Önceki gün, gayet bilinerek beklenen FED faiz artışı gerçekleşti. Bununla birlikte ABD Merkez Bankası’nın FOMC toplantısından çıkacak 25 baz puanlık faiz artışından ziyade asıl merak edilen husus, yeni projeksiyonların ne olacağı idi… İşte bu doğrultuda 2018 yılı için büyüme ve işsizlik oranı beklentilerini medyanda sırasıyla yukarı ve aşağı yönlü revize eden FED’in, enflasyon projeksiyonlarında ise bir değişikliğe gitmediğine şahit olduk.
Büyümede öngörülen güçlenmenin 2018 enflasyonunda bir revizyonu getirmediği anlaşılan bu tabloda, faiz artırımında bu yıl için evvelce beklenenden çok farklı bir senaryo şimdilik gözükmüyor. ABD ekonomisinde canlanma emareleri sürerken, FED bunun enflasyon üzerinde yaratacağı baskıyı izlemeye devam edecek. Ve alışılageldiği üzere, tüm dünya da FED’i…
FED gündemi Washington merkezli ekonomik haberlerde ana manşet olurken, ABD başkentinden beklenen eli kulağında bir önemli husus daha var ki; o da Çin’e uygulanabilecek vergiler… Nitekim Beyaz Saray, geçtiğimiz haftalardaki alüminyum ve çelik hamlesinin ardından Çin’e özel önlemler alma yönünde de çalışmalar sürdürüyor.
2017 yaz aylarında fikri mülkiyet haklarına dair hırsızlık tartışmasıyla gündeme dökülen karar çalışması, ABD’nin hakkaniyetsiz bulduğu Çin’in ticari uygulamalarıyla ilgili yetkisini devreye sokmasından geçiyor. İddiaya göre Çin, cazip pazarına giriş karşılığında Amerikan firmalarından teknoloji edinme uygulaması nedeniyle mağduriyetler yaşatmış durumda… Ve buna benzer ilgili birkaç madde daha…
Bu doğrultuda endişeyle beklenen ise, Başkan Trump’ın ne formda, kapsamda ve miktarda bir hamleyle Çin’e kafa tutacağı… Tabii ortalıkta gezen ve az buz olmayan bir takım çift haneli milyar dolarlık söylemlerin, ilgili iddianın ABD ekonomisine verdiği zararla tutarlı olması gerektiğini de belirtmekte fayda var.
Öte yandan ABD’nin alacağı aksiyona Çin’in vereceği muhtemel tepki de endişelendiriyor. Pekin’in Washington’a karşı tarımdan tutun da yüksek teknoloji ürünlerine kadar alabileceği tavırların potansiyel zararları bir yana, zaten ilk aşamada çeşitli sektörleri ilgilendirebilecek ithalat maliyet artışlarının ABD’li firmalar ve nihayetinde tüketiciler üzerindeki etkisi de tartışmaları alevlendiren bir husus. Üstelik Çin’den ithal edilen malların, global zincirler nedeniyle başka ülkeleri de yakından ilgilendirdiğini eklemek gerek.
Bununla birlikte tüm bu zincirleme senaryoların, Beyaz Saray’da şu an için kararı etkileyecek bir faktör olarak görülmediği ima edilirken, bu kez ilgili kanununun 301. bölümünü kullanmayı düşünen ABD, Dünya Ticaret Örgütü WTO ile ilgili endişeleri de giderek yoğunlaştırıyor.
Sonuç olarak Trump çıkabilecek bu kararla, kampanya döneminden beri ana maddelerinden olan Çin’e verilen ticaret ve iş kayıpları ile ilgili dezavantaj konusunda net bir adım atmış olacak. Lakin bu, etkileri iki tarafı da aşacak ve hiç de basit olmayan bir mesele niteliğinde… Konuya ilişkin son dakikaların yaşandığı şu ortamda iki taraftan yapıcı yönde bir hamle gelir mi bilinmez ancak dillendirilen ihtimalin gerçekleşmesi durumunda, dünya FED’in yıllardır inmediği manşetleri uzun süre kaplayacak bambaşka gelişmelere sahne olacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.