Türkiye’nin S-400 alması dünya düzenini resmen sarstı. ABD, S-400’ler nedeniyle bir NATO ülkesine yaptırım kararı aldı. Adı CAATSA olan yaptırım kanunu Rusya, Kuzey Kore ve İran için çıkarılmış bir kanun. Ama CAATSA, NATO’nun en güçlü ordusuna sahip ve en kritik müttefik olan Türkiye’ye uygulandı.
1953 Stalin’in ölümünden sonra SSCB’nin yeni lideri Kruşçev döneminde Ankara-Moskova ilişkilerinde iyileşme başlar. 1957’de Moskova’da yapılan Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna, Kruşçev’in katılması iki ülke arasındaki ilişkinin boyutunu gözler önüne serer. 9 Ocak 1960’ta Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, SSCB’nin yumuşama politikalarına olumlu tepki verir. 1 Nisan 1960’ta Başbakan Adnan Menderes’in 12 Temmuz 1960 tarihinde Moskova’ya resmi bir ziyaret gerçekleştireceği, Kruşçev’in Ankara’ya iadeiziyarette bulunacağı kamuoyuna duyurulur. Ancak randevu gerçekleşmeden 27 Mayıs darbesi yaşanır.
27 Mayıs’ın üzerinden geçen beş yılın ardından Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi ezici bir çoğunlukla iktidara gelir. Rahmetli Demirel, 1965-1971 yılları arası iktidar dönemini şöyle anlatmıştı: “Biz ABD’nin memnun kalmayacağı hususlardan hepsini yaptık. Meselâ, ABD, haşhaş ekiminin yasaklanmasını istedi, biz, hayır dedik. Sovyetler Birliği ile ticarî ve sınaî ilişkilerimizden ABD hiçbir zaman memnun olmadı. Kosigin’in sitem ettiği U2 casus uçaklarının uçuşlarına engel olmamız, aynı şekilde ABD’yi rahatsız etti. Özetle, 1971 Muhtırası’nda, Türkiye’deki ABD askerî tesislerinin bir nizama bağlanmasından tutun da, saydığım diğer olayların tesiri vardır.”
12 Mart Muhtırasının ardından iktidarı devralan Nihat Erim, ABD’nin taleplerini yerine getirdi. 1974 yılında Bülent Ecevit liderliğindeki CHP ile Necmettin Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi koalisyon hükumeti, ilk olarak 12 Mart Muhtırasından sonra Nihat Erim hükumetinin aldığı haşhaş ekim yasağını kaldırdı ve Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirerek, Rum katliamlarına son verdi.
ABD yönetimi, haşhaş yasağının kaldırılmasını ve Kıbrıs müdahalesini gerekçe göstererek Türkiye’ye ambargo uyguladı. Türkiye de topraklarındaki Amerikan üslerini kapattı ve Sovyetler Birliği başta olmak üzere çeşitli ülkelerle dış ilişkilerini çeşitlendirmeye karar verdi.
Türkiye’nin bu kararı karşısında CIA’nın Ankara Şefi Paul Henze’nin, “Bizim çocuklar başardı” dediği 12 Eylül darbesi gerçekleşti ve ABD’nin başta Yunanistan’ın NATO’ya dönmesi olmak üzere istekleri hayata geçti. Gerçekleşenler arasında tabii ki ABD’nin Türkiye’deki üstlerinin yeniden açılması da vardı.
Kasım 2015’te Rus uçağının FETÖ kokan bir hareketle düşürülmesi ABD’de bayram havasına neden olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in krizi yönetip birilerinin beklentisinin aksine süreci Türk-Rus ilişkilerinde bugünkü noktaya getirmesi sevinçlerini kursaklarında bıraktı. Tabii 15 Temmuz’u bu süreçten bağımsız düşünmemek lazım.
Rumların 1960 anlaşmasını ihlal edip Kıbrıs Türklerine yönelik katliamlara kalkışması Türkiye’yi harekete geçirdi. İsmet İnönü başbakanlığındaki hükumetin Kıbrıs’a müdahale hazırlığı yapması ABD’yi telaşlandırdı. 1964’te Washington’dan meşhur mektup geldi Ankara’ya. Dönemin ABD Başkanı Johnson, Türkiye’nin müdahalesini önlemek için saygısızca bir mektup göndermişti Başbakan İnönü’ye.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.