Durup dururken, işler yoluna girmekte iken, Doğu halkımız terör belasından kurtulup halkımızın geri kalanı ile bütünleşme meyli daha bir güç kazanmış iken “bu ülkede yaşayan bütün insanlara Türküm dedirten ve mutluluğun da ancak Türk olmakla gerçekleşeceğini ifade eden” bir andı tekrar okullarda mecburi hale getirmek bu ülkeye iyilik değildir, öncelikle bunu bilelim. Ülkemize ve halkımıza bu kötülüğü yapanların maksatları üzerinde düşünelim.
Bu ülkede ve İslam dünyasında birlik, beraberlik, huzur, dayanışma, izzet ve istiklalin önemli bir şartı olan güç istiyorsak hangi bağın daha fazla insanı kapsadığı ve kardeş kıldığı konusu üzerinde düşünerek hareket edelim.
Ben “Ne mutlu Türküm diyene” dersem bu cümleye gönüllü olarak katılan ve mefhumunu hayata geçiren insan sayısı ne kadardır?
Ben bir Özbekistan seyahatimde Özbeklerle sohbet ederken “hepimiz aynı kökten geliyoruz, Türküz” demiştim, Özbekler “Hayır biz Türk değiliz Özbekiz” diye itiraz ettiler, haylice münakaşa ve müzakere ettik. Maalesef olan olmuş, Türk olan Müslüman kardeşlerimizi bile hem İslam’dan hem de Türklük’ten uzaklaştırmışlar.
Şimdi yapılacak şey, kendini Türk bilmeyen ve hissetmeyen insanlara zorla “Ben Türküm” mü dedirtmektir, yoksa herkesi kendi etnik aidiyeti ile baş başa bırakıp tartışma götürmez bir başka bağa dayalı kardeşliği ve birlikteliği mi güçlendirmektir?
Cevabım, elbette ikincisidir.
Allah Teâlâ kitabında şöyle buyuruyor:
“Allah’a çağıran, güzel ahlak ile amel eden ve ‘şüphe yok ki ben Müslümanlardanım’ diyenin sözünden daha güzel sözü olan kimse yoktur!” (Fussılet: 41/33).
Şu halde Müslümanlara göre en güzel söz, İslam’ı yaşayarak “Ben Müslümanım” demektir ve bu sözden daha güzeli olamaz; ancak bunu yapan ve söyleyen kimse mutluluğun yoluna girmiş olur.
Ülkemizde ve İslam dünyasında seyahat ediyoruz, insanlarla görüşüyoruz, “esselamu aleykum” deyince kalplerin kapıları açılıyor, “Ben filan ülkedenim ve elhamdülillah Müslümanım” deyince de adeta insanlarla birden akraba oluyoruz. Ama Müslümanlar birbirini tanır iken “Ben Türküm, Kürdüm, Boşnakım. Çerkesim, Fransızım…” deyince karşısındaki aynı etnik gruba mensup değilse sadece tanımış oluyor, başkaca bir müspet duygu söz konusu olmuyor. Evet, karşısındaki de aynı gruptan ise daha bir yakınlık duygusu oluşur, ama bu duygu, aynı etnik gruptan olmayana karşı bir ayrıma sebep olamaz.
“Ne mutlu Müslümanım diyene” dediğim zaman 1,7 milyar insan benim mutluluğuma katılıyor. “Ne mutlu Türk’üm diyene” dediğim zaman Türkiye’deki insanların bile birçoğu bana katılmıyor, bu söz onları mutlu etmiyor.
Bir vatandaş “Ben Türk’üm ve böyle olmaktan da mutluyum” diyebilir, ama “Kim benim dediğimi derse o mutludur” diyemez, bunu demeye hakkı yoktur.
Gelin bu kısır çekişmeyi geride bırakalım, çocuklarımızı da bu tartışmalı andı tekrar etmeye mecbur etmeyelim, bunun yerine halkın en çoğunu mutlu edecek sözler bulalım ve mutluluğun sebeplerini paylaşmaya bakalım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.