Fetullahçı teröristler niye bitmek bilmiyor?

23:2113/12/2020, Pazar
Hüseyin Likoğlu

Fetullahçı Terör Örgütü’nün kendini belli ettiği 17-25 Aralık’ın üzerinden 7 yıl geçti. Geçen 7 yıla rağmen hâlâ Fetullahçı teröristlerin devletin en mahrem yerlerinden çıktıklarına tanık oluyoruz. Son birkaç aydır aralarında muvazzaf yüzlerce askerin de bulunduğu birçok kritik birimde görev yapan kişilere Fetullahçı terör iltisakından işlem yapıldığını görüyoruz.Bu durum şu sorunun sorulmasına nedene oluyor:“17-25 Aralık’ın üzerinden 7 yıl, 15 Temmuz’un üzerinden 4,5 yıl geçti. Fetullahçı teröristler

Fetullahçı Terör Örgütü’nün kendini belli ettiği 17-25 Aralık’ın üzerinden 7 yıl geçti. Geçen 7 yıla rağmen hâlâ Fetullahçı teröristlerin devletin en mahrem yerlerinden çıktıklarına tanık oluyoruz. Son birkaç aydır aralarında muvazzaf yüzlerce askerin de bulunduğu birçok kritik birimde görev yapan kişilere Fetullahçı terör iltisakından işlem yapıldığını görüyoruz.

Bu durum şu sorunun sorulmasına nedene oluyor:
“17-25 Aralık’ın üzerinden 7 yıl, 15 Temmuz’un üzerinden 4,5 yıl geçti. Fetullahçı teröristler hâlâ neden bitirilemedi?”

Soru ilk başta kulağa çok makul geliyor. Evet, bu örgüt niçin hâlâ varlığını sürdürebiliyor, niçin hâlâ kritik yerlerden adamları çıkıyor?

Bu soruların cevapları örgütü nasıl tanımladığımızla ve nasıl gördüğümüzle ilgilidir. Teşhis edemediğiniz, tanımlayamadığınız bir yapıyla mücadele de edemezsiniz.
Örgütün kendini aşikâr ettiği 17-25 Aralık üzerinden 7 yıl geçti, 15 Temmuz’un üzerinden 4,5 yıl geçti,
ancak bunca zamana rağmen örgütü, ne net bir şekilde teşhis edebildik, ne de tam anlamıyla tanımlayabildik.
Fetullahçı Terör Örgütü denildiğinde toplumun büyük bir kesiminde ortak bir şablon oluşmuş olduğunu görüyoruz. Eğer Fetullahçılıkla ilgili bir şablon oluşmuşsa mesele bitmiştir. Mücadele etmeniz mümkün değildir. Çünkü herkes o şablona uyan Fetullahçı avına çıkıyor ve ne yazık ki bazı asalak Fetullahçılar dışında hiç kimseye ulaşılamıyor.
Fetullahçılığın bir şablonu, bir kalıbı, bir şekli, bir inancı, bir yaşam biçimi yoktur.
Fetullahçı denilince aklınıza hiçbir şekil ve biçim getiremezsiniz. Fetullahçılık bir örgütün ötesinde bir şeydir.
Fetullahçı cıvadır, her kalıba sığar, her biçimi alır, her şekle girer.

“Efendim, filanca kişiye FETÖ’cü demişler ben onu eskiden beri tanırım dinle, diyanetle hiç işi olmamıştır. Efendim filancı kişi Fetullahçı olamaz, onun yaşam tarzı hiç Fetullahçılara uymuyordu. Efendim, filanca kişi için Fetullahçı demişler, zinhar olamaz. Onların kurumlarının yanından bile geçmemiştir” gibi çok itirazlara şahit oluyoruz. İşte tam da bu kafa yüzünden Fetullahçı teröristlerle mücadele edemiyoruz.

Eğer klişeleşmiş Fetullahçı anlayışımızı resetlemezsek, korkarım hiçbir zaman Fetullahçı teröristlerle mücadele edemeyeceğiz.
Eğer Fetullahçılığı Pensilvanya’daki sümüklü melundan ibaret görürsek, hiçbir zaman bu alçaklarla mücadelede netice alamayız. Eğer Fetullahçılığı Pensilvanya şarlatanının kurduğunu ve yönettiğini düşünürsek, mücadelede bir arpa boyu yol alamayız.
Fetullahçılık bu topraklarda 2-3 asır önce atılan kötülük tohumlarının sadece bir parçasıdır.
Bu kötülüğün babaları, Haçlı seferlerinin de babasıdır. Haçlı seferlerinde kılıçla yapamadıklarını türlü türlü yollardan yapmayı deneyenlerin bir türüdür Fetullahçılık.
Bu kötülük hareketleri Fetullah’tan çok önce de vardı, Fetullah korbakor olduktan sonra da var olacaktır.
Fetullahçılık bir örgüt değil, bir istihbarat yöntemidir.
Amacı, hedefi, ideolojisi, yaşam biçimi olan bir örgütü bitirebilirsiniz, ama Fetullahçılığı bitiremezsiniz. Siz bir istihbarat elemanını yakaladığınızda o istihbarat örgütü bitmez, bir elemanı deşifre olur. Örgüt onun yerine yeni bir eleman sürer piyasaya.
Fetullahçılık bitirilmesi gereken bir örgütten çok mücadele edilmesi gereken bir istihbarat aparatıdır. Bir istihbarat aparatıyla mücadele etmek için de yapmanız gereken en önemli şey, o örgütün her kılığa girebileceğini dolayısıyla her yapıda, her taşın altın olabileceğini varsayarak hareket etmenizdir. Fetullah’ı Fetullah’tan ibaret sanıp, onun biraderlerini bulamazsanız, biraderleriyle networkunu çözemezseniz, sadece kullanışlı aptallara ulaşırsınız ve mücadelede havanda su döversiniz.

Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, FETÖ ile ilgili bir soruya verdiği cevabın çok çok önemli olduğunu düşünüyorum: “Kimsenin biz bu konuda bu terör örgütüyle ilgili ağlamasına sızlamasına bakamayız. Ve bu konuda acıma macıma düşünemeyiz. Özellikle bunların parasal konularda sermayenin kaçırılması ve bu konuda bunlara el konulup konulmaması, onların da üzerine ısrarla gidiyoruz ve şu anda da işin takibi bu noktadır, asla fırsat vermeyeceğiz.” Sayın Erdoğan’ın FETÖ’nün ekonomik ayağına ilişkin bu kararlılığı mücadele bakımından tarihi değere sahiptir.

Fetullahçı teröristlerle mücadelede doğru teşhis koyamazsak, tarihi derinliğine ulaşamazsak, biraderlerinin kim olduğunu bulamazsak ve ekonomik ağını çökertemezsek, “Fetullahçı teröristler niye bitmiyor?” sorusunu daha çok sorar dururuz…
#FETÖ