Çin’in Doğu Türkistanlılara yaptığı zulüm ve işkencelerle ilgili haber ve görüntüleri duyduğum, izlediğim zaman uykularım kaçıyor. Bir bütün gün hastalanıyorum, tansiyonum fırlıyor. Beddua ediyorum, zulüm karşısındaki aczimizin dayanılmaz ıstırabını yaşıyorum.
Merhum Hocamız Tayyip Okiç, Bosna Hersek’te, komünizmin dinsizleştirme programına ve baskılarına rağmen dinin nasıl korunduğunu şöyle anlatmıştı: Çünkü biz kızlarımızı okutuyor, onlara yeterli din bilgisi ve eğitimini veriyorduk, kızlarımız büyüdüler, evlenip anne oldular, komünistler aile içine giremediler, anneler de çocuklarına din bilgisi ve eğitimi verdiler.
Dışı pembeleşmiş gibi olsa da içi kıpkızıl olan Çin bunu da keşfetmiş olacak ki, her bir Uygur ailesinin içine bir Çinli sokmuş, onunla birlikte yaşamayı mecburi kılmış.
Her şeye rağmen birçok şey yapılabilir. Bunlardan biri olarak Dünya Müslüman Âlimler Birliği’nin yayınladığı bir bildiriden kısaltarak aktarmalar yapacağım:
…Milyonlarca Müslüman çocuğu toplayıp, zorla “Rehabilitasyon, yeniden elverişli hale getirme kampları” diye adlandırdıkları zorunlu çalışma kamplarında tutsak etmeleri, onurlarını kırıcı ve inançlarını, kültürlerini, dinlerini ve dine bağlılıklarını zayıflatacak her şeye maruz bırakmaları.
Müslümanları camilerde, dinlerini öğrenme ve ibadetlerini yapma bakımından kısıtlamaları.
Müslümanların namaz kılma, oruç tutma, şer’î kıyafete bürünme, Kur’ân-ı Kerim’i bulundurma, namaz örtüsü giyme, sigarayı veya içkiyi bırakma gibi, İslâm’a bağlılıklarını sergileyen herhangi bir davranış veya İslâmî hükümleri uygulamaları konusunda rapor tutma, dosyalama ve ihbar etmekle vazifeli Çinlileri evlerine almaya, onlarla beraber yaşamaya mecbur etmeleri.
Görünen odur ki; Çin’in, Müslümanlara yönelik resmi politikası, İslâm’ı silmeyi ve İslâmiyet’e bağlılığı ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği, Çin Müslümanlarına karşı uygulanan eziyetin, zulmün ve haksızlığın tehlikelerine dikkat çekmekte, yapılanlara karşı çıkmakta ve şu tedbirleri tavsiye etmektedir:
Ben bu bir maddelerin de faydasına inanmakla beraber daha hızlı sonuç alabilecek bir tedbirden söz edeceğim: Çin’in dini maddi menfaat, ekonomik büyüme, dünya ticaretine hâkim olmadır. Bugün başta İslâm ülkeleri olmak üzere bütün dünya ucuz diye Çin mallarını satın alıp kullanmakta ve tüketmektedir. Filistin’e zulmünden dolayı zaman zaman Siyonistlerin mallarına karşı boykot yapılıyor, bunu daha fazlasıyla niçin Çin’e yapmayalım. Biraz fedakârlığa katlanıp daha pahalı da olsa başka malları alıp, Çin mallarını hiç olmazsa İslâm ülkeleri olarak karar alıp bir süre boykot etsek; evet başka çığlıklar değil, işte bu Çin’in kulağına girer.
Dün okudum, Çin bir kanun çıkarıp ülkesindeki bütün dinleri Çin komünizmi ile uyumlu hale getirecekmiş. Eğer tedbir alınmazsa kim bilir daha neler yapacaktır!
Çin’e karşı askeri gücü yetersiz olan İslâm ülkelerinin, Çin mallarını boykot edecek iradeleri de mi iflas etti!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.