “iç cephe” kurulacaktı.
Ama o Türkiye’yi tercih ettiği için, yüzyıllardır devam eden sömürü düzenine karşı durduğu için, Türkiye’yi küresel bir güce dönüştürecek devrim niteliğinde adımlar attığı için, Selçuklu-Osmanlı yükselişini bugüne taşıdığı için hedef seçildi.
Bunun dışındaki bütün siyasi gerekçeler palavradır. Laf kalabalığıdır, anlamsız gürültüdür. Kavganın adresi tam olarak burasıdır. Batı başkentlerinin rahatsızlığı, bunun içeriye servis edilmesi, içeride silahlı ve silahsız mevziler inşa edilmesi sadece bundandır.
Lafı dolandırmayla hiç gerek yok. Türkiye üzerinden bir küresel kavga yürütülüyor ve içeride herkes buna göre pozisyon alıyor. Her şey bu kadar açık. Kim Türkiye’nin yanında, kim Türkiye’yi durdurmak isteyenlerin yanında, bu kadar net.
İşte tam da bu yüzden, yalan ve kurgularla zihinleri bulandırmaya, gözleri kör etmeye çalışıyorlar. Başka türlü bu gerçeği gizleme şansları yok.
Şimdi “Erdoğan’ı devirirsek devlette büyük bir gedik açarız” diye düşünüyorlar. Güce dönüşen devleti dağıtıp, himaye altında devleti yeniden formatlamak istiyorlar.
Hep birlikte Türkiye yükselişini durdurmaya çalışıyorlar. Hep birlikte milletin yeniden tarih sahnesine çıkışını engellemeye çalışıyorlar. Hep birlikte aslında milletimize saldırıyorlar.
Bunu da; siyasetle örtüp, kamufle edip, toplumsal zaafları istismar ederek, milletin kendisine karşı silaha dönüştürerek yapıyorlar.
Dışarıdaki patronları savaşı tüm alanlara yayarken, yüz yıl sonra yeniden imha planları başlatırken bunlar da içeriden aynısını yapıyor. Militan geçmişlerinden kalma intikam arzularını, siyasetin gücüyle kitleselleştirip ha bire saldırıyorlar. Batı’nın emir eri, silahşorları, tetikçileri oldular.
İşte, asla bir araya gelemeyecek siyasi partileri tek çatı altında toplayan ortak amaç bu. İşte, onları tek bir güce dönüştüren iradenin büyük hesabı bu.
Milli ekseni zayıflatıp, sarsıp, dağıtıp, milletimizin ana omurgasını aşındırıp, ülkeyi yeniden dar alana, kısır çekişmeler alanına hapsetmeye çalışıyorlar.
Böylece PKK’ya alan açılacak. FETÖ’ye yeniden alan açılacak. FETÖ devleti, PKK sınırları vuracak. Yabancı istihbarat aparatları kurumları, Londra merkezli tefecilik sistemi ekonomiyi rehin alacak.
Türkiye’yi zayıflatacak, bunaltacak içerideki cephelere alanlar açılacak. Özerkliğe alan açılacak. Savunma kalkanları sınırlara çekilip sınırlar bile korunamaz hale getirilecek.
Türkiye; Akdeniz’de, Ege’de sahillere mahkûm edilecek. Bu bölgelerden kovulacak. Yeniden başlatılacak terörle, iç sorunlarla, ekonomik bunalımlarla içeride bunaltılıp kafasını kaldıramayacak hale getirilecek.
En vahimi de, Türkiye’nin, milletimizin yüzyıllara dayanan büyük iddiaları bir kez daha toprağa gömülecek. Tarih dışına itilecek, coğrafyada bir köşeye sıkıştırılacak.
Bu kavga, bu mücadele o kadar büyük ki, içinde sadece Erdoğan yok. Alparslan var, Fatih var, Yavuz var, Kanuni var, Abdülhamit var, Atatürk var… Asla kesintiye uğramayan devletler sürekliliği var.
Bu; yüzyılların kavgasının içinde manevi inşa önderleri var ve hepsinin arkasında yüzyıllardır sabırla, azimle, durmaksızın yürüyen bir millet var. Kıtalar var, ülkeler var, şehirler var.
İşte onlar bunlara karşı amansız bir savaş başlattı.
Şu an tarihin kırılma dönemi. Büyük kavga yeniden patladı. Büyük mücadele yeniden başladı. Büyük ihanetler yeniden sahne aldı. Ve büyük hesaplaşma bütün şiddetiyle devam ediyor.
Küçük adamların, kötülük rüzgârlarının, insanımızın mahvına yatırım yapanların, bencillerin, nefretten gözü dönmüşlerin güçlerini birleştirdiğini, dışarıdan ve içeriden saldırıya geçtiğini görüyoruz.
Adam devlete baskın yapıyor, millete baskın yapıyor, provoke diyor. Pervasızlık, görgüsüzlük, değersizlik, kontrol edilemez düzeyde.
Adam geçmişten bir şeylerin intikamını almaya çalışıyor. Neyin? Orası açık sır!
Birileri CHP’yi onun emrine vermiş, bu silahı kullandırıyor. Adamın baskınları ile FETÖ’nün baskınları aynı. Adamın saldırıları ile PKK’nın, DHKP-C’nin saldırıları aynı.
Bütün muhalefet cephesi FETÖ-PKK çizgisine hapsedilmiş. Onların düşünceleri, onların sözleri, onların taktikleri, onların yalanları, onların kurguları, onların saldırı yöntemleri… Ve onların Türkiye’yi küçültme projeleri.
Bundan başka tek bir cümleleri yok. Bundan başka tek bir tezleri yok. Türkiye için bundan daha vahim bir şey olabilir mi?
Ama dünya değişti. Güç, merkezden dağıldı. Bir bölümü Türkiye’ye aktı. FETÖ’nün de PKK’nın da arkasındakiler güç kaybediyor. Tam tersi bize ait olan o siyasi genetik uyandı. Yükselişe geçti.
Gün gelecek, onların Türkiye içinde kurguladıkları yıkımların aynısını Türkiye o ülkelerde uygulayacaktır. Bu geçmişte oldu, yine olacaktır. Güç kayması aynı hızda devam ederse, o tarih sanıldığından çok daha yakındır.
Çünkü tarih onların aleyhine akıyor. İçeridekiler çok yanlış bir cephe seçti. Yükselene değil, güçten düşene göre pozisyon aldı. Dahası onların tetikçiliğine soyundu.
Milletlerin hafızası derindir. Asla unutmaz. Bugünküler de unutulmaz.
Son büyük eşik de geçilecek. Küçük hesaplar dürülecek. Küçük adamlar unutulacak. Güç akışı Türkiye’yi olağanüstü alanlara çekecek.
Milletin yüzyıllardır devam eden yürüyüşü daha da hızlanacak. Bu tarih bir daha tersine çevrilemeyecek. İçeridekiler değil, patronları da durduramayacak.
Ayaklarınızın ucuna değil, dünyaya bakın. Büyük güç kaymalarına bakın. Hangi milletlerin sahneye çıktığına bakın. Dünyanın kutupları değişiyor!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.