Kritik bir günde Çin

04:006/07/2018, Cuma
G: 6/07/2018, Cuma
Hatice Karahan

Bugün 6 Temmuz… ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının fişeğinin atılması beklenen tarih... DC’nin atağına istinaden, Pekin de misilleme kararını aynı gün ateşlemiş olacak.Geçen hafta “Ticaret Kızışırken” başlıklı yazımda detaylara girdiğim için bugün sadece konuyla ilgili kritik saatler yaşadığımızı belirterek ilerlemek ve daha ziyade Çin ekonomisine odaklanmak istiyorum. Bu bağlamda son zamanlarda dillerimizden düşmeyen savaş endişesinin küresel piyasaları çalkalarken Çin varlıklarını da hayli

Bugün 6 Temmuz… ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının fişeğinin atılması beklenen tarih... DC’nin atağına istinaden, Pekin de misilleme kararını aynı gün ateşlemiş olacak.



Geçen hafta “Ticaret Kızışırken” başlıklı yazımda detaylara girdiğim için bugün sadece konuyla ilgili kritik saatler yaşadığımızı belirterek ilerlemek ve daha ziyade Çin ekonomisine odaklanmak istiyorum. Bu bağlamda son zamanlarda dillerimizden düşmeyen savaş endişesinin küresel piyasaları çalkalarken Çin varlıklarını da hayli etkilediğine şahit olduk. Çin borsası son haftalarda bu saiklerle düşüp 2018 kayıplarını genişletirken, kritik odaklardan biri de şüphesiz Yuan oldu.

İlgili gelişmeler dahilinde dolar karşısında hatırı sayılır bir değer kaybı yaşayan para birimine dair gidişat, çeşitli açılardan önem taşıyor. Nitekim öncelikle Yuan’daki değer kaybının rekabetçi bir ticaret silahı olmasına izin verilip verilmediğini sorgulamak mümkün. Doğrusu, neden olmasın? ABD’nin tetiğini çektiği ve Çin’in dış ticaret kanadını hırpalamayı amaçlayan korumacı DC politikasına karşı para biriminin zayıflamasıyla kazanılabilecek güç, Pekin için pekâlâ bir politika olabilir. Doların güçlendiği bir ortamdan da beslenen bu seyir, savaşın kızışması halinde Çin’in ticaret dengesine tam olarak ne olacağı ile de elbette alakasını sürdürecektir.

Öte yandan Çin varlıklarının son zayıflayan performansında, dış ticaret meselesinin yanı sıra ekonomideki birtakım yavaşlama sinyallerinin de rol oynadığı ifade edilebilir. Ve hatta ticari kaygıları da, bu görünümle birlikte ele almakta fayda var. Zira iç talep tarafında yatırımlar ve krediler gibi birtakım son veriler ekonomide bir hafif fren imajı çiziyor. İşte mevcut psikolojik etkisi bir yana, dış ticaret gelişmeleri de hakikat olup bu tabloya eklenirse vaziyet derinleşebilir. Zaten o eski coşkusu kalmayan Çin ihracatı bu savaştan yara alırsa, ekonomideki yavaşlama körüklenebilir.

Elbette zayiat kavganın şiddetine göre ortaya çıkacak ve dünyaca izleyip göreceğiz ancak zincirleme bir reaksiyonun sürmesi halinde Çin ekonomisinin gelişiminin önümüzdeki dönemde %6 başlarına kadar yavaşlayabileceğine dair beklentileri de burada not düşmekte fayda var. Bu noktada Çin’deki yüksek firma borçluluklarının doğurabileceği riskler de hemen akla düşerken, Merkez Bankası PBOC’nin son dönemde attığı ve atmaya devam edebileceği adımlar önem taşıyor. Nitekim mevzubahis gelişmeler çerçevesinde PBOC, son aylarda çizdiği imaj da göz önüne alındığında, ekonomiyi desteklemeye devam edebilir. Maliye politikası da bu anlamda izlenecek bir cephe olacakken, Yuan hususunda itidalli hareket edilmesi kanaatimce mümkün. Zira rekabetçi avantaj ihracatı destekleyebilecek tarafıyla hoş dururken, düşüşünü abartan bir Yuan ekonomiyi zora sokacak riskler de doğurabilir. Teknik içerikli ihtimaller bir tarafa, bu riskler arasında daha sert bir Beyaz Saray tepkisi de akla gelmiyor değil.

Tabii kısa vadeyi resimleyen bu detayların ötesine geçip uzun vadeyi de enikonu düşünmek gerek. İşin teknolojik kısmını da hesaba kattığımızda Çin ekonomisinin geleceğiyle ilgili ciddi sonuçlara yol açacak günlerden geçiyoruz. Keza ABD ekonomisi için de, bu gidişat pek hayra alamet değil. Mamafih durum, dünyanın iki dev ekonomisini olduğu kadar, geri kalanını da menfi etkileme potansiyeli taşıyor. Dünyanın nispeten istikrarlı ve dengeli büyümeyi nihayet bir müddet başarabildiği bir ortamda yaşanan şu gelişmeler, küresel ekonomiyi uzayıp gidebilecek bir risk altına sokuyor.

#Çin
#Ekonomi
#ticaret