Adaylık kriterleri

Türkiye, yavaş yavaş 31 Mart 2019 yerel seçimleri gündemine doğru gidiyor. AK Parti ile MHP arasında yaşanan ittifak tartışmalarının ardından her iki parti kendi yolunu tercih etti. Dolayısıyla önümüzdeki haftalar partilerin adaylarını açıklayacağı haftalar olacak. Kasım ayı, adayların isimlerini tartıştığımız ay olacak.

17-25 Aralık olaylarından sonra bir yerel seçim, üç genel seçim, iki cumhurbaşkanlığı seçimi ve bir referandum yaptık. Bu seçimlerin tamamında ana tartışma konumuz Fetullahçı terör örgütü oldu. Bu seçimler ve referandumda halkın FETÖ karşıtlığına büyük destek verdiğine şahit olduk. Şüphesiz 31 Mart seçimlerinde de en çok FETÖ’yü konuşacağız. Dolayısıyla bu seçimde halkın bu hassasiyetine her partinin özellikle de AK Parti’nin çok daha dikkat etmesi gerekir.

Gerek seçim sürecinde gerekse adaylar nezdinde güçlü bir anti-FETÖ intibaı veren partiler, seçmenin teveccühüne daha fazla mazhar olacaklardır. Ama bu, kuru kuruya bir anti-FETÖ’cülük değil tabii. Gerçekten inandırıcı ve ikna edici olmalı partiler. Bunun için de öncelikle aday belirleme kriterleri önemli.

Aday belirleme kriterlerine gelince, FETÖ ile mücadele için belirlenen kriterlerin tamamının belediye başkan adayları için de uygulanması gerekir. Yani sizin kamudan ihraç etmek için belirlediğiniz veya kamuya almak için belirlediğiniz kriterler belediye başkan adaylarında da aranmalı. Polis olmak için, öğretmen olmak için, zabıta olmak için, zabıt kâtibi olmak için, imam olmak için, kısaca kamu görevlisi olmak için gereken kriterler belediye başkan adaylarında da olmalı.

Hatta daha da titiz olunmalı. Sadece hukuki açıdan değil siyasi ve ahlâkî açıdan bu kriterler gözden geçirilmeli. Bu kriterler diğer yönetim kademelerinde ne kadar uygulandı, bu tartışılabilir. Ancak yerel yönetimler çok farklı. Biz Ankara’da bazı yönetim kadroları için birtakım soru işaretlerini tartışıyor olabiliriz. Ama Anadolu’nun ücra köşelerindeki vatandaşlar bunu bizim kadar tartışmayabilir.

Bugün AK Parti’de adaylık müracaatları sona eriyor. Bütün seçimlerde olduğu gibi 31 Mart yerel seçimlerinin en önemli partisi AK Parti. Yakın zamanlı seçimlerde olduğu gibi 31 Mart seçimleri yine hayat memat meselesi. Seçimler hayat memat meselesi ise adaylık kriterlerinde, sandıkta son sözü söyleyecek milletin beklentilerine daha büyük hassasiyet göstermeliyiz.

Benim çok basit 4 kriterim var: Kriterlerim sadece 15 Temmuz günü ve 16 Temmuz gecesini kapsıyor.

1. Adayların 15 Temmuz günü ve 16 Temmuz gecesine ait HTS kayıtları çıkarılsın. O gün ve gece kim kimi aradı?

2. Adayların 15 Temmuz günü ve 16 Temmuz gecesine ait baz istasyonu kayıtlarına bakılsın. O gün ve gece kim kiminle bir aradaydı ve ne yöne hareket edildi? Telefonlar nereden sinyal verdi? Şehir merkezinden şehir dışına doğru mu, şehir dışından şehir merkezlerine doğru mu? Sabit bir yerden mi sinyal alındı yoksa hareketli mi? Şehir dışında olan adaylar veya belediye başkanları şehirlerine hızla hareket etti mi?

3. Adayların 15 Temmuz günü ve 16 Temmuz gecesinin banka hesap hareketlerine bakılsın. Paralar nakde mi çevrildi, başka hesaplara mı aktarıldı, aktarıldıysa kim kimin hesabına para aktardı?

4. Adayların 15 Temmuz günü ve 16 Temmuz gecesi kredi kartları ekstreleri. Kredi kartları kullanıldı mı, ne tür alışverişler yapıldı. Meselâ aracının deposunu dolduranların istikameti ne yöne oldu?

Diyeceksiniz ki, “Bu kriterlere uyanlar FETÖ’cü mü?” Asla… Ama “Korkaklar zafer anıtı dikemez” diyen bir liderin dava arkadaşları iseniz, korkma hakkınız yok. Liderin ölümü göze alarak meydanlara indiği gece siz korkunuzdan saklanmışsanız müsaade edin de başkan da olmayın.

Bu kriterlere bir de Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı Paşa’nın FETÖMETRE kriterlerini ekleyerek aday gösterin, vallahi seçimde tulum çıkarırsınız…