Bazı şahıslar ve çevreler yarım asırdır, bazı konularda 60 yıldır beni karalamak ve gözden düşürmek için durmadan usanmadan iftira ve gıybet ediyorlar; birkaçına kısa cevap vereyim (www.hayrettinkaraman.net adresli sitemde tamamına cevabım vardır):
a) “Muhammed Resulullah demeyen de Müslüman olur ve cennete girer” demedim ve demem.
b) “Yahudi ve Hristiyanlar mevcut resmi itikatlarıyla cennete girerler” demedim ve demem, başka diyen de yok. O konuşmada görüşlerini aktardığım ilim adamları, “Allah’a şirksiz, ahirete şeksiz inanmadıkça ve salih amel sahibi olmadıkça Ehl-i Kitap cennete giremez” diyorlar; yani kilisenin, havranın muteber gördüğü itikada sahip olan Ehl-i Kitap, -ittifakla- cennete giremez diyoruz.
c) “Peygamberimiz insanları İslâm’a davet etmedi” demedim ve demem. Bunu dört yaşındaki çocuk bile demez.
İşte böyle bir kaç iftirayı o kitaba dayandırıp sayfa numarası veriyorlar ama ya bağlamı es geçiyorlar ya tahrif ediyorlar… (Detaylar Diyalog ve Necat Tartışmaları isimli kitabımda.)
Meselâ ben diyorum ki:
Adam “tek seçenek olarak” kısmını atlıyor!!!
Gerçi “İt ürür kervan yürür” atasözü var, çok şükür bizim de kervanımız yürüyor, lakin sinek vızıltısı bile rahatsız eder ve bazı saf derun insanlar da bu dedikodulara inanıyorlar.
Bir bu yüzden, bir de yeni bir video yayını sebebiyle buraya kadar olan ve aşağıdaki açıklamayı yaptım.
Bu videoda düzeltilecek çok şey var da ben birini ele alacağım.
Daha önce de merhum şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadeti ile benim ve devlet yetkililerinin ilgisini kurmak için tertipler ve iftiralar yaptılar ve benim bir yazımı da bunun için kullandılar.
Olayın doğrusu şudur:
Malum cemaat, dershanelerinin kapatılma kararı üzerine muhalefete geçip gerekli gördükleri kadar yalan ve iftiraya da saparak iktidarı yıpratmaya yönelince ben bir yazı yazdım ve mealen şöyle dedim: “Sizin ‘kapatmadan’ hâsıl olan zararınız özel menfaatinizle (cemaat faaliyeti ile) ilgili, iktidarın bu şartlarda değişmesinin zararı ise kamuya (ümmete, İslâmî gelişmelere) aittir. İslâmî (Mecelle’de yeri alan) bir kurala göre bu durumda siz zararı sineye çekmeli, bu muhalefetten vazgeçmelisiniz. Bu kurala uyanların önemli bir örneği olarak da Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle andım.
Adamlar bundan şunu çıkardılar:
Devletin menfaati için onun yok edilmesine karar ve fetva verildi!
“Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı” kabilinden bir saçmalık.
Ben, bu kuralı uygulayan kahramandan söz ediyorum; kendisinin yok edilmesine o razı mı oldu ki, bu kuralı uygulamış olsun!
Ortada apaçık bir gerçek vardı:
Onu şehit eden mel’unlar cezalarını elbet çekeceklerdir.
Benim yazımın ise bu olay ile uzaktan yakından alakası yoktur; malum cemaat, konuyu saptırarak mesafe kazanmak ve fitne çıkarmak istiyor.
Dedikodunun, iftiranın, gıybetin, fitne çıkaranların, masumları suçlayanların, kendi menfaatleri için kamuya zarar verenlerin… hesaba çekileceği bir günün geleceğine imanımız var.
Muhsin Başkan’ın, karşı tarafı kudurtan duruşu hakkında şu alıntı fikir verir:
“Militarist baskı ve üstünlük Haziran 1997’de belki fiili bir darbeye dönüşecekken Refahyol Hükümeti’ni istifaya zorladı. Haziran ayı içerisinde parlamenterlerin çoğunun beklentisi fiili bir darbenin her an olabileceği yönündeydi. Çoğu milletvekili ailesini güvenli yerlere taşıdı. Çoğu milletvekili ise ortadan kayboldu!”
Bir not daha ekleyeyim:
Videoda konuşan kişi, Yazıcıoğlu cinayetinin faili hakkında kafa karıştırırken kendilerine yönelik şaibe, şüphe ve iddiaları da unutmamalıdır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.