İmamoğlu’na kim hayat veriyor?

Cumhuriyet Halk Partisi uzun zamandır Ecevit ve Baykal’ın dışında siyasi lider çıkaramadı.

Mustafa Sarıgül bir iletişim ve halka ilişkiler gurusu olarak tebarüz etti. Daha sonra, CHP içinde, onlarca Mustafa Sarıgül taklidi belediye başkanı ortaya çıktı. Haddizatında, Şişli ilçesinin hizmete ihtiyacı yoktu. CHP’li belediye başkanları her ilçede bir çivi çakmadan başkanlık yapmanın, hatta oy kazanmanın yollarını keşfettiler. Böylelikle, siyasette yeni nesil bir popülizm döneminin kapısı aralanmış oluyordu.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra oylarının %50 ’ye yükselmesi AK Parti’yi rehavete ve rakipleri küçümsemeye yöneltmiştir. Oysaki siyasi mücadelede rakip her zaman önemlidir ve ciddiye alınmalıdır. AK Parti 2019 İstanbul seçimlerine giderken dokuz kusurlu hareketin hepsini yapmış, hiçbirini ihmal etmemiştir. Bugün derlenip toparlanan AK Parti siyaseti tüm bunların analizini yapmaktadır.

2019 İstanbul seçimlerinde CHP, İYİ Parti ve HDP’nin oyları, AK Parti ve MHP’nin oyları ile başa baş bir durumda idi. Önceki seçimlerde HDP’nin oyları büyükşehir seçimlerinde %60 oranında AK Partiye gider, AK Parti de seçimi kazanırdı. Son seçimde siyasi atmosfer buna müsaade etmedi ve CHP adayı seçimi kazandı.

Seçimlerin iptal edilmesi, demokratik hakları iğneyle kuyu kazar gibi büyük çilelerle elde eden AK Parti ve muhafazakâr kesimin demokrasi anlayışına uygun bulunmadı ve İBB seçimini ikinci kez İmamoğlu kazandı.

***

CHP’liler İmamoğlu’ndan bir “Erdoğan” çıkarma hayaline kapıldılar. Liderlik konusunda kriz yaşayan Beyaz Türkler, sanatçılar ve sıradan partililer işi daha ileri götürerek İBB Başkanına ikinci Atatürk yakıştırması bile yaptılar.

İBB seçimini reklamcılarla kazanan İmamoğlu, belediyeyi siyasiler ve teknokratlalar yerine reklamcılarla yönetmeye devam etti. Erdoğan döneminde teknik kapasitesi yüksek onlarca önemli belediye yöneticisi ismen Türkiye kamuoyu tarafından bilinirken, İmamoğlu döneminde reklamcı Murat Ongun dışında ismi öne çıkan bir bürokrat olmadı.

Reklamcılar seçildiği ilk ayda “Kahramanın Yolculuğu” kitabını yazdı, İmamoğlu ‘billboard’larda bu kitapla boy gösterdi. Dünyada bir başarı ortaya koymadan “kahraman” olan ilk kişi İBB Başkanı oldu.

***

CHP’liler öncelikle AK Parti’nin, Refah Partisi döneminden başlayarak 25 yılda, fen işleri alanında geliştirmiş olduğu kapasiteyi hafife aldırlar. ‘’İşte liyakat ve adalet budur” diyerek tecrübeli kadroları işten çıkardılar.

CHP kitlesi Nirvana’ya ulaşmıştı. Değil mi ki AK Parti yenilmişti, gerisinin hiçbir önemi yoktu. Başkan’dan pek hizmet bekleyen de yoktu.

Kahraman kısa zaman sonra kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak görmeye başladı ve İstanbul’un işleri ve yönetimi kendisine sıradan ve bayağı gelmeye başladı.

***

İstanbul bir mega kenttir, her daim her noktasına dokunursanız, şehir sağlıklı bir şekilde yaşamaya devam eder. Birkaç yıl daha dokunmazsanız, Nurettin Sözen’in İstanbul’una dönüşür.

‘Kahraman’, “Hükümet tarafından engelleniyorum” diyerek başarısızlıklarını sürekli perdelemeye çalıştı. Gerçeklik duygusunu kaybetmiş muhalif kitle bu sözlere kanmaktadır. AK Parti Grup Başkanvekili, İBB Meclis toplantılarında bu iddiaların yanlışlığını tekrarlamaktadır.

***

CHP yaşlı ve yaşından dolayı hizipçi bir partidir, önemli deneyimlere sahiptir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve İBB’nin işleyişi konusunda, CHP’den çok, İYİ Parti ile çalışan İmamoğlu, ilk ciddi operasyonu kendi partisinden yemiştir.

Reklam, algı ve sanal gerçeklikle oluşturulmuş imaj, Karadeniz gezisinde beklenmedik bir CHP ve sol öfke ile karşılaşmıştır. AK Parti ile polemik yapıp muhalif kitle tarafından alkışlanan İmamoğlu, parti içi eleştirilere ve sanatçıların çıkışlarına alışıldık kibirli tarzıyla tepki verince, siyasetinin çaresizliği görülmüştür.

Adaylık konusunda siyasi darbe ile karşılaşan ‘Kahraman’, İstanbul’a dönmeye niyetlenmiş, kayda değer bir iş başarısı ortaya koyamadığı için İstanbul’a dönüşü de pek tat vermemiştir.

***

İktidar mensubu olmak fiyakalı bir iştir. AK Parti seçim kaybettiği illerde muhalefet etme konusunda genellikle çekingen davrandı. Ancak İstanbul’da, hem İl Başkanı, hem de Grup Başkanvekili, tam bir muhalefet partisi gibi siyaset yaptılar ve İmamoğlu’nun başarısızlıklarını İstanbul halkına bir bir anlattılar.

Siyasi bir başarısı olmayan, İstanbul’da bir icraat ve iz bırakamayan, partisi tarafından operasyona maruz kalan bu medyatik Belediye Başkanının polemikten başka beslenme kaynağı yoktur. Kendi haline bırakıldığında eriyen, silik bir siyasi figüre dönüşen İmamoğlu’nu her bitişinde, hukuk üzerinden diriltmek kimin aklına geliyor?

CHP’liler bir ilçe başkanından Atatürk çıkarma hayali kurarken, bir Hacıyatmazla karşı karşıya kaldıklarını yeni fark ettiler. Çöller her zaman serap gösterme konusunda mahirdir.