Vekâlet yoluyla murâbaha (peşin alıp vadeli satmak)

04:0023/02/2020, Pazar
G: 23/02/2020, Pazar
Hayreddin Karaman

Önceki yazımızda “Katılım bankalarının malı, vekil-müşteri peşin alıp ona vadeli satmasına yapılan itiraza da gelecek yazıda cevap verelim” demiştik.Mecelle’de “bir kimse işini başkasına ısmarlamak, o işinde onu, kendi yerine koymaktır” şeklinde tarif edilen vekâlet 1449-1530. maddeler arasında düzenlenmiştir.İslam hukukunda vekâlet yoluyla hukuki işleme verilen yer birçok seküler hukukta olandan daha geniştir.“Fuzulî vekil”, kendisine vekâlet verilmediği halde vekil niyetiyle bir hukuki işlem yapar,

Önceki yazımızda “Katılım bankalarının malı, vekil-müşteri peşin alıp ona vadeli satmasına yapılan itiraza da gelecek yazıda cevap verelim” demiştik.

Mecelle’de “bir kimse işini başkasına ısmarlamak, o işinde onu, kendi yerine koymaktır” şeklinde tarif edilen vekâlet 1449-1530. maddeler arasında düzenlenmiştir.

İslam hukukunda vekâlet yoluyla hukuki işleme verilen yer birçok seküler hukukta olandan daha geniştir.

“Fuzulî vekil”, kendisine vekâlet verilmediği halde vekil niyetiyle bir hukuki işlem yapar, sonra bunu, işlemin asıl tarafına tebliğ eder, eğer asıl taraf (asîl) kabul ederse işlem onun adına geçerli hale gelir.

Evlenme ve boşanma işlemleri için birine vekâlet verip işlemleri böyle yürütüp sonuçlandırmak mümkündür.

Hem evlenme hem de mesela satım akdinde akdin iki tarafını bir şahsın (bir tarafın vekili, diğerinin asîli olarak) temsil etmesini de caiz gören müçtehitler vardır.

Katılım bankaları, caiz olduğu halde, kötüye kullanılmasın diye -bazı zorunlu durumlar dışında- müşteriye genel vekâlet vermiyor; yani “sen istediğin şeyi bana vekâleten yapabilirsin” demiyor, vekâleten yapılacak işlemi belirliyor ve ona ait olmak üzere vekâlet veriyor.

Yine caiz olduğu halde, yine kötüye kullanılmasın diye genellikle “müşteri akdin iki tarafını temsil ederek alım satım yapamıyor”; yani malı vekâleten banka adına aldıktan sonra “kendisi asıl taraf, banka için de vekil olarak” malı kendine satın alamıyor. Malı satın aldıktan sonra bir şekilde banka ile temas kurarak “bir tarafta alıcı olarak müşteri, diğer tarafta satıcı olarak banka icap ve kabul” ile işlem yapıyorlar.

Peki, bu işlem nasıl uygulanıyor?

Bir malı bankadan satın almak isteyen kişi (müşteri) bankaya başvurarak evsafı belli bir malı bankadan satın almak istediğini bildiriyor (yazılı talep formu ile). Banka o malı, müşterinin istediği firmadan banka adına vekâleten satın alması için ona vekâlet veriyor ve bunu bir yazı ile firmaya bildiriyor (sipariş formu). Vekil- müşteri gidip malı firmadan banka adına satın alıyor, banka bedelini müşteri eliyle veya doğrudan satıcıya ödüyor, müşteri malı banka adına satın aldıktan sonra bir şekilde banka ile temas kurarak ondan kendine satın alıyor. Genellikle banka malı peşin alıyor ve vadeli olarak satıyor. Malın banka adına firmadan teslim alınması ve bankadan da müşterinin teslim alması mevcut şartlarda en sağlam ve en kolay yoldan yapılıyor.

Şimdi bu işlemi banka ile değil de bir tacir ile müşterisi arasında tasvir edelim:

Televizyon satan bir tacire bir müşteri gelse, markası ve diğer özellikleri belli bir televizyonu vadeli olarak satın almak istediğini söylese, tacirin elinde bu tv. mevcut olmadığı için umumi bayie hitaben bir yazı yazıp bu yazıyı ve bedelini müşterinin eline verse veya yazıyı verip bedelini bayiin hesabına göndereceğini bildirse veya gönderse, müşteriye “git, bana vekâleten o televizyonu satın ve teslim al, sonra bana mesela telefonla dön, aldığını bildir, ben de önceden anlaştığımız şekilde sana sattığımı bildireyim” dese İslam hukukuna göre bu işlemde herhangi bir sakatlık yoktur. İki akit gerçekleşmiştir; birincisinde tacirin aynı zamanda vekili olan müşteri televizyonu tacir adına vekâleten bayiden satın almıştır, ikinci akitte de tacirden kendisi vadeli olarak satın almıştır.

Buna itiraz edip “Banka, sonradan malı satın alacak şahsa değil bir üçüncü şahsa vekâlet vermelidir” demek, yapılan işlem meşru olduğu halde işi zora sokmaktır. Katılım bankaları bir günde yüzlerce murabaha adı verilen bu işlemi yapıyor. Her işlem için bir üçüncü şahsı vekil olarak aramak gereksiz bir şekilciliktir. Ayrıca bu hüküm, vekâlet bürolarının kurulması ve işin kitabına uydurulması için arkadan dolanma sonuçlarını doğurur.

Katılım bankaları faizli kredi veremezler. Bu sebeple müşterinin bankaya gelmeden ve vekâleten banka adına satın almadan kendine aldığı bir malın bedelini ödeyip müşteriyi ödenen meblağdan daha fazlası ile borçlandıramazlar. Eğer bazı elemanların böyle meşru olmayan işlemlere tevessül ettikleri hakkında şüphe veya şikâyetler varsa bunu engellemenin yolu sıkı denetimdir. Denetim ve Allah saygısı olmazsa üçüncü şahsı vekil kılarak da fiktif işlemeler yapılabilir.

#Katılım bankası
#Vekalet
#Borç