* Büyük ülkede küçük hesaplar.. Darbe tartışmaları ve Abdullah Gül’ün müthiş zamanlaması.. * RAND darbe raporu ve bizim gönüllüler… Peki FETÖ’den sonra kimler kullanılacak? * Mütevazı görünümlü kibir, muhafazakar vesayetçilik.. Eski ABD’ciler, İngilizciler, Almancılar harekete geçmiş! * “ABD Türkiye’ye müdahale etsin” çağrıları da yapılır mı?

04:0019/02/2020, Çarşamba
G: 19/02/2020, Çarşamba
İbrahim Karagül

15Temmuz’dan beklentisiolanlar yeniden harekete geçirildi. Umudunu o gün darbeye bağlayanlar bugün dedarbeye, bir dış müdahaleyebağlamış görünüyor.15 Temmuz’da susanlarbugünyükseksesle konuşmaya başladı. Konuşmanın ötesinde,cepheler kurmaya, ittifaklar oluşturmaya,eski cümlelerle sahayaçıkmaya başladı.15 Temmuz’dagizlenip saklananlar bugünün cengaverleri, cesur insanları, hakkaniyet önderleri oldu. Yılışık yılışık, herkese akıl vermeye başladı.Köşelerinde akil adamlar, adil adamlar kesildi.MÜTEVAZI

