Yeni Şafak

Kur’ân-ı Kerim’i ve hadisleri nasıl okumalıyız ve okutmalıyız?

01:0023/03/2025, Pazar
G: 23/03/2025, Pazar
Hayreddin Karaman

Sevgili Peygamberimiz'e (s.a.) vahiy gelmeye başlayınca, yaşadığı zaman dilimi şartlarında bunun bir harfini bile zayi etmeden korumak gerekiyordu. Vahyi yazan, kâğıt vb. yazı araçları oldukça sınırlı idi. Hiç olmazsa bir nüsha yazdırmaya Efendimiz özen gösterdi ve yazılan sayfalar titizlikle korundu. O toplumda ezber kabiliyeti gelişmişti, pek çok kişi ya Kur’an’ın tamamını veya bazı kısımlarını ezberlediler. Yazılı bir tek nüshanın başına bir şey gelse başta Efendimiz olmak üzere demir hafızlar

Sevgili Peygamberimiz'e (s.a.) vahiy gelmeye başlayınca, yaşadığı zaman dilimi şartlarında bunun bir harfini bile zayi etmeden korumak gerekiyordu. Vahyi yazan, kâğıt vb. yazı araçları oldukça sınırlı idi. Hiç olmazsa bir nüsha yazdırmaya Efendimiz özen gösterdi ve yazılan sayfalar titizlikle korundu. O toplumda ezber kabiliyeti gelişmişti, pek çok kişi ya Kur’an’ın tamamını veya bazı kısımlarını ezberlediler. Yazılı bir tek nüshanın başına bir şey gelse başta Efendimiz olmak üzere demir hafızlar onu her an yeniden yazdıracak durumda idiler.

Şunu hemen ifade etmem gerekir ki, manasını anlamadan ezber o devirde, o toplumda mevcut değildi; Kur’an hâfızı olan ashâb onun manasını da anlıyorlar, takıldıkları bir şey olursa Peygamberimiz'e soruyorlardı.

Kur’an-ı Kerîm’in manasını bilmeden, anlamadan ezberleme olayı sonraki zamanlarda, Arapça bilmeyen kavimlerin İslam’a girmeleriyle ortaya çıktı.

Bugün Kur’an-ı Kerîm’i korumak için ezberleme zarureti ortadan kalkmıştır. Baskı tekniği, yeni teknolojik araçlar demir hafızlara taş çıkaracak haldedir.

Bugün Kur’an-ı Kerîm’i anlamak, anlatmak ve yaşamak için öncelikle okumanın, imkanlar müsaitse ezberlemenin faydası vardır.

Şimdi bakıyoruz:

Yüzbinlerce hafız var, Kur’an dilini bilmiyorlar, usûl ilmini bilmiyorlar, okuduklarını anlamıyorlar, harfleri yerinden çıkarmak ve tecvidi uygulamak için âdeta âyetleri yoruyorlar, bazıları onu güfte gibi kullanıp makamdan makama geçiyorlar, lakin sıra anlama ve yaşamaya gelince yolda kalıyorlar.

Kur’an’ı hakkıyla yaşamak bir ömür boyu her Müslümanın yolculuğu olmalı, Allah kulu, hedefe varamazsa bile yolunda olmalıdır.

Anlamaya gelince, her hâfız mutlaka okuduğunu anlayacak kadar Arapça ve usul bilmelidir.

Efendim,

“Kur’an okumanın her harfi için sevabı var” diyenler olacaktır.

Ben de diyorum ki:

1. Bu hadîs vârid olduğunda manasını anlamadan Kur’an okuyan kimse yoktu.
2. Bu teşvik, kitabı anlamadan değil, anlayarak okuma, anlama ve uygulamaya teşvik idi.
3. Kur’an-ı Kerîm’i “anlamamız, üzerinde düşünmemiz, hayatımızda kılavuz edinmemiz” için gönderildiğine dair de birçok ayet var; anlamadan okuyup harfine sevap kazanmak için değil. Bu kitabı, kitabın kavlince okursak sevap da kazanırız, şuur da kazanırız, hakikat bilgisi ve sağlam iman da… kazanırız.

Hadisi nasıl okuyalım?

Arapçayı, hadis ve fıkıh usulünü bilmiyorsak hadisleri anlamak ve uygulamak için okuyamayız; halbuki hadisler bize sünneti anlatacak, sünnet de Kur’an yanında hayat kılavuzumuz olacaktır.

Ne yani, şimdi herkes Arapça mı öğrensin, şer’î ilimler mi tahsil etsin!

Yapsalar, hayatlarından birkaç yılı da buna ayırsalar çok iyi ederler; rutin işlerini ve tahsillerini yaparken de zaman ayırarak bunu yapabilirler.

Hayır, bunu yapamayız mı diyorlar!

O zaman erbabınca onaylanmış tercümelerden yararlanarak okuduğunu anlayacak.

Anlama şart, bunun yanında bir de şöyle okumadan söz edebilirim:

Hadislerin ortaya çıktığı zaman ve zeminde, Allah Sevgilisi ve müminlerin de En Sevgilisi’nin (s.a.) mübarek meclisinde, onun te’dîb ettiği örnek ashâbın yakınlarında bulunma ruh haletini yaşamak, bu ruh haleti sayesinde imanı, ameli, ahlakı, sevgiyi takviye etmek için hadis ve siret okumayı herkese tavsiye ederim. Akla takılan bir şey olursa onu erbabına sorarsınız, ama O’nun meclisinde bulunma ruh hali içinde okursanız aklınıza da bir şeyin takılacağını sanmıyorum.

Bir de hoca kısmının (bazı hocaların) hadis okumaları var. Bir hadis kitabını, manasına, hükmüne bakmadan, usul bakımından incelemeden hatim okur gibi okuyorlar, bitince de dinleyenlere icazet veriyorlar.

Hoca kısmına -yukarıda ifade etmeye çalıştığım manevi etkilenme hariç- böyle hadis okumak yakışmaz; hocalar hadisleri, hadis ve fıkıh usulünü uygulayarak ve okutmak durumundadırlar.

Hadis kitapları rivayetlerle doludur; bu rivayetlerin kimi sahihtir, kimi değildir, hadisler Peygamberimiz'in mübarek ağzından çıktığı gibi aktarılamamıştır, akılda kalan manaları ile aktarılmıştır, bu yüzden bir hadisin birçok farklı rivayeti bulunmaktadır.

Peygamberimiz (s.a.) aynı zamanda toplum ve devlet yöneticisi, hâkim, sulh ve hakemlik yapan, eğitim yapan, bizim gibi beşerî tarafı olan, istişare eden … bir kâmil insandır. Hadis rivayetlerinin, bu niteliklerin hangisinden çıktığına dikkat etmek de hadis öğretiminde çok önemli bir dikkat noktası olmalıdır.

#Aktüel
#İslam
#din
#Toplum
#Hayreddin Karaman
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

https://lh3.googleusercontent.com/a/ACg8ocLAwP7eVnpkeuHGxnkRzbBc4R6cvJzCUK7bi-2PrcR8=s96-c
faruksaban010172205

Saygılar güzel bir anlatım olmuş işi doğru okumak isteyene.

2 g önce
Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.