Yeni Şafak gazetesi 23 Ocak’ta yayıncılıkta 27 yılını tamamlayıp 28’inci yılına merhaba diyecek. Ben de nâçizâne Genel Yayın Yönetmenliğinde bir yılımı geride bırakmış bulunmaktayım. 1997 yılında stajyer olarak başladığımYeni Şafak, yayın hayatına adım attığı tarihten bu yana ilkelerinden ve duruşundan hiç taviz vermedi. Bugün de aynı kararlı duruşunu sergilemeye devam ediyor.Yeni Şafak 1995 yılında yani Türkiye’nin en karanlık yılları 90’ların ortasında yayın hayatına başladı. Terörün, vesayet
Yeni Şafak gazetesi 23 Ocak’ta yayıncılıkta 27 yılını tamamlayıp 28’inci yılına merhaba diyecek. Ben de nâçizâne Genel Yayın Yönetmenliğinde bir yılımı geride bırakmış bulunmaktayım. 1997 yılında stajyer olarak başladığım
Yeni Şafak, yayın hayatına adım attığı tarihten bu yana ilkelerinden ve duruşundan hiç taviz vermedi. Bugün de aynı kararlı duruşunu sergilemeye devam ediyor.
Yeni Şafak 1995 yılında yani Türkiye’nin en karanlık yılları 90’ların ortasında yayın hayatına başladı. Terörün, vesayet faşizminin, mafyanın, faili meçhullerin, küresel cinayetlerin kol gezdiği bir dönemde
Yeni Şafak, cesur yayıncılığı ile Türk medyasının parlayan yıldızı oldu.
1995 seçimlerinde milletin iradesine karşı duranlara aldırış etmedi, 28 Şubat’ta vesayet postalıyla demokrasiyi ayaklar altına almak isteyenlere karşı gösterdiği dik duruşla her kesimin aydınlarını kendi çatısı altında topladı. Darbecilerin direktifleriyle hareket eden medya kuruluşları, yazarlarının seslerini kısarken, Yeni Şafak özgür yazarların gür sesi oldu.
Bugün 17 Ocak… 24 yıl önce Türkiye’nin iktidar partisine açılan kapatma davası karara bağlanmıştı. Rahmetli Başbakan Erbakan ve arkadaşları siyaseten yasaklandı. Kısa bir süre sonra da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle görevinden alınıp Pınarhisar Cezaevi’ne hapsedilmişti. Vesayet faşizmi böylesine pervasızca hareket ederken, Yeni Şafak onurlu duruşunu sürdürmeye devam ediyordu.
Tabii bütün bunların bir bedeli vardı ve o bedel de ödendi. Yeni Şafak gazetesinin imtiyaz sahibi
Albayrak ailesi, büyük baskılara maruz kaldı. Evleri-işyerleri basıldı. Mustafa Albayrak başta olmak üzere gözaltına alınan aile fertleri sistematik işkencelere tabi tutuldu. Bütün bunlar karşısında asla geri adım atılmadı.
Gün geldi millet bütün bunların hesabını sandıkta sordu. 2002 seçimlerinde seçmen “Yeter söz milletin” dedi. Sandıktan zaferle çıkıldı ama milletin iradesini bir türlü içlerine sindiremeyenler, saldırılarına devam etti.
Meclis’e cumhurbaşkanı seçtirmemek için e-muhtıralar verildi. Koca koca sözde üniversite hocaları meydanlara dökülüp orduyu göreve çağırdı.
2007 Temmuz’unda
millet yine sandıkta gereken dersi verdi ama hâlâ milletin iradesini sindirme
niyetinde olmayanlar, yeni hesaplar peşindeydi. Bu kez vesayetin cübbeli hukukçuları devreye girdi, AK Parti’ye kapatma davası açıldı. O süreçlerde de Yeni Şafak milletin iradesinin yanında sapasağlam durdu.
17-25 Aralık darbe girişimine ve 15 Temmuz ihanet kalkışmasına karşı da diriliş ruhunu ayakta tutan
Yeni Şafak, son zamanlarda içeriden ve dışarıdan gerek ekonomik, gerek farklı saldırılar karşısında aynı kararlı duruşunu sürdürmeye devam ediyor.
Daima millî-manevi değerleri ilke edinmiş
Yeni Şafak, son zamanlarda yaptığı yayınlarla yine birilerini fazlaca rahatsız ediyor. R
ahatsız etmeye de devam edecek.
Yeni Şafak, kimilerinin Kürt sorunu, kimilerinin de terör sorunu diye dillendirdiği sorunun çözümü için de elini taşın altına koymaktan asla kaçınmayan bir yayın çizgisi izledi. Çözüm süreçlerine en büyük desteği veren yayın kuruluşlarının başında yer aldı. Silahların susması, kandırılıp dağa kaldırılan Kürt çocuklarının ailelerine,
evlerine kavuşması için her adımı destekledi.
Küresel emperyalistlerin oyuncağı olanlar, Kürt çocuklarını parti merkezlerinde kandırıp dağa götürenler, yine küresel efendilerinin talimatıyla yeniden silah ve şiddete sarıldılar. Çözüm Süreci döneminde silahlar susar, çocuklar ailelerine döner endişesiyle süreci baltalamaya çalışanlar, yeniden şiddet sarmalına dönülmesinden keyif almaya başladılar.
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantıları son zamanlarda yaptığımız yayıncılıktan duydukları rahatsızlığı Mecli
kürsülerinde hakaretamiz ifadelerle dile getiriyorlar. Onlar kendilerine yakışanı söyleyedursunlar, Yeni Şafak olarak milletimizi bilgilendirmeye, ihanet merkezlerinin maskelerini indirmeye devam edeceğiz.
Geçen hafta annem, 81 yıllık dünya hayatını tamamlayıp, âhirete irtihâl eyledi. Bu vesileyle başta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bakanlar kurulu üyeleri, siyasi parti temsilcileri, devletin çeşitli kademelerinde görev yapan bürokratlar, meslektaşlarımdan ve adlarını burada tek tek yazamayacağım çokça kişiden taziye telefonu ve mesajı aldım. Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum, cümle ölmüşlerine Allah’tan rahmet diliyorum.
Bu zor süreçte desteklerini hiç eksik etmeyen Albayrak Gurubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak, yönetim kurulu üyeleri Nuri Albayrak, Bayram Albayrak, Kâzım Albayrak, Mustafa Albayrak, Muzaffer ve Mesut Albayrak olmak üzere tüm Albayrak ailesine şükranlarımı sunuyorum. Yeni Şafak’taki çalışma arkadaşlarım, çok kıymetli yazarlarımız ve tüm okuyucularımıza bu vesileyle ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Gerek telefon açarak, gerek mesaj göndererek taziye dileğinde bulunan herkesten Allah razı olsun. Bazı telefonlara cevap veremedim, bazı mesajlara geri dönüş yapamadım. Elimden geldiğince geri dönüş yapacağım. Unutup, atladığım olursa lütfen hakkını helâl etsin.
#Yeni Şafak
#Albayrak
#AK Parti