Çalışma hayatı ile ilgili birkaç konu

04:0018/06/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Hayreddin Karaman

Grev ve lokavtBu iki işlem kapitalist düşünce ve uygulamanın iki acı meyvesidir. Bu ekonomi, “iş yoluyla kamuya hizmet ve Allah’a ibâdet” sâikine değil, mümkün olduğu kadar çok kazanma ve serveti arttırma sâikine dayanmaktadır. Bunun tabii sonucu da mâliyeti asgarîye indirmek, kârı azamî sınırına çıkarmaktır. Mâliyetin girdilerinden birisi olan emeğin ucuza kullanılması isteği işçilere zulüm boyutuna varınca onlar da örgütlenmiş (sendikalaşmış) ve hakkı olduğuna inandığı ücreti baskı yoluyla alabilmek

Grev ve lokavt

Bu iki işlem kapitalist düşünce ve uygulamanın iki acı meyvesidir. Bu ekonomi, “iş yoluyla kamuya hizmet ve Allah’a ibâdet” sâikine değil, mümkün olduğu kadar çok kazanma ve serveti arttırma sâikine dayanmaktadır. Bunun tabii sonucu da mâliyeti asgarîye indirmek, kârı azamî sınırına çıkarmaktır. Mâliyetin girdilerinden birisi olan emeğin ucuza kullanılması isteği işçilere zulüm boyutuna varınca onlar da örgütlenmiş (sendikalaşmış) ve hakkı olduğuna inandığı ücreti baskı yoluyla alabilmek için yöntemler geliştirmişlerdir. Bunlardan birisi de grevdir. İşverenler de buna karşı lokavtı devreye sokmuşlardır.


İslam iş hayatından amaç -helâl yoldan serveti arttırmakla beraber- kamuya hizmet yoluyla Allah’a kulluktur. Bu amaca yönelmiş işadamları (işverenler) helâl yoldan kazanç elde edebilmek için hakka ve adâlete riâyet ederler. Ayrıca toplum (ümmet) haksızlığı önlemek, tarafların haklarını almalarını sağlamak için hukûkî, idârî, ahlâkî tedbirler alır, kurum ve kuruluşlar oluşturur. Böyle bir düzende greve ve lokavta ihtiyaç kalmaz, bu iki işin ve işlemin sebep olduğu haksızlık ve olumsuzluklar da meydana gelmez. Bu düzenin gerçekleşmediği toplumlarda vicdanî kanaatine göre veya tarafsız uzmanların açıklamalarına göre haksızlığa uğrayan tarafın bir şekilde hakkını alması meşrûdur (izâfî meşrûiyet). Talebin haksız olduğu kanaatinde olan ve bu kanaatini tarafsız uzmanların onayladığı taraf da talebe karşı direnmekte haklıdır.

İslâmî düzende grevin yer almamasının sebebi hem buna ihtiyacın bulunmamasından, hem de bir yöntem olarak grevde, çalışmadan ücret istemek, çalışanlara engel olmak, rızâya dayanması gerekli olan akitte karşı tarafı râzı olmadığı bir akde mecbur etmek gibi menfî unsurların bulunmasındandır. Lokavtın meşrû olmaması da bu tasarrufun işçiye baskı yapmak, haksızlığa uğratmak, zarar vermek gibi menfî amaç ve unsurları ihtivâ etmesindendir.

Kıdem tazminatı karşılıklı rızâya dayandığı veya meşru kanunların gereği olduğu takdirde ertelenmiş ücret olarak değerlendirilebilir. İşten çıkma ve çıkarılma gibi durumlara bağlı olarak tazminatın hak edilmesine dair detaylar sözleşmede belirtilir ve buna uyulur.

Hizmet akdinin feshi her iki taraf için de mümkün ve caiz olmakla beraber mâzeretsiz fesihten tarafların zarar görmemesi için hükümler getirilmiştir. Buna göre belli bir müddet için kendisiyle akit yapılmış olan işçi, işveren tarafından akit feshedilerek işten çıkarılırsa -bir başka yerde iş bulup çalışmaya başlayıncaya veya süre doluncaya kadar- kendisine ücreti, işverence ödenecektir. İşçi müddet dolmadan veya işi bitirmeden akdi feshederse, işverenin bundan zarar görmesi hâlinde tazmînat talebi söz konusu olur.

Akdin meşrû bir mâzeret sebebiyle feshedilmesi hâlinde işçi, ancak çalıştığı müddet ve bitirdiği işin karşılığı olan ücreti alır.

Emeklilik

İdeal düzende belli bir müddet çalıştıktan sonra yaş haddi, malûllük gibi bir sebeple işten ayrılan kişi -emeği karşılığı ücreti almış bulunduğu için- durumuna bakılır: Birikmiş para ve serveti veya başka kaynaktan bir geliri varsa ve bununla geçiniyorsa kendisine bir kaynaktan maaş bağlanmaz. Geçimini sağlayacak birikmişi veya geliri yoksa sosyal adâlet ve güvenlik kurum ve kuruluşları şahsın geçimini sağlar. Bu düzende yaşayan her şahıs işsizlik, geçim ihtiyacı, kazâ, felâket vb. karşısında devletin ve sivil kurumların sigortası altındadır. Günümüzde olduğu gibi geçim darlığı çeken, ihtiyaçlarını karşılayamayan çalışanlardan prim almak, bunlara işveren ve devletin katkısını eklemek, ihtiyacı az olana çok, çok olana az vermek... şeklindeki emeklilik sistemi âdil ve dengeli değildir.

#İslam
#İş hayatı
#Emeklilik