15
Temmuz’dan beklentisi
olanlar yeniden harekete geçirildi. Umudunu o gün darbeye bağlayanlar bugün de
darbeye, bir dış müdahaleye
bağlamış görünüyor.
15 Temmuz’da susanlar
bugün
yüksek
sesle konuşmaya başladı. Konuşmanın ötesinde,
cepheler kurmaya, ittifaklar oluşturmaya
,
eski cümlelerle sahaya
çıkmaya başladı.
15 Temmuz’da
gizlenip saklananlar bugünün cengaverleri, cesur insanları
, hakkaniyet önderleri oldu. Yılışık yılışık, herkese akıl vermeye başladı.
Köşelerinde akil adamlar, adil adamlar kesildi
.
MÜTEVAZI GÖRÜNÜMLÜ KİBİR, MUHAFAZAKAR VESAYETÇİLİK.. ESKİ ABD’CİLER, İNGİLİZCİLER, ALMANCILAR HAREKETE GEÇTİ!
Onlar;
mütevazı görüntünün altına gizlenmiş kibir, muhafazakar kimliğin arkasına gizlenmiş vesayetçilik, mağduriyet edebiyatının altına gizlenmiş ihtirasla bir iç cephe kurmak, bir dış müdahale aparatı biçimlendirmek için seferber edildi.
Bütün
eski Amerikancılar, İngilizciler, Almancılar harekete
geçirildi. Elli yıldır
Türk medyasında ABD/İngiltere için çalışanlara
, daha genç kuşak ABD/İngilizcilere, yirmi yıldır FETÖ ile çalışıp 15 Temmuz’dan sonra bir şekilde bu ilişkilerinden
yara almadan
kurtulanlara kadar herkes sahaya sürüldü.
RAND DARBE RAPORU VE BİZİM TETİKÇİLER…PEKİ FETÖ’DEN SONRA KİMİ KULLANACAKLAR?
ABD istihbaratına çalışan ve on yıllardır Türkiye dahil bir çok ülkede dış müdahalenin (darbe) alt yapısını hazırlayan
RAND
,
277
sayfalık yeni bir Türkiye raporu hazırlamış ve
“orta kademe askerler rahatsız, yeni bir darbe girişimi bile olabilir” demiş.
Tam da
bizdekiler
gibi, eski,
Soğuk Savaş dönemi a
rtıkları, eski
hayallerini
tekrarlamış. Bundan önce ne zaman
yaygara
koparsalar Türkiye’de bir şeyler oldu, doğru. En son ABD kaynaklı darbe tartışmasından sonra 15 Temmuz oldu. Diyelim bir şeyler biliyorlar, bir şeyler hazırlıyorlar..
Burada asıl soru RAND raporu değil, içeriden bir sorudur:
Bu sefer kimi kullanacaklar?
Ya da kimleri hazırlıyorlar? Ya da kimler üzerinde çalışıyorlar?
ASIL DARBE ABD’DE YAŞANIYOR, EVİNİZDE!
Can yakıcı nokta
, asıl tartışılması ve sorgulanması gereken yer burasıdır. Darbe içeridedir.
Darbe arayışı içeridedir
. Ve bu sefer, bugüne kadar darbelere karşı duruyor gözüken birçok kişi ve çevre de buna
umut
bağlamış görünüyor.
Ama hemen şunu söyleyelim:
ABD’nin hiçbir yerde darbe yapacak hali yoktur. Asıl darbe ABD’de yaşanıyor çünkü.
Ve daha da yaşanacak.
Trump
’ın azil soruşturmasından sonra
ABD yerleşik istemi içindeki sancıları, kavgaları, infazları
hep birlikte izleyeceğiz.
ERDOĞAN’I DEVİRMEK İÇİN BAŞKA HANGİ ÜLKELERİ YARDIMA ÇAĞIRACAKSINIZ?
Erdoğan’ı devirmek
için kurgulanıp kullanılmamış başka hangi yöntemler ve kimler kaldı acaba?
ABD yardıma çağrıldı, İngiltere yardıma çağrıldı, İsrail yardıma çağrıldı, Almanya yardıma çağrıldı
. Son olarak da
BAE ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkeleri bile
bütün fonlarıyla yardıma çağrıldı.
Türkiye’yi devirmek
için eski yöntemler terkedildi.
Klasik darbe, klasik terör
yöntemlerinden vazgeçildi. İlk
CHP operasyonu
yapıldı. Parti kurucu ilkelerinden,
Türkiye Ekseni’nden çıkarıldı
. HDP ile aynı eksene sokuldu.
Sonra milli ekseni zayıflatmak için
MHP operasyonu
yapıldı. Parti bölündü ve bir
“İyi Parti modeli”
oluşturuldu.
Milliyetçilerle FETÖ ve PKK aynı cepheye
sokuldu.
“MUHAFAZAKAR İYİ PARTİ MODELİ” İÇİN TOPLUMSAL TABAN ÇALIŞMASI..
Ardından bir tür
“Muhafazakar İyi Parti modeli”
i harekete geçirildi.
Erdoğan’ın partisi de bölünmeliydi!
Hem Erdoğan hem Türkiye zayıflatılacak ve
yönetilebilir alana
çekilecekti.
Bu çerçevede
bazı muhafazakar çevreler de “koparıldı.”
Eski tür itirazları, çekinceleri istismar edildi,
“muhafazakar İyi Parti modeli” için toplumsal taban
oluşturmaya çalışıldı.
Yine bu çerçevede
yılların muhafazakar isimleri
kullanıldı. Bazı
gazeteciler üzerinden proje üstüne proje
uygulandı, uygulanıyor. Toplumsal değerler, hassasiyetler
“hakkaniyet”
adı altında iğfal edildi.
Kripto FETÖ’cülük, kripto PKK’cılık
devreye alındı.
Siyasi partiler üzerinden bir
ittifak
kuruldu.
Sonra bu ittifaka PKK-FETÖ söylemi giydirildi
.
Siyasi partiler ile terör örgütleri arasında seçim ortaklığı
şekillendirildi. Şimdi bunu muhafazakar çevreler üzerinden deniyorlar.
Fotoğrafın eksik yönlerini tamamlıyorlar
.
RAND
raporunda
“orta kademe askerler”
denilen şey, bu çatının asker ayağı mı? Hala TSK içinde kalan FETÖ’cüler mi?
SAYIN ABDULLAH GÜL’ÜN MÜTHİŞ ZAMANLAMASI. KİM KURGULADI?
Şimdi bir başka yere gelelim.
Örtülü, mahir, “masum”, adil eleştirilere!
Bir kere
Erdoğan’a, yakınlarına, partisine yönelen “sistematik eleştiri” bir projedir
ve bu
ortak çalışmanın parçası
dır. Açıkça bir
“siyasi proje”
olarak devreye alınmış,
söylem ve di
l buna göre planlanmıştır. Bunu yapanlar,
zaaf alanlarını, hassasiyetleri, öfkeleri, hırsları, beklentileri
her şeyi istismar ederek bu dili geliştirdiler.
Tam da darbe tartışmaları içeride yaygınlaştırılırken birden
eski Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül
, bir söyleşi ile ortaya
atılıyor
.
Zamanlama müthiş!
Birilerinin
“oyun kurma”
modelini eskiden beri izliyorsan bu
ucuz zamanlamayı
da anlamak kolay oluyor. Söyleşinin zamanlamasının
rastgele belirlenmediği
hemen anlaşılıyor.
“PARLAMENTER SİSTEME DÖNMEK ŞART”MIŞ! KİM DİYOR? KİMİN İSTEĞİ, KİMİN HESABI BU?
Neymiş?
“Parlamenter sisteme dönüş şart
”mış! Neden?
Bunu kim istiyor? Neden istiyorsunuz?
Parlamenter sistem sizin için neden bu kadar
kutsal
?
Bunu siz mi istiyorsunuz yoksa başkaları mı?
Dünyada bugün parlamenter sistemi siyasi tartışma ve talep meselesi yapan
tek siyasi çevre Türkiye’de
. Dünya almış başını gidiyor,
bütün siyasi sistemler çökmüş bizimkiler hala 20. yüzyıla dönme hayalleri
kuruyor.
Neymiş?
Meclis’in etkisi zayıflamış! Ben çok daha büyük siyasi kaygılar için, ülke kaygıları için konuşulduğunu sanıyordum
. Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu durumu
algılama biçimi
buymuş!
Gerekçe o lafın altını hiç doldurmuyor.
ÇOK ÇOK TEHLİKELİ, ASLA YERLİ BİR ÇIKIŞ GÖRÜLEMEZ.
Bu açıklamanın,
konuşmanın darbe tartışmalarıyla aynı anda servis edilmesi
ni
çok çok tehlikeli
gördüm. Gerekçeyi de hiç öyle anlamadım. Sanki
fotoğrafın bir başka karesi
tamamlanıyor gibi.

