Yeni bir darbe tehlikesi var mı?

02:4127/08/2018, Pazartesi
G: 27/08/2018, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

15 Temmuz darbe girişimi şüphesiz bir askeri harekattı. TSK üniforması giymiş Fetullahçı teröristler, en ileri derecede askerlik eğitimi almış kimselerdi. Büyük çoğunluğu kurmaylık eğitiminde geçen subaylardı. Dolayısıyla 15 Temmuz bir askeri harekat mantığı ile hazırlanmış. Hatta harekatın ötesinde bir savaş planı olarak da değerlendirmek mümkün.Modern savaş taktiklerinin hemen hemen hepsinin 15 Temmuz gecesi uygulandığı açıkça görülüyor. Bütün planlar yapılmış, hedefler belirlenmiş, kimlerin hangi

15 Temmuz darbe girişimi şüphesiz bir askeri harekattı. TSK üniforması giymiş Fetullahçı teröristler, en ileri derecede askerlik eğitimi almış kimselerdi. Büyük çoğunluğu kurmaylık eğitiminde geçen subaylardı. Dolayısıyla 15 Temmuz bir askeri harekat mantığı ile hazırlanmış. Hatta harekatın ötesinde bir savaş planı olarak da değerlendirmek mümkün.



Modern savaş taktiklerinin hemen hemen hepsinin 15 Temmuz gecesi uygulandığı açıkça görülüyor. Bütün planlar yapılmış, hedefler belirlenmiş, kimlerin hangi görevleri ifa edeceği titizlikle kararlaştırılmış. Gizlilik en üst safhada sağlanmış. Başarısız olunması halinde muharebeyi kesip nasıl davranılacağının planı bile yapılmış.

Fetullahçı hainlerin planında iki zamansal sorun yaşandı. Birincisi darbe 1 Ağustos YAŞ toplantısından sonra yapılacaktı. Ancak İzmir Başsavcıvekili Okan Bato’nun TSK içerisindeki Fetullahçı yapılanmaya yönelik soruşturmada ulaştığı önemli bilgiler ve yine Ankara’da FETÖ ana soruşturmasını yürüten Savcı Serdar Coşkun’un iddianamesini tamamlaması, darbecileri panikletti. Bu yüzden darbe girişimi 1 Ağustos öncesine çekildi. İkincisi ise hepimizin bildiği o gün darbe girişiminde kendisine görev verilen helikopter pilotu O. K.’nın gündüz vakti gidip MİT’e ihbarda bulunması. Bu ihbar nedeniyle 15 Temmuz gece saat 3’te yapılması planlanan darbe erkene çekilmek zorunda kaldı. Bu iki hususun dışında Fetullahçı hainlerin planları askeri doktrin bakımından kusursuzdu.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile görüştüğü bilgisini alan Fetullahçı hainler düğmeye bastı, darbe girişimini başlattı. Darbe girişiminin erkene alınması hainler için sorun olsa da o konuda da yine kurmay aklıyla hareket ettiler. Darbe girişimini önleyecek en önemli gücün Polis Özel Harekat olduğunu iyi bildikleri için havalanan F16’lar ilk orayı hedef aldı. Darbecilerin belli ki hesap edemedikleri en önemli şey, halkın ölümüne direnebileceğiydi. Zaten 15 Temmuz’un akamete uğramasının yegane nedeni de halkın ölümüne direnişiydi.

İşte en kritik süreç bundan sonra başlıyor. En başta dedik ya ‘15 Temmuz bir askeri harekattı’ diye. Evet, Fetullahçı hainler, tam bir kurmay aklıyla bu harekatın ikinci safhasına geçtiler. Yenildikleri şüphesizdir, ama hainler yenilgi sonrasına göre de harekat planı yapmışlar. Muharebeyi kesme ve kuvveti koruma aşamasına geçtiler. Direnmeye devam etselerdi topyekun imha olacaklardı. Topyekun imha olmamak için geri çekildiler ve geride kalan kuvvetlerini korumaya aldılar.

Muharebeyi kesip, geride kalan kuvvetini korumaya alan Fetullahçı hainler ve arkasındaki güçler bugün ne yapıyor? Daha doğrusu 15 Temmuz’dan bu yana ne yaptılar? Boş boş duruyorlar mı, sadece gizlenmekle mi meşguller? 15 Temmuz’u bir askeri doktrinle gerçekleştiren ve aynı doktrin gereği muharebeyi kesip, kuvvetini korumaya alan akıl, acaba bu süre zarfında yeniden kuvvet toplama ve yeni bir taarruz hazırlığı içinde olabilir mi?

İşte peşine düşmemiz gereken en önemli soru budur. Ve ne yazık ki bütün emareler FETÖ’nün kuvvet topladığını gösteriyor.

ABD ile papaz Brunson bahanesiyle yaşanan kriz, FETÖ’nün kuvvet topladığının göstergesidir. Bu krizin ekonomik kalkışmaya dönüşmesi, FETÖ’nün kuvvet topladığının göstergesidir. Son zamanlarda PKK’nın kalleşçe, toplumda infiale neden olacak eylemler gerçekleştirmesi, FETÖ’nün kuvvet topladığının göstergesidir. Emareler çok. Başta TSK olmak üzere devlet içiresindeki FETÖ kriptolarıyla mücadelede çok ciddi gerileme görülüyor. Aksine FETÖ ile mücadele edenler bir bir itibar suikastına maruz bırakılıyor. FETÖ ile mücadele ettikleri için adeta cezalandırılmak isteniyor.

Fetullahçı hainlerin ve onların arkasındaki NATO’cu-Gladyocu-Atlantikçi kafaların yeniden bir darbe arzusu içinde olduklarını artık sağır sultan dahil herkes biliyor. Mesele onların darbeci arzuları değil, mesele yeniden darbe yapabilecekleri kuvveti toplayabilecekler mi, toplayamayacaklar mı? Bütün mesele bu.

#FETÖ
#Hakan Fidan