Ahkâm kesmeyi bırakın, itiraflarınızı yazın

06:0216/11/2020, Pazartesi
Hüseyin Likoğlu

Küresel şirketlerin dünyayı nasıl sömürdüğünü “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” başlıklı kitap serileriyle anlatan, bir dönemin ekonomik tetikçisi John Perkins, ekonomik tetikçiliği şöyle tarif ediyor:“Ekonomik tetikçi (ET) dediğim kişiler, birçok ülkeyi trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Bu kişiler, Dünya Bankası, Birleşik Devletler, Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı ‘yardım’ kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol

Küresel şirketlerin dünyayı nasıl sömürdüğünü “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” başlıklı kitap serileriyle anlatan, bir dönemin ekonomik tetikçisi John Perkins, ekonomik tetikçiliği şöyle tarif ediyor:

“Ekonomik tetikçi (ET) dediğim kişiler, birçok ülkeyi trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Bu kişiler, Dünya Bankası, Birleşik Devletler, Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı ‘yardım’ kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarıyor. Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet vardır…”

“Eğer biz sendelersek, ekonomik tetikçinin daha kötü bir versiyonu olan çakallar hemen bu fırsata atlarlardı. Çakallar da başarılı olmazsa iş orduya düşerdi…”

Bu senaryo bize çok tanıdık geliyor. 1960’tan beri Türkiye’de yapılan darbeler sürecinde bunları hep yaşadık. Önce ekonomi kötüye gitti, ardından sokak hareketleri ve son olarak tanklarla yönetime el koyma.
2011 yılından bugüne aynı senaryo ile boğuşup duruyoruz.
Önce ekonomi, sonra çakallar Gezi’ye çıktı, ardından FETÖ’nün polis ve yargıçları devreye girdi, son çare olarak 15 Temmuz’da darbe ve işgal girişimi.
2011’den 2016 15 Temmuz’una kadar bütün versiyonlar denendi.
Ekonomik tetikçiler başaramadı, çakallar işe yaramadı, orduları devreye girdi. 15 Temmuz’da daha öncekinin aksine orduları da mağlup oldu.
Ama pes etmediler, filmi başa sardılar.
Tekrar ekonomik tetikçilerini devreye aldılar. 2018 Ağustos’unda büyük bir kur saldırısı gerçekleştirdiler. Ardından artçı saldırılarla operasyonlarına devam ettiler. Korona geldi ellerini ovuşturdular. Macron kafayı Doğu Akdeniz’e uzattı, heyecanlandılar. Karadeniz’de gaz bulundu suratlarını ekşittiler. Joe Biden adaylık sürecinde Erdoğan’ı hedef alınca yeni hayallere kapıldılar. Hâsılı hiç vaz geçmediler.

Joe amcaları ABD’de seçimi kazanınca Küba’dan getirttikleri puroları yakıp keyifle çekerken, Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın istifa haberini aldılar. Ekonomi yönetimindeki bu ani değişiklik, bir an şaşkınlığa neden oldu. İstifa haberi kesinlik kazanınca şaşkınlığı üzerlerinden atıp, ahkâm kesmeye başladılar.

Ahkâm kesenlerin en önemli derdi, Türkiye’yi yeniden ekonomik tetikçilerin tezlerine sürüklemekti. Ekonomide yeniden sıcak para dönemi… Faiz-kur sarmalını, kısırdöngüyü Türk ekonomisine hâkim kılmak.

Ekonomik tetikçileriyle, çakallarıyla ve ordu içine sızdırdıkları elemanlarıyla Türkiye’ye diz çöktüremeyenlerin, farklı arayışlara düştüklerine tanık oluyoruz.
Tamamen Türkiye’deki aparatlarını kaybetme paniğine giren küreselci çeteler, yeni networkler oluşturma peşine düştüler.
Koronavirüs salgını dolayısıyla dünyada yaşanan ekonomik daralmanın yanı sıra
2018’den beri yaşanan finansal terör saldırıları nedeniyle zor günlerden geçen Türk ekonomisinde durumu fırsat bilip yeniden ekonomik tetikçilik rüyalarına kapılanlar, ekonomi yönetimindeki değişikliği de gerekçe gösterip, ahkâm kesiyor.
Oysa Türkiye o günleri çoktan geride bıraktı.
Yeniden ekonomik tetikçilik rüyası görenlerin, kendileri için yapacakları en iyi iş, John Perkins gibi itiraflarını yazmak olmalı.
Tamam, ülkeye faydalarının dokunmasını istemiyorlar, biliyoruz.
Ama bu itirafçılık kitaplarında iyi para var. Onlar da parayı çok seviyor zaten.
#Küresel şirketler
#ekonomi
#Türkiye