Daha açık konuşalım:

Türkiye’yi yönetmek zorlaştı çünkü Türkiye çok büyüdü
. Artık vesayeti de asla hazmetmiyor. Tekrar
eskisi gibi yönetmek isteyenler mi bu çıkışları sahaya sürüyor?
Darbe tartışmaları
, kamuoyu oluşturmaları, çağrıları ile
parlamenter sistem söylemi çıkışlarını
maalesef
aynı programın parçası
olarak görüyorum. Varmak istediği yer aynı yerdir. Çünkü bu da Türkiye’nin yükselişine bir müdahale girişimidir. Ve asla
yerli
bir düşünce değildir.
DIŞARIDAKİLER DE İÇERİDEKİLER DE TÜRKİYE’Yİ KÜÇÜLTMEYE ÇALIŞIYOR.
Büyük ölçekli bir ülkeyi
, şaşırtıcı derecede güç biriktiren ve bunu hissettiren
Türkiye’yi yönetmek zordur. ABD için zordur. İngiltere için zordur. Almanya için zordur. NATO için zordur. İsrail için zordur.
Onların fon ve operasyonel kaynağı Suudi Arabistan ve BAE için zordur.
Ne zoru? İmkansızdır!
Dışarıdaki vesayetçiler ona söz dinletemez, diz çöktüremez
. İçerideki
eski tür siyasetçiler de bu koca ülkeyi yönetemez
. Bu
donanım ve siyasi kültür
e sahip değillerdir. Dikkat ederseniz, Türkiye’nin
bir adım sonrası
na dair tek cümleleri yoktur. Hep
geri döndürme
çabası içindedirler ve bütün ittifaklarını, siyasi ajandalarını buna göre belirlerler.
Ne garip;
dışarıdakiler de içeridekiler de Türkiye’yi küçültme, kolay yönetilebilir alana çekme derdinde
. En azından eski dar alana sıkıştırmak istiyorlar.
GÜN GELİR, “AMERİKA TÜRKİYE’YE MÜDAHALE ETSİN” ÇAĞRISI YAPARLAR
Kimlerin sözü, tezi tekrarlanıyor
? Kimlerin,
hangi güçlerin ve çevrelerin niyetleri pazarlanıyor?
Sormazlar mı? Bunca zorlukları yaşamış bir ülke bunu anlamaz mı?
Biz bu oyunu göremeyecek kadar kör müyüz?
Büyük ölçekli Türkiye’ye hazır olun. Alışın bence.
20. Yüzyıl’dan çıkın bence.
Gün gelir bu çevreler, “ABD Türkiye’ye müdahale etsin” bile diyebilirler. Bunu açık açık yapabilirler? Mesela
Ahmet Taşgetiren’in böyle bir yazı yazabileceğini düşünmüyor değilim.
#Darbe
#Abdullah Gül
#Rand Corporation
#FETÖ
#ABD
#Vesayet