Johannesburg notları

04:0028/07/2018, Cumartesi
G: 28/07/2018, Cumartesi
Hatice Karahan

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ne katılımı vesilesiyle bulunduğumuz Johannesburg’dan selamlar… Yükselen iş merkezlerini, elektrikli tellerle çevrili villaları ve teneke mahalleleri bir arada barındıran Güney Afrika şehrinde, bu hafta dev bir zirveye ev sahipliği yapmanın telaşı var.Nitekim 10. BRICS Zirvesi’ni ağırlamak, blokun Afrika’daki tek üyesi için sembolik bir öneme de sahip. Bu bağlamda, yayımlanan Johannesburg Deklarasyonu’nda da Afrika özelinde kalkınmaya yönelik işbirliği maddelerine

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS Zirvesi’ne katılımı vesilesiyle bulunduğumuz Johannesburg’dan selamlar… Yükselen iş merkezlerini, elektrikli tellerle çevrili villaları ve teneke mahalleleri bir arada barındıran Güney Afrika şehrinde, bu hafta dev bir zirveye ev sahipliği yapmanın telaşı var.



Nitekim 10. BRICS Zirvesi’ni ağırlamak, blokun Afrika’daki tek üyesi için sembolik bir öneme de sahip. Bu bağlamda, yayımlanan Johannesburg Deklarasyonu’nda da Afrika özelinde kalkınmaya yönelik işbirliği maddelerine şahit oluyoruz. Bununla birlikte Zirve’nin çıktıları arasında, uluslararası güvenlikten teröre kadar çeşitli kritik meselelerin de yer aldığını görüyoruz.

Çok ayaklı bir işbirliğinin masaya yatırıldığı Johannesburg Zirvesi’nde gündemin başını ise, haliyle ekonomi çekmiş bulunuyor. Ticaret savaşlarının ve dahi potansiyel barışlarının gündemden düşmediği hareketli bir dönemde gerçekleştirilen BRICS Zirvesi, küreselleşmenin burun buruna olduğu tehditler üzerinde durarak Dünya Ticaret Örgütü WTO’nun önemine parmak basıyor. Çok taraflı ticaret sisteminin ayakta kalabilmesi için WTO kurallarına ve verilen sözlere sadık kalınmasının altını çizen üye ülkeler, ABD’nin tüm ilgili tutumlarını deklarasyonda üstü kapalı ancak gayet net bir şekilde eleştiriyor diyebiliriz.

DÜNYANIN %40’I

Son yazılarımda ayrı ayrı değindiğim BRICS 5’lisi bir araya geldiğinde, dünya nüfusunun %40’ını aşkın bir bölümünü, küresel ekonominin ise %23’ünü teşkil ediyor. İşte üyeler bu dev gücü aynı çatı altında bir sinerjiye dönüştürmek için, son yıllarda ciddi çabalar harcıyor. Bu çabaların bir boyutu da, gelişmiş ekonomiler hegemonyasından farklı bir alternatif geliştirebilmek.

Bu amaç doğrultusunda ekonomik bağımsızlığı temel bir gereksinim olarak benimseyen blokun, 2014 yılında New Development Bank adı altında bir kalkınma bankası kurduğunu hatırlayacağız. Üye ülkelerdeki yatırımlara bilinenlerin ötesinde bir finansman alternatifi sunabilmek amacıyla hayata geçirilen bankayı, çok geçmeden dizayn edilen İhtiyati Rezerv Düzenlemesi CRA takip etmişti. CRA sisteminin amacı, oluşturulan özel bir fonun üyeler tarafından zor zamanlarda kullanılması olarak özetlenebilir. Bir diğer ifadeyle, kısa vadeli ödemeler dengesi ve finansman krizlerinin önüne geçmek, buradaki çıkış noktası olmuştu.

ÇAPINA GÖRE

Bu noktada 100 milyar dolar olarak planlanan fona, her üye ülkenin gövdesine oranla katkı verme taahhüdünde bulunduğunu eklemek gerekir. Örneğin Çin için rakam 41 milyar dolar olarak belirlenirken, Güney Afrika için 5 milyar dolardan bahsediyoruz. Fonun kullanımında ise, yine her ülke için farklı katsayılar mevzubahis.

Konunun aslında epeyce detayı var ancak kısıtlı alanımız dâhilinde özellikle bir hususun dikkat çektiğini belirtmek isterim. Doğrusu bugün Johannesburg Deklarasyonu’nda geçen satırlarda bir adalet arayışı içinde IMF vurgusu yapan BRICS grubunun, dün CRA kararı verildiğinde de benzer duygu ve düşüncelerle yola çıktığını hatırlamak gerekir. Bununla beraber İhtiyati Rezerv Düzenlemesi çerçevesinin, ihtiyaç duyan ülkeye yapılacak koşulsuz yardımı ancak ilgili hakkın %30’u oranında sunması ve kalan kısmı IMF koşullarına bağlaması kendi içinde bir soru işareti yaratmaktadır. Bu noktada ise, BRICS’in özellikle ekonomik izleme mekanizmalarını geliştirme gereksinimi ortaya çıkmaktadır.

YEREL PARA VE ALTIN

Yükselen 5’linin ekonomik bağımsızlık çalışmaları kapsamında, malum olunduğu üzere, yerel paralarla ticareti artırma gayesi de bulunuyor. Bu kapsamda grup halen istediği seviyelere kavuşamazken, Çin ve Rusya gibi ikili işbirlikleriyle bu yolda ilerlemekte kararlı olanlar var. Bununla birlikte, gelinen noktada Çin para birimi Renminbi’nin, kullanımda belirgin biçimde öne çıktığını belirtmek gerekir.

İşte Johannesburg’dan çıkan bir diğer maddenin yerel paralarla işbirliğini sürdürmek olduğu gözlenirken, BRICS blokunun yüksek altın rezervlerine sahip üyeler barındırmasının, ticaretin altınla yapılmasını da son yıllarda gündeme taşıdığını eklemekte fayda var.

Öte yandan modern zamanların popüler konularından olan dijital paraların da, BRICS’in bir müddettir ajandasında olduğunu biliyoruz. Teknolojik gelişmeler kapsamında geleneksel ödeme sistemlerine alternatifler geliştirmeyi düşünen grup ülkeleri, ortak bir dijital para üreterek ekonomik ilişkilerini geniş çapta güçlendirmeyi sürdürebilir.

Bu minvalde bir yandan refahı, diğer yandan da adalet ve bağımsızlığı hedefleyen bu çok ayaklı ekonomik çalışmaların ele alındığı BRICS Zirvesi’ne Türkiye’yi ve dönem başkanı olduğu OIC’yi temsilen katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan da, gelişen dünyanın bu ana gereksinimlerine vurgu yaparak güçlü bir gelecek için çoklu işbirliği çağrısını bu dev platformda yinelemiş oldu.

#Türkiye
#Güney Afrika
#BRICS