Tamam Kemal Kılıçdaroğlu, çok başarılı bir siyasetçi değil; tamam Kılıçdaroğlu, ince siyaseti beceremiyor; tamam Kılıçdaroğlu, ilm-i siyaseti bilmiyor. Ama Parti Meclisi toplantısında yaptığı son konuşmaları bütün bunların dışında değerlendirmek lazım.CHP’nin 24 Haziran seçimlerinden sonra içine düştüğü açmaz, bir partinin kolay kolay aşacağı bir durum değil. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine kurultaylarda sürekli rakip olan Muharrem İnce’yi aday gösteren Kılıçdaroğlu, seçimden sonra bütün
Tamam Kemal Kılıçdaroğlu, çok başarılı bir siyasetçi değil; tamam Kılıçdaroğlu, ince siyaseti beceremiyor; tamam Kılıçdaroğlu, ilm-i siyaseti bilmiyor. Ama Parti Meclisi toplantısında yaptığı son konuşmaları bütün bunların dışında değerlendirmek lazım.
CHP’nin 24 Haziran seçimlerinden sonra içine düştüğü açmaz, bir partinin kolay kolay aşacağı bir durum değil. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine kurultaylarda sürekli rakip olan Muharrem İnce’yi aday gösteren Kılıçdaroğlu, seçimden sonra bütün bunların başına geleceğini bilmeliydi. Ve nitekim birçok yazar, siyasi analist seçimden önce buna işaret de etmişti.
Eğer Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin CHP’den daha az oy alacağını hesap etmişse bu da vahim bir hata. Veya Muharrem İnce’nin böyle bir çıkış yapacağını öngörememişse daha da vahim. Bunlar CHP’nin iç meseleleri tabii. Niyetimiz CHP’nin iç meselelerini tartışmak değil. Ama anamuhalefet partisinin bütün ülkeyi ilgilendiren yönü nedeniyle sormamız, analiz yapmamız gereken çok konu var.
Son PM toplantısında Kılıçdaroğlu, “Seçim gecesi Muharrem Bey’i aradım, süreci birlikte yönetelim dedim. Ama Muharrem Bey buna yaklaşmadı” demiş. Acaba Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçim gecesiyle ilgili nasıl bir süreç yönetecekti. Bir kaos hesabı vardı o gece. Yoksa Kemal Bey o kaos hesabının içinde miydi? Muharrem İnce’nin “Adam kazandı” itirafı, Kemal Bey’in birlikte yönetelim dediği süreci tersyüz mü etti?
CHP’de tam da sular duruldu dendiği bir zamanda, üstelik ülkenin içinde bulunduğu durum CHP’nin iç tartışmalarını ötelediği bir ortamda Kemal Kılıçdaroğlu, niçin Parti Meclisi toplantısında yeniden parti içi tartışmaların fitilini ateşledi.
“Sonsuza kadar genel başkan olmayacağım. 24 Haziran seçimlerinden sonra da bırakmayı düşünüyordum. Sayın İnce’yi, benden sonra genel başkan olması için aday gösterdim. Ancak sonrasında yapılanlar bana güven vermedi. İnce ile seçimden sonra bir araya geldiğimiz eşli yemekte İnce’nin ‘onursal başkan ol’ teklifine karşılık ‘Bunu yapmayacağım, genel başkanlığı bırakmayacağım. Genel başkan olursan parti bir haftada dağılır’ yanıtı verdim.”
“Neymiş, küskünler seçimi boykot edecekmiş. Boykot etmek demek, AK Parti’ye oy vermek demektir. Böyle düşünenler boykot edeceğine gitsin, doğrudan AK Parti’ye oy versin.”
Evet, bu sözler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun intihar sözleri. Parti içi kriz yaşayan ve yerel seçimlere hazırlanan bir partinin genel başkanı bu sözleri söyler mi?
2016 yılı Mayıs ayı, AK Parti Meclis’te dokunulmazlık dosyası bulunan bütün vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması için anayasa değişikliği resti çekti. CHP de reste rest çekerek, anayasa değişikliğine destek vereceğini açıkladı. Bunun üzerine, başta eş genel başkanları olmak üzere en fazla dokunulmazlık dosyasına sahip HDP, CHP’nin tutumunun yanlış olduğunu izah etmek için randevu ister. İki parti kurmayları bir araya gelir. HDP’li kurmaylar, CHP’ye, “Niye anayasa değişikliğine destek veriyorsunuz. Dokunulmazlıklar kaldırılırsa CHP de HDP de bundan büyük zarar görür. Bu, siyaseten intihar olur” der. CHP’li bir kurmay, “Sakin olun, doğrudur siyaseten dokunulmazlıkların kaldırılması büyük bir hata. Ancak 2-3 ay içinde Türkiye’de bambaşka şeyler olacak: AKP kaldırılan dokunulmazlıklarla ilgili hiçbir şey yapamayacak” der ve HDP heyeti uğurlanır.
Evet, öyle oldu 2-3 ay sonra Fetullahçılar 15 Temmuz ihanet girişimine kalkıştı. Yani CHP dokunulmazlıkların kaldırılmasını FETÖ’nün ördüğü 15 Temmuz ağına güvenerek destekledi, intihar girişiminde bulundu. Millet ağları yırttı attı ancak HDP oltaya takıldı.
CHP’den gelen açıklamalara bakıldığında aynı şey seziliyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları adeta intihar girişimi niteliğinde. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına 15 Temmuz ağına güvenerek destek veren Kemal Kılıçdaroğlu, kimin ağına güvenerek bugünlerde intihar şov yapıyor…
