Mesele sadece Finlandiya ve İsveç mi?

22:215/06/2022, Pazar
G: 6/06/2022, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olma istekleri gündeme gelir gelmez bütün gözler Türkiye’ye çevrildi. Yıllardır Türkiye karşıtı terör örgütlerinin yuvası haline gelen İsveç ile uluslararası platformlarda Türkiye aleyhtarı tutumuyla tanınan Finlandiya’nın, Rus-Ukrayna savaşı devam ederken gündeme getirdikleri bu istek şüphesiz Türkiye’yi çok ilgilendiriyor.Türkiye hiç kararsız kalmayıp tavrını daha ilk günden belli etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki ülkenin de NATO üyeliklerini veto edeceklerini

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olma istekleri gündeme gelir gelmez bütün gözler Türkiye’ye çevrildi. Yıllardır Türkiye karşıtı terör örgütlerinin yuvası haline gelen İsveç ile uluslararası platformlarda Türkiye aleyhtarı tutumuyla tanınan Finlandiya’nın, Rus-Ukrayna savaşı devam ederken gündeme getirdikleri bu istek şüphesiz Türkiye’yi çok ilgilendiriyor.

Türkiye hiç kararsız kalmayıp tavrını daha ilk günden belli etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan her iki ülkenin de NATO üyeliklerini veto edeceklerini ilan etti. Bu açıklamanın peşinden yapılan ilk başvuruya da hemen veto geldi. NATO’ya üyeliği isteyen ülkelerle Türkiye arasındaki temaslar devam ediyor. İsveç ve Finlandiya başta olmak üzere ABD, İngiltere ve Almanya gibi üye ülkeler, istedikleri yönde bir sonuca ulaşmak için Türkiye’ye sıcak mesajlar vererek Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anladıklarını dillendirmeye başladılar.

Peki, mesele İsveç’in teröristlerin yuvası haline gelmiş olması veya Türkiye’nin güvenlik kaygıları mı? Türkiye, NATO üyesi olmadan önce bedel ödedi. Kore Savaşı’na asker gönderdiğimizde NATO üyesi değildik. Türkiye, onlarca şehit verilen bu savaştan sonra NATO üyesi olabildi.

Türkiye NATO’ya kabul edildikten sonra hem sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdi, hem de bedel ödemeye devam etti. Buna karşılık Türkiye ne zaman ihtiyaç duysa hiçbir NATO üyesi ülke, gereğini yerine getirmedi.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Aynı hatayı tekrar yapmayacağız” ifadeleriyle atıfta bulunduğu Yunanistan’ın tekrar NATO’ya alınması kararı küçümsenecek bir hata değil. Biliyoruz ki bugün Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunların tamamı bu karardan kaynaklanıyor.

Çözülemeyen Kıbrıs sorunu, adalar sorunu, Ege sorunu Türkiye’nin yarım asırdır AB kapısında bekletilmesi gibi temel konular, 42 yıl önce Yunanistan’ın NATO’ya alınmasına izin verilmesinden kaynaklanan hatanın sonucudur.

Diyelim ki İsveç ve Finlandiya Türkiye’nin bütün taleplerinin gereğini yaptı, o zaman tereddütsüz bir şekilde bu iki ülkeyi NATO’ya mı alacağız? NATO, 73 yıl önce kuruldu; Türkiye 70 yıl önce bu teşkilata üye oldu. İsveç ve Finlandiya tarafsız kalmanın keyfini sürerken, başta Türkiye olmak üzere NATO üyesi ülkeler yıllardır bedel ödeyerek, bu güvenlik şemsiyesini yaşattılar.

Bu iki ülke, şimdi kendilerine yönelik bir tehdit hissedince hiçbir katkılarının olmadığı -üye olsalar dahi hiçbir katkı yapmayacakları- NATO şemsiyesi altına girmek istiyorlar. Meselenin bu boyutunu düşünmek lazım.

Türkiye, uzun zamandır uluslararası kuruluşların görevlerini yerine getiremediğine dikkat çekerek BM başta olmak üzere bu kuruluşların yeniden yapılanması gerekliliğini de en açık şekilde dillendiriyor.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği talebine sadece Türkiye ile ilişkilerine bakarak karar verilemez. NATO’nun en güçlü ikinci ordusuna sahip Türkiye, NATO’nun geleceğini ilgilendiren karar alınırken öncelikli olarak söz söyleyecek üyelerin başında yer alıyor.

Ukrayna-Rusya savaşı NATO’nun önemini ve yeniden yapılanma ihtiyacını gözler önüne sererken, tartışmaların sadece İsveç, Finlandiya ve Türkiye etrafında yapılması kabul edilebilir bir durum değil. Savaş dolayısıyla üye ülkeler arasında işbirliği artıyor gibi görünse de somut bir netice ortaya konulamadı.

Dayanışmanın daha çok öne çıkması gereken bir dönemde, Yunanistan’ın Ege, Akdeniz ve Kıbrıs’taki gerilimi tırmandırıcı davranışları ABD ve Avrupa’dan destek görüyor. Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in ABD temaslarında ortaya çıkan tablo NATO üyeliği açısından izahı mümkün olmayan bir tablodur.

Miçotakis, ABD Temsilciler Meclis’indeki 40 dakikalık konuşmasında 37 kez alkışlandı. Miçotakis 37 kez ayakta alkışlanmayı hak edecek ne söyledi? Rusya’yı durduracağını mı söyledi? Bölgedeki sorunların çözümü için umut verici mesajlar mı verdi? Hayır, tam aksine ayakta alkışlanan konuşmasındaki Türkiye karşıtlığıydı.

ABD’nin F-35 savaş uçağı vermeyi taahhüt ettiği Yunanistan bu uçakları Rusya’ya karşı veya NATO için mi kullanacak? F-35 programına ortak olmasına ve parasını peşin peşin ödemesine rağmen, Türkiye’ye verilmeyen F-35’ler Yunanistan’a niçin veriliyor? Yunanistan’ın böyle kritik zamanda bile şımartılmasının izahı var mı?

Türkiye’nin güvenlik endişelerini anladıklarını ve endişelerin giderilmesi için çalıştıklarını söyleyenler, Yunanistan’ın bu tutumunu da anlıyorlar mı? Türkiye’nin 40 yıldır mücadele ettiği Marksist-Leninist terör örgütüne hâlâ silah veren ABD, gerçekten Türkiye’nin güvenlik kaygısını anlıyor mu?

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olma talebinin hiçbir önemi yok. Bu iki ülkenin Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anlamasının da bir önemi yok. Hatta hatta yıllardır destekledikleri terör örgütü PKK’ya karşı tavır almalarının da bir önemi yok.

NATO faslı açılmışken, tam da Sayın Erdoğan’ın söylediği gibi 42 yıl önceki hatayı tekrarlamamak üzere geçmişin bütün muhasebesi yapılarak karar verilmeli. Yeniden hata yapmamak bir yana, geçmişteki hataların telafisini sağlayacak bir duruş sergilenmeli.

Suriye’de terör örgütlerine karşı yapılacak 5. harekat müttefiklerimizin Türkiye’yi anladıklarını göstermek için çok iyi bir fırsattır.

#İsveç
#Finlandiya
#NATO