Asıl sebep ve bahaneler

04:005/03/2017, Pazar
G: 17/09/2019, Salı
Hayreddin Karaman

Gündemin büyük kısmını referandum konusu ve tartışmaları oluşturuyor. “Evet" mi, “Hayır" mı sorusunun cevabında üç gruptan söz etmek mümkündür: Kesin “Hayır"cılar, kesin “Evet"çiler ve "kararsızlar (tereddütleri ve endişeleri olanlar."



Sonuncudan başlayalım:



Endişe ızharını “Hayır" cılığın örtüsü olarak kullananları istisna ediyorum, bu grubun çoğu memleket sevgisi ve menfaati konusunda samimi olanlardır; bazı maddeler ve özellikle devlet başkanına verilen yetkilerin ileride ülkenin ve halkının zararına kullanılması ihtimal ve imkanından çekiniyor, acaba ne desek diye düşünmeye devam ediyorlar.



Bunlara diyeceğim şudur:



Özellikle cumhurbaşkanını halk seçtikten sonra oluşan mevcut karmaşık ve çelişkili sistemi önlerine koyup düşünsünler; yenisi mi, eskisi mi daha sakıncalıdır buna göre karar versinler.



“Evet"çiler yeni anayasa maddelerini okuyorlar, bir bütün halinde düşünüyorlar, “yakında inşallah eski olacak" mevcut ile mukayese ediyorlar ve sonunda, samimi olarak ileri sürülen endişeleri varid görmüyorlar veya bunlara rağmen “Evet"te hayır görüyorlar.



Gelelim “Hayır"cılara:



Bunların çoğunluğunu başta CHP ve HDP olmak üzere beyaz Türkler, Kemalistler, İslam karşıtları, kendi değerlerine yabancılaşmış müstağribler, Türkiye'nin güçlenmesini ve İslam dünyasının adım adım birleşmesini, Batı'nın Doğu ve Türkiye için belirlediği yörüngeden çıkılmasını istemeyenler oluşturuyor ve “Hayır"ın asıl sebebi budur.



Bahaneler bu asıl sebebi örten demagojilerden, yalanlardan, abartılardan, maddeleri ve sözleri saptırmadan ibarettir.



Darbelerde ve darbe kalkışmalarında yıllardan beri bu “asıl sebebin" asılsız bahanelerle örtüldüğüne şahit olup durduk.



Yakınlarından birkaçını hatırlayalım:



28 Şubat'ta “şeriat geliyor, rejim yıkılıyor" dediler. İddialarını ispat için ileri sürdükleri argümanlar ya kendi tertipleri idi veya İmam Hatip Okulları, Kur'an kursları, bazı STK'lar gibi iddiaları ile ilgisi olmayan, yıllardan beri mevcut olup kimseye bir zararları dokunmayan, diğer imtiyazlı vatandaşlar gibi insan hak ve özgürlüklerinden istifade etmek isteyen kurum, kuruluş ve faaliyetleri idi.



Gezi kalkışmasında birkaç ağacın kesilmesini bahane ettiler (belki buna samimi olarak tepki gösteren küçük bir grubu kullandılar), arkasından memleketin altını üstüne getirdiler, acılara, zulümlere, nice çamların devrilmesine, milyarlarca zarara sebep oldular.



Hükümetin barış ve kardeşlik tesisi için giriştiği teşebbüsün (âkil adamlarla başlatılan sürecin) hain planlarına zarar vereceğini görünce kendi tertipledikleri terör eylemlerini başkalarına yıkıp bahane ederek teröre geri döndüler.



Şimdi de Anayasa'da yapılacak 18 maddelik değişikliğin zararlarından söz ediyor, avaz avaz bağırıyorlar; ben de diyorum ki, bunlar bahane, asıl sebebi başta yazdım, “Evet" mi, Hayır" mı sorusuna, asıl sebebi düşünerek karar verelim!



Not:


Bir operasyon ve arkasından da bir tedavi süreci sebebiyle yazılarım aksayabilir; her şeyin hayırlısı için dua edelim.




#28 Şubat
#İmam Hatip Okulları
#Gezi kalkışması
#STK