Sosyal medya birçok cihetten bir ayna da ben, dini hayat, bilgi ve irşad cihetinden, genci ve yaşlısı ile toplumun durumu hakkında, canlı ayna oluşu ile ilgili bir örnek üzerinde duracağım. Vaktim yeterli olmadığı için sosyal medya ile fazla meşgul değilim, ara sıra bakıyorum, facebookta, sevdiğimiz bir kişinin adına açılmış grupta bir tartışmaya rastladım, konu şort ile namaz kılmak. Diz kapaklarının biraz üstü de açık kalan şort ile namaz kılan birkaç gencin arkadan fotoğrafı çekilmiş ve (bu yazıda
Sosyal medya birçok cihetten bir ayna da ben, dini hayat, bilgi ve irşad cihetinden, genci ve yaşlısı ile toplumun durumu hakkında, canlı ayna oluşu ile ilgili bir örnek üzerinde duracağım.
Vaktim yeterli olmadığı için sosyal medya ile fazla meşgul değilim, ara sıra bakıyorum, facebookta, sevdiğimiz bir kişinin adına açılmış grupta bir tartışmaya rastladım, konu şort ile namaz kılmak. Diz kapaklarının biraz üstü de açık kalan şort ile namaz kılan birkaç gencin arkadan fotoğrafı çekilmiş ve (bu yazıda isim vermeyeceğim) bir hanımefendi şunları yazmış:
“Yazın sıcağını bahane ederek şort giyen kardeşlerimizin dikkatine:
Namazın kabul olması için şartlardan biri avret yerini örtmektir.
Âlimlerin çoğunluğuna göre, dizleri açıkta bırakan şortlarla namaz kılmak namazı geçersiz kılar. Ayrıca, namaz için güzel giyinmek tavsiye edilir.
Bu nedenle, namazlarınızın kabul olması için şortlarınızın dizlerinizi örtmesine veya dizlerin altına kadar uzanmasına dikkat edin. Dünyalık bir iş için hâkimin karşısına çıkarken en düzgün kıyafeti itina ile seçip giyen Müslüman,
seni yoktan var eden, her türlü nimetleri ile donatan Rabbinin huzuruna çıkarken nasıl özen göstermezsin.”
Bu yazı üzerine çok yorum var da yerim yok, bir kısmını vereyim:
-Bilerek böyle yapıyorlar …dinde reform.. diye ya da bu adamlar gerçek İslâm’ı bilmiyorlar.
-Bu hıyarların derdi namaz kılmak olsaydı namazın nasıl kılındığını da bilirlerdi.
-Namazın şartlarına uymazsan namaz olmaz, şartlarında göbek deliğinden diz altına kadar kapalı olması gerekir.
-Bunlar domuzun doğurduğu kefereler, ulan .... Allahın huzuruna çıkıyosun!
-İslam’da böyle konuşmak var mı domuzun doğurduğu kefere ne demek, belki senden benden daha iyi insan, Allah katında daha iyi bi kul, insanları böyle itham etmek var mı, Allah’ın huzurundasın. Belki adam tam anlamıyla bilmiyor, böyle namaz kılınmayacağını edeple ikaz etmek varken domuzun doğurduğu ne demek!
-Allah (cc) ıslah eylesin, İslamiyet’i yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir de hesabı toprağın altında vereceklerini düşünün.
-Lütfen bu kadar ağır yorumlar yapmayın çocuklar. Namaza heveslenmişler maşallah diyorum ben. Allah mübarek etsin inşallah, kabul de etsin. Belli ki bilmiyorlar bir yerde görürler, bir yerde duyarlar, belki de bir yerde okurlar belki de birisi uygun bir dille uyarır. Mevla’m o kadar merhametli ki bu gençleri huzurunda hazır bulundurduğuna göre nasıl kılmaları gerektiğini de şüphesiz öğrenmeyi nasip edecektir. Rabbim bütün gençlerimize namaz kılmayı nasip etsin. Yanı sıra benim çocuklarıma da namaz kılma hevesi versin, amiiiin!
İşte böyle, yorumlar, atıp tutmalar uzayıp gidiyor.
Aynalar yalan söylemez; durumumuz budur. Bu yoldan (küfrederek, ayıplayarak, itham ederek, azarlayarak…) gençleri kazanmak mümkün diyen, aklı başında bir Allah’ın kulu olamaz.
Bir de herkes maşallah her konuda uzman gibi konuşuyor, bir kısmı kulaktan dolma bilgi ile fakih ve müftü olmuşlar da bizim haberimiz yeni olmuş(!)
Eh meseleyi bu noktaya getirince bizim de bir şeyler söylememiz gerekiyordu, şöyle yazdım:
“Bu tavsiye güzel. Lakin, dizleri örten şort giymek bulundukları ortam veya yaptıkları faaliyet yüzünden kendilerine zor gelen gençler, diz kapağını ve baldırı örtmeyen şortlarla namaz kılarlarsa bunlara ‘namazınız kabul olmaz’ demek uygun mudur. Diz kapağını ve biraz da yukarısını avret saymayan müçtehitleri taklit caiz değildir denebilir mi? Mürşit kendi halini dayatmaz muhatabı, meşru oldukça, haline göre yönlendirir.”
Helaller-Haramlar isimli kitabımda da şunu yazmıştım:
Dizkapakların yukarısı (fahiz) cumhûra göre avrettir. Taberî, Dâvûd, İbn Hazm, bazı Mâlikî ve Hanbelîlere göre avret değildir. Evzâî’ye göre de yalnız hamamda avret değildir. Her iki grup da hadislere dayanmıştır; Buhârî avret değildir diyen hadislerin daha sahih; avrettir diyen hadislerin ise daha ihtiyata uygun olduğunu ifâde etmiştir. (el-Aynî, Umdetu’l-Kâri, C. II, s. 243, 406; eş-Şevkânî, Neylu’l-Evtâr, C. II, s. 64; S. Sâbık, Fıkhu’s-Sünne, C.I, s. 125.).
Bir ilmihalden veya bir hocadan mesela namaz bahsini öğrenmek başkadır, namaz konusunda fetva vermek, ahkâm kesmek başkadır; bu ikincisi ilim ister, âlim olmayı gerektirir. İki tarafı da uygulanabilir olan bir konuda birbirine kâfirlik nispet edecek kadar cahil ve gergin insanlardan “bir, beraber, diri, hep beraber Türkiye” nasıl oluşacak, oturup kalkıp bunu düşünmemiz gerekiyor.