Önceki gün gecenin geç saatlerinde pencereden kar yağışını seyrederken yine aynı şeyleri düşünüyordum…
Çocukken en keyif aldığım şeylerden bir tanesiydi… Karlı gecelerde pencerenin önünden ayrılmazdım… Burnumu pencerenin camına dayar bir halde, sokak lambasının ışığında uçuşan kar tanelerini seyretmeye doyamazdım…
Ben tam bunları düşünürken televizyonda bir son dakika haberi veriliyordu;
'Hasan Karakaya kutsal topraklarda hayatını kaybetti…'
Döndüm ve haberi dinledim… Matkap Abi vefat etmişti…
Evet, her canlının tadacağı Emr-i Hak Vaki olmuştu… Duyuyordum, lakin donup kalmıştım, tepki gösteremiyordum…
Ben ona Matkap Abi derdim… Benim bildiğim bir tek ben öyle derdim… İnternette dolaşan o meşhur foto yüzünden… (Elinde darbeli matkap, yüzde yaramaz bir çocuk ifadesiyle gibi baktığı o meşhur fotoğraf…)
Daha birkaç hafta önce görmüştüm ve her zamanki gibi 'N'aber Matkap Abi?' demiştim…
Usta gazeteci yazar, cesur adamdı… Kaybetmiştik Matkap Abi'yi…
Yüreği cüssesinden büyük adam…
Eğip bükmeden konuşan ve yazan adam…
Hak edenlerle anladığı dilden anlatan…
İlkelerinden ve Hak davasından asla vazgeçmemiş adam…
Çukur tiplerin bam teline basarak onları bağırttırmayı bilen adam…
Müslümanların değerlerine saldıran sefillere 'eyle dümdük' cevap veren adam…
Bodoslamadan dalmayı bilen adam…
'Adam kabız olmuş' dedikten sonra parantez içinde, 'Af buyurun kakasını yapamıyor' diye açıklama yapan adam…
Yüzünde her daim bir tebessümle etrafına neşe saçan adam…
O benim bildiğim sevgili Matkap Abi…,
Hakk'ın rahmetine kavuştu… Üstelik Umre ziyaretinde… Umresini tamamlayıp gitti…
Kabe-i Muazzama'nın içinde namazını eda edip, Medine'de Ravza-i Mutahhara'da sevgili Peygamberimizi ziyaret ettikten sonra göçtü bu dünyadan… Her Müslüman'a nasip olmaz…
Allah rahmet eylesin… Mekanı Cennet olsun… Basın camiamızın başı sağolsun…
***
Matkap Abi için söyleyeceğimi söyledim… Yazının bundan sonrası teessürden fazlasıdır…
Matkap Abi de olsaydı buna benzer şeyler yazardı diye düşünüyorum…
'Bağzı' yazar çizer takımı vefat haberini alır almaz yememiş içmemiş vefatı yorumlamış…
'Yazıları nefret söylemiydi' diyen lağım faresinden tutun da, 'Kötü bilirdik, mekanı Cehennem…' diyen puştar çıktı ortaya…
Bu iyi aslında… Doğru yolda olduğun ortada…
Zira biri öldüğünde 'ışıklar içinde yatsın, üzerine yıldızlar yağsın' diyen dinsiz donsuz 'Kozmos'cu solcular bunlar… (Herifçioğlu Allah kitap tanımıyor, ama seni beni Cehennem'e gönderiyor… Kozmos'undan bul emi!...)
Ağzından köpük saçarak yorum yapanların bir kısmı da paraleller… (Tabii ya, Pensilvanya ziyareti sırasında ölürsen Cennetliksin… Yoksa Umre ziyareti yaparken ruhunu teslim etmenin ne önemi var, değil mi?!... “Haşa Sümme haşa”…)
***
Sen merak etme…
Biz Müslüman'ın ardından ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, sana dua ettik, Kuran okuduk…
Seni özleyeceğiz Matkap abi…
Allah rahmet eylesin, mekanın Cennet olsun Hasan Abi…