Rekor büyüme

04:0012/12/2017, Salı
G: 18/09/2019, Çarşamba
Hatice Karahan

Merakla beklenen 3. çeyrek GSYH verileri dün sabah açıklandı ve hem Türkiye hem de dünya rekor bir büyüme oranıyla karşılaştı. Söz konusu dönemde gerçekleşen %11,1’lik güçlü büyüme, yıllar sonra kendi içimizde ve 3. çeyrekte de dünya çapında kırdığımız bir rekor olarak kayda geçti.O halde bu köşenin bir klasiği olan büyüme analizine başlayarak, çift haneli şu sıra dışı büyümenin içeriğinde neler olduğuna bir bakalım.BAZ, KREDİ, GÜVENEvvela belirtmek gerekir ki, bu güçlü verinin arkasında şüphesiz

Merakla beklenen 3. çeyrek GSYH verileri dün sabah açıklandı ve hem Türkiye hem de dünya rekor bir büyüme oranıyla karşılaştı. Söz konusu dönemde gerçekleşen %11,1’lik güçlü büyüme, yıllar sonra kendi içimizde ve 3. çeyrekte de dünya çapında kırdığımız bir rekor olarak kayda geçti.


O halde bu köşenin bir klasiği olan büyüme analizine başlayarak, çift haneli şu sıra dışı büyümenin içeriğinde neler olduğuna bir bakalım.

BAZ, KREDİ, GÜVEN

Evvela belirtmek gerekir ki, bu güçlü verinin arkasında şüphesiz bir baz etkisi var. Nitekim geçen yılın aynı döneminde ekonomi bir şok yaşamış ve ister istemez sendelemişti. Dolayısıyla o zamanki olumsuz etki, bugünün rakamlarına doğal olarak bir güç veriyor mu, veriyor.

Bir perde arkası dinamik olarak da, böylesi talihsiz bir dönem sonrası hükümetin kolları sıvaması ve ekonominin arkasında durma kararı alması rol oynuyor. Bu sene bol bol konuştuğumuz üzere, özellikle Kredi Garanti Fonu’nun işler hale getirilmesi sonrası yaşanan kredi tırmanışı, 3. çeyrek büyümesinin arkasındaki inkâr edilemez faktörlerden biri…

Şahsen büyümeyi destekleyen bir diğer ve aslında bağlantılı temel unsurun da, güvende yaşanan toparlanma olduğu kanaatindeyim. Bu bağlamda, yatırımlardan turizme kadar uzanan çeşitli dinamiklerde yerli ya da yabancı aktörlerin kararlarını pozitif etkileyen bir atmosfer de okunmuyor değil.

İÇ TALEBİN GÜCÜ

Bu detayları not düşmüş olarak, şimdi GSYH rakamlarının doğrudan söylediklerine bir göz atalım. Harcamalar ise, bakacağımız ilk resim olsun.

Bu minvalde önce iki ana gruba ayıracak olursak, 3. çeyrek büyümesindeki motor gücün 'iç talep' olduğu çok aşikâr. Zira kalemlerin detaylarını hesapladığımızda, %11,1’lik büyümenin 10,8 yüzde puanının iç talepten geldiğini anlıyoruz. 'Dış talep' ise, bu durumda 0,3 puanlık sınırlı bir destek sunabilmiş gözüküyor. Neden derseniz, şimdi alt detaylar…

Öncelikle 'iç talep' verilerini irdelersek, burada tüketimin şaşırtıcı gücüyle karşılaşıyoruz: 3. çeyrekte %11,7 büyüyen 'hane halkı tüketimi' dönemin büyüme hızına 7 puan katkı olarak tercüme edilebilir. 'Kamu tüketimi' ise, bu çeyrekte artı gelişime dönmüş olmakla birlikte, hikâyeye yuvarlak hesap 0,4 puan ekliyor.

İç talebin en heyecan verici kısmı ise, bana göre yatırımlardaki gelişim… Nitekim kamu ve özel toplamındaki “yatırımların” bu dönemde gaza basıp yıllık bazda %12,4 büyümüş olması, Ç3 gelişim hızımıza 3,6 puanlık hoş bir jest yapmış bulunuyor. Üstelik bu kapsamda makine ve teçhizat yatırımlarının 2016 ilk çeyreğinden bu yana ilk kez belirgin bir artışa geçmiş olması, işin memnun eden diğer kısmı. Dolayısıyla 3. çeyrekte yatırımlardaki büyüme, inşaat ve makine-teçhizat dengesinde iyileşmiş bir görünüm sunuyor diyebiliriz.

İHRACAT VS İTHALAT

Son olarak stoktaki değişiklikleri de ölçüp biçersek, eksi haneye 0,2 puan yazıyoruz ve böylece iç talepten gelen 10,8 puanı açıklamış oluyoruz.

Şimdi de dış talep kısmına odaklanacak olursak, ihracattaki güçlü gelişimin GSYH hızına yansımaya devam ettiğini çok net görüyoruz. Bu dönemde reel olarak %17,2 büyüyen 'mal ve hizmet ihracatı', büyümeye 3,5 puan sürat katmış görünüyor.

Bu rakam kuşkusuz gayet memnun edici lakin karşımıza miktar bazında da yükseldiğini gözlemleyedurduğumuz kuvvetli ithalat verisi çıkınca, dış talebin etkisi nihayetinde zayıflamış oluyor. Zira aynı dönemde ithalat %14,5 reel artış kaydedince, net ihracatın büyümeye katkısını, yukarıda bahsettiğim 0,3 puana düşürmüş oluyor.

ÜRETİMİN RESMİ

Şimdi de resmin arka tarafını çevirip, üretimin görüntüsünü alalım. Açıkçası burada da oldukça renkli bir tablo olduğunu söylemek mümkün. Nitekim söz konusu çeyrekteki büyüme, çok sayıda sektörden beslenmiş görünüyor. Bunların başında ise, hizmetler var. Alt kategorilerle okuyacak olursak; ulaştırma, ticaret, konaklama ve lokanta hizmetleri, Ç3 GSYH hızının bir numaralı destekçisi konumunda…

Bunu ise, sanayi ve spesifik olarak imalat sanayii takip ediyor.

Öte yandan inşaat sektörü bu dönemde canlanıp belirgin katkı veren bir iktisadi faaliyet kolu olurken, finanstaki sönüş dikkat çekiyor. Tarım sektörünün katkısı ise, yine sınırlı bir seviyede kalmış durumda…

Özetleyecek olursam bu dönemde Türkiye ekonomisi, zor dönemleri geride bırakıp etkileyici bir hızla toparlandığını dünyaya açıkça göstermiş bulunuyor. Önümüzdeki dönemlerde büyümenin sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi ise, güvenin varlığını koruduğu bir ortamda makro dinamiklerin genel sağlığını düşünerek ve reformlara hız vererek hareket etmeyi gerektiriyor.

#GSMH
#Ütetim
#İthalat