Referanduma sunulan ve 16 Nisan'da oylanacak Anayasa değişikliği ile ilgili 'Hayır' cephesinin iddialarına cevap vermeyi başından beri doğru bulmadım. Hâlâ da aynı düşünceyi koruyorum. Ancak şu fesih meselesine değinmekte fayda var.
Halk oylamasına sunulan teklifin 11. maddesiyle Anayasa'nın 116. maddesinde yapılan değişiklikle seçimlerin nasıl yenileneceği hüküm altına alınıyor. Yeni düzenlemede, “
hükmü yer alıyor.
Bu düzenlemeyi diline dolayan 'Hayır' cephesi,
diye feryat ediyor. Öyle bir anlatıyorlar ki sanki bir sabah
diyecek. Halbuki yeni sistemde Cumhurbaşkanının başvuracağı en son yetki seçimleri yenileme yetkisi olacak.
Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı 5+5 şeklinde iki dönemle sınırlandırılıyor.
Dolayısıyla bir Cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı alması halinde bir dönemini gözden çıkarması lazım.
Bir Cumhurbaşkanı ikinci döneminde seçimleri yenilerse zaten bir daha Cumhurbaşkanı adayı bile olamaz. Dolayısıyla bırakın Meclis'i feshetmeyi, seçimlerin tam zamanında yapılması için gayret içinde olacak Cumhurbaşkanları.
Peki, bu düzenlemenin amacı ne ve 'Hayır'cılar niye feryadı figan ediyor? Yeni sisteme göre, Meclis için tek tur, Cumhurbaşkanlığı için iki turlu seçim öngörülüyor. Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılacak.
Yani Cumhurbaşkanı, Meclis ile uzlaşamaz ise tıkanmayı aşmak için seçimleri yenileme kararı alabilecek.
.
'Hayır'cılar niye feryadı figan ediyor? Bunun için yakın tarihe bir göz atmamız lazım. Türkiye 1946 yılında çok partili hayata geçti. 1950'de de seçimle iktidar el değiştirdi.
Darbecilerin idaresinde yapılan seçimlerde kim iktidar oluyor? CHP. Ne zamana kadar? Bir sonraki seçimlere kadar.
.
1969 yılında Adalet Partisi yine seçimden zaferle çıkınca, homurdanmalar başlıyor.
Darbeciler bu kez akıllanıyor. İktidarı İnönü'lü CHP yerine CHP'den istifa ettirilip bağımsız hale getirdikleri Nihat Erim'e veriyorlar. İşte ilk fesih tartışması o günlerde yaşanıyor.
Yılların tecrübeli siyasetçisi İsmet İnönü, dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a seslenerek, Meclis'i seçime götürme çağrısında bulunuyor.
İsmet Paşa'ya hakaret ve saldırının başını Akşam ve Cumhuriyet gazetesi yazarları çekiyor. Akşam yazarı İlhami Soysal, “
ifadeleriyle hakaret dolu yazılarını art arda sıralıyor.
İlhami Soysal'ın, Çetin Altan'ın, Doğan Avcıoğlu'nun, Altan Öymen'in, Uğur Mumcu'nun, Uluç Gürkan'ın, “sandığa gidelim” diyen İsmet İnönü'ye niye bu kadar saldırdıklarını Alev Alatlı'nın babası Ertuğrul Alatlı'nın
adlı kitabından öğreniyoruz. Bu isimler, tıpkı bugünkü gibi millete güvenmedikleri için çare olarak askeri müdahaleleri görüyorlarmış. Sistem tıkandığında askere başvurabilmek için seçim yolunun kapalı olması gerekir.
Sistem tıkanıklığı, Türkiye'de hep darbelere neden oldu. 12 Eylül'ün en önemli gerekçesi Meclis'in cumhurbaşkanı seçememesiydi.
CHP, Cumhurbaşkanının Meclisi yenileme yetkisine karşı değil aslında. Karşı olduğu şey sistem tıkandığında çare olarak millete gidilmesinin önünün açılması.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.