Mütekabiliyet ve yerli işbirlikçiler

01:5829/04/2019, Pazartesi
G: 29/04/2019, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

Diplomasinin en sihirli ifadesidir ‘mütekabiliyet’. Devletlerarası ilişkilerde karşılıklılığı en iyi anlatan kelimedir.Bir devlet başka bir devlete neyi reva görüyorsa ilgili devletin, karşı tarafa aynı şeyi reva görmesidir mütekabiliyet. Bir devlet size vize uygulamıyorsa siz de ona vize uygulamazsınız. Bir devlet sizin vatandaşınıza mülk edinme hakkı tanıyorsa, siz de o ülkenin vatandaşına mülk edinme hakkı tanırsınız. Sadece olumlu örnekleri yok tabii mütekabiliyetin. Olumsuzluk anlamında da

D
iplomasinin en sihirli ifadesidir ‘mütekabiliyet’. Devletlerarası ilişkilerde karşılıklılığı en iyi anlatan kelimedir.
Bir devlet başka bir devlete neyi reva görüyorsa ilgili devletin, karşı tarafa aynı şeyi reva görmesidir mütekabiliyet. Bir devlet size vize uygulamıyorsa siz de ona vize uygulamazsınız. Bir devlet sizin vatandaşınıza mülk edinme hakkı tanıyorsa, siz de o ülkenin vatandaşına mülk edinme hakkı tanırsınız. Sadece olumlu örnekleri yok tabii mütekabiliyetin. Olumsuzluk anlamında da mütekabiliyet söz konusudur. Bir devletin, başka bir devlete karşı yaptığı negatif davranış karşısında ilgili devlet aynı şekilde mütekabiliyette bulunabilir.


Türkiye, devletlerarası ilişkilerde mütekabiliyet konusunda en kararlı ülkelerin başında geliyor.
Türkiye, kendisine uzanan hiçbir dostluk elini karşılıksız bırakmazken, düşmanlık besleyenlere de her zaman gereken karşılığı verdi.
Devletlerarası ilişkiler dışında yaşanan olaylarda mütekabiliyet kabiliyetimizin yeterli olduğunu söylememiz ise mümkün değil.

Özellikle ülkemizde faaliyet gösteren yabancı dernek, vakıf, medya ve çeşitli STK kuruluşlarının yaptıklarına karşı bir mütekabiliyet politikamızın olmadığını bilmemiz gerekir. Küresel şirketlerin güdümünde ya da bazı devletlerin istihbarat teşkilatlarının emrinde faaliyet gösteren dernek ve vakıfları hepimiz az çok tahmin ediyoruz.

Bu dernek ve vakıfların Türkiye’de hangi kaos girişimlerinin içinde yer aldıklarını veya bu kaos girişimlerini nasıl finanse ettiklerini Gezi olayları ile ilgili açılan davalarda gördük. Osman Kavala’nın baş şüpheli olduğu iddianame bize epey ipucu veriyor. Yine sözde çevrecilik adı altında Türkiye’nin ekonomik faaliyetlerini aksatacak gayretlerin arkasında başta Alman menşeli vakıf ve dernekler olmak üzere kimlerin ne yaptığını güvenlik birimlerimiz, istihbarat birimlerimiz biliyor.

Bilmesine biliyoruz da mütekabiliyet konusunda maalesef yerimizde sayıyoruz.
Bundan dolayı da her geçen gün karşı taraf bu alanı tahkim ediyor.
Son zamanlarda vakıf, dernek gibi STK’ların yanına medya da eklenmeye başladı. Bazı yabancı medya kuruluşlarının Türkiye’de faaliyetlerinde enflasyon yaşanıyor.
Bazı medya kuruluşları kendi ülkelerinden çok, Türkiye’de popüler.

Bir gazeteci olarak bundan gocunmamız söz konusu olamaz. Ancak, Türkiye’de bakkal dükkânı açar gibi temsilcilik açan yabancı medya kuruluşlarının merkezi olan ülkelerde durum nedir? Türkiye’nin o ülkelerde benzer bir yapılanma içine girmesi mümkün mü? Türkiye aynı şekilde mütekabiliyette bulunursa o ülkeler aynı hoşgörüyü gösterecek mi?

Kaşıkçı cinayetinin baş azmettiricisi Veliaht Muhammed Bin Selman’ın, dünyada bozulan imajını düzeltmek ve elindeki kanı temizlemek için Alman bir danışmanlık firmasıyla anlaştığı belirtiliyor. Bu kapsamda dünyada sözde saygın bazı gazetelerde çalışanların Selman’ın PR’ı için kalem oynatacakları belirtiliyor.

İşte bu söylentilerin dolaştığı bir dönemde Türkiye’de bir İngiliz gazetesi temsilcilik açıyor. Görünürde İngiliz ama sermaye ‘Made in Selman’. Tamam Suud’un Veliahtı Selman Türkiye’de medya sahibi olsun da, mütekabiliyet açısından Prens’in ülkesinde Türkiye’nin durumu ne?

Malum Muhammed Bin Selman’ın veliaht ilan edilişinin ardından Suudi Arabistan’da çeşitli olaylar cereyan ediyor. Gerek gazeteci olarak gerekse bireysel olarak Suudi Arabistan’da olup bitenlerle ilgili malumat sahibi olmak için o ülkede yaşayan eş, dost ve arkadaşlarımızı arayınca aldığımız cevap; “Konuşamam”, “WhatsApp’tan konuşalım” ‘olmaz’, “FaceTime” ‘yorum yok’, “Twitter DM’den yazışalım” ‘sonra görüşelim’, “Messenger kullanıyor musun” ‘acil çıkmam lazım’ oluyor.

Bırakın bir medya kuruluşunun temsilciliğini, orada yaşayan arkadaşlarınızla telefonla bile konuşamadığınız bir ülkenin veliahtı, Türkiye’de onlarca kişiyi istihdam ettiği İngiliz ara yüzlü medya kurmuş.

Bu durum sadece Suudi Arabistan için mi geçerli? Alman medya kuruluşlarının Türkiye temsilcileri 31 Mart seçimleri öncesinde sabah-akşam Türkiye’de seçimlerin güvenli bir ortamda yapılmayacağının haberlerini yapıyorlardı. Bu iddiayı en çok dillendiren bir hanımefendi temsilci bugünlerde Ankara’da CHP’li politikacılardan daha havalı geziyor.

Mütekabiliyet sadece devletlerarası münasebetlerde kullanılan bir terim değil, her alanda mütekabiliyet şart. Aksi takdirde Kaşıkçı cinayetiyle karşımıza çıkan ‘yerli işbirlikçi’ kavramıyla daha çok karşılaşmak durumunda kalırız…
#Mütekabiliyet
#Diplomasi
#STK
#Medya
#Cemal Kaşıkçı
#Muhammed Bin Selman