* ABD-İran değil, Arap-Fars savaşı bu.. * O iki Veliaht bütün coğrafyayı yakacak. * O toplantı neden Mekke’de yapılıyor? * Kudüs’ten sonra Mekke de rehin düşmesin!

04:0021/05/2019, Salı
G: 21/05/2019, Salı
İbrahim Karagül

“Mekke savaşları” ve “Tanklar Kabe’ye dayanmadan” başlıklı yazılar yazıp, kitap hazırladığım zaman, çoğu insan bununçok ileri bir yorum ya da endişeolduğunu düşündü.Irakişgali,Suriyesavaşı,Yemeniç savaşı gibilokalsavaş alanlarının dışına taşacakyeni bir fırtınayaklaşıyordu, bunu görüyordum, amabu boyutta bir felaketi anlatmakoldukça zordu.Çünküsessizlikzamanlarında neler döndüğünü anlamak da anlatmak da zordur. Artık ülke düzeyindenbölgeselsavaşdüzeyinegeçiliyordu ve iyi takip edenler için, bunun

” ve “
” başlıklı yazılar yazıp, kitap hazırladığım zaman, çoğu insan bunun
çok ileri bir yorum ya da endişe
olduğunu düşündü.


Irak
işgali,
Suriye
savaşı,
Yemen
iç savaşı gibi
lokal
savaş alanlarının dışına taşacak
yeni bir fırtına
yaklaşıyordu, bunu görüyordum, ama
bu boyutta bir felaketi anlatmak
oldukça zordu.
Çünkü
sessizlik
zamanlarında neler döndüğünü anlamak da anlatmak da zordur. Artık ülke düzeyinden
bölgesel
savaş
düzeyine
geçiliyordu ve iyi takip edenler için, bunun güçlü işaretleri ortaya çıkmıştı.
BİZE MEZHEP SAVAŞI OLARAK PAZARLADILAR..
1991 Körfez Savaşı
’ndan bu yana aslında
hep aynı proje
işliyordu. Her krizde, her işgalde, her çatışmada
biz bu büyük hesabın o anki aşamasına tanık oluyorduk.
Yaptığımız hata; bütün bunları birbirinden bağımsız olaylar gibi algılamamızdı.
Bu yüzden de bölgemize yönelik yüzyıla yayılan hesapların çok ağır faturalarını ödüyoruz.
Bu savaşlar bize bazen
Taliban ve el Kaide gibi terör örgütleri olarak,
bazen
Kaddafi ve Saddam gibi otoriter lider
sorunu olarak, bazen kimyasal silah, bazen başka başlıklarla
pazarlandı
. En vahimi de bazen
mezhep savaşı olarak, Şii-Sünni kavgası olarak pazarlandı.
ONLAR SÖYLEDİ BİZ İNANDIK,OYSA KENDİMİZİ VURUYORDUK
Açık söyleyeyim bunların hepsinde büyük oranda başarılı da oldular. “
İslam kendi içinde savaşacak
”, “
İslam iç savaşı
” söylemleri bu amaçla üretildi ve uygulamaya sokuldu.
Sadece
mezhepler değil, modern, geleneksel, sufi, batıcı ya da batı karşıtı
diğer birçok
kategoriler
oluşturuldu ve buna göre siyasi, ekonomik projeler uygulandı.
Otuz yıldır bu anlatılanların yüzlerce örneğini yaşadık. Aslında harita da, fotoğraf da netti ama zihinlerimiz öyle bulandırıldı, gözlerimiz öyle kör edildi ki,
bütün bu savaşları sadece onların anlatımıyla, söylemiyle algılama durumunda kaldık.
Hesap şuydu:
Batı, Müslüman dünyayı tarih dışına itmeyi, bu coğrafyadan yeni bir gücün yükselişini engellemeyi,
coğrafyada ikinci bir 20. yüzyıl denetimi ve paylaşımı yapmayı
21. yüzyıla dönük küresel hesaplarının merkezine
koymuştu.
İSLAM’I İSLAM’LA SAVAŞTIRMAK. TARİHİ, COĞRAFYAYI, DİNİ VURMAK.
Aslında coğrafyaya “
Haçlı
Seferleri
” mantığı ile bir kez daha topyekün savaş ilan ediliyordu. Bu, coğrafyamız için
ikinci kez “1. Dünya Savaşı”
müdahalesiydi.
Detaylar gözlerimizi körleştirmesin.
21. yüzyıla, dünyadaki güç kaymalarına, yeni siyasi ve ekonomik blok/güç yükselişlerine dikkatle bakalım. Batı bu büyük değişimde hem İslam’la savaşıyor hem de Müslümanları dünyanın diğer yükselen güçlerine karşı bir silah olarak kullanıyor.
Daha ileri gidelim,
Batı İslam’la İslam’ı savaştırıyor, Müslümanları kendi coğrafyalarına, tarihlerine hatta dinlerine karşı kullanıyordu.
İşte şimdi, örgütler üzerinden yürütülen, coğrafyanın tamamını yakıp yıkacak bir fırtına ekiliyor.
ARAP-FARS SAVAŞI: O İKİ VELİAHT COĞRAFYAYI YAKACAK.
İran-ABD gerilimi olarak gösterilen şey aslında
Arap-Fars savaşı çıkarmanın hazırlıkları
dır. İran’ın devrimi bir kenara bırakıp tam bir
Fars yayılmacılığı ile Arap topraklarına doğru genişlemesi, S. Arabistan Veliahtı Muhammed bin Selman ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Muhammed bin Zaid üzerinden bir Arap milliyetçiliği ile eşleştirildi.
Tamamen
Batı’nın hegemonya hesabı altına gizlenmiş bir Fars ve Arap güç mücadelesi
izliyoruz. Onlar kendi çıkarlarına sanıyorlar ama bu fırtınanın sonu coğrafyanın yıkımı, ABD ve İsrail’in zaferi olacaktır.
Böyle bir savaşta
İslami ve dini olan ne varsa kullanılacak, savaş din ve mezhep üzerinden pazarlanacak,
kitleler böyle yönlendirilecektir.
O TOPLANTI NEDEN MEKKE ‘DE YAPILIYOR? “SAVAŞI DİNLE PAZARLAMA”YA BAŞLADILAR

Biraz güncel hatırlatma yapayım:

1.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi Arap yönetimleri,
İran’a karşı ABD askeri gücünün topraklarında konuşlanmasına
izin verdi. Artık onların
kara sahası da hava sahası da ABD ve İsrail’in olacak.
Zaten öyleydi, bu daha da artacak.
2. S. Arabistan, KİK üyesi ve Arap Birliği üyesi olan ülkeleri Mekke’de toplayacak.
Onlara İran tehdidini anlatacak, savaşa karşı güçlü bir Arap Bloku oluşturmayı deneyecek.
3.
Peki,
neden Cidde ya da Riyad değil, neden Dubai değil, neden başka bir başkent değil de Mekke?
Toplantı neden burada yapılıyor? Çünkü savaşın pazarlanması şimdiden başlatıldı. Araplar ve İranlılar bu savaşta tamamen dini değerleri kullanacak.
“BİZ HAZIRIZ” ÇAĞRISI YAPACAKLAR
4.
Öyle
çirkinlikler
göreceğiz ki,
İslam dünyası çok ciddi zihinsel bir parçalanma dönemine girebilir.
Çünkü amaçları Müslümanları,
utançlarından
başlarını bile kaldıramayacak
hale getirmektir.
Hesap
budur
. Asıl yıkım budur.
5.
Muhtemelen Mekke toplantısında ABD ve İsrail’e
“Biz hazırız” çağrısı
yapılacak.
6.
ABD öncülüğündeki
Atlantik ittifakı, İslam’la savaşlarında İran’ın kontrolsüz ihtiraslarını, yayılmacılığını çok iyi kullandılar.
Araplara da bu
tehdidi büyüterek anlattılar
ve onları ikna ettiler. S. Arabistan ve BAE’nin başını çektiği ülkeler bütün geleceklerini, kaynaklarını İran’la savaşa kilitlediler.
PEKİ, TÜRKİYE’YE NİYE BU KADAR SALDIRIYORLAR?
7.
İşler bu noktaya gelmeden belki “
sakinleştirici
” bir müdahale söz konusu olabilirdi. Türkiye burada bir rol üslenebilirdi. Ama BAE’nin korkunç
Türkiye
düşmanlığı
ve açık saldırganlığı bu yolu kapattı.
8.
BAE, Mısır ve S. Arabistan, İran düşmanlığını alabildiğine yayarken “Türkiye tehdidi”
ve düşmanlığını da bütün coğrafyaya yayıyorlar.
Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Sudan’da, Somali’de
, Türkiye nerede varsa oradan Türkiye’yi vuruyorlar. Bir yandan İran’la savaşa hazırlanıyorken aslında Türkiye ile açıktan savaşa başladılar bile.
KUDÜS’TEN SONRA MEKKE Mİ?
9.
ABD İran’a açıktan saldırmaz.
İsrail de saldırmaz. İran tehdit üzerine gelirken sınırlarının çok uzağında savaşlar çıkartır. Bu sefer de
Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da
savaşacaktır. ABD-İsrail ve Araplarla İran’ın savaşı bu ülkelerde olacaktır.
10.
Böyle bir durumda Batı, bu savaşı
keyifle
izleyecek, belki
onlarca yıl sürecek bu kaostan
alabildiğine yararlanacaktır. Aslında coğrafya diye bir şeyin kalmayacağını herkes görebilir.
11.
İşte o zaman
Mekke ve Medine meselesi bütün Müslümanların ortak siyasi sorununa dönüşecektir. Kudüs’ten sonra Mekke’nin de rehin düşmesi, BAE-Suud siyasi körlüğünün sonucu olacaktır.
12.
Tanklar Kabe’ye Dayanmadan”
bu fırtınayı durdurma çağrılarını bu yüzden yapıyordum.
13.
Basra Körfezi’ndeki yığınak İran’ı vurmak için değil, Arap dünyasını paramparça etmek,
İslam’ı evinde vurmak içindir..
#Mekke savaşları
#Körfez Savaşı
#Tanklar Kabe’ye dayanmadan
#Mezhep
#Suudi Arabistan
#KİK
#ABD
#İsrail
#BAE
#Irak
#Mekke
#Medine