Bir süredir sadece ABD'yi değil, dünya ekonomisini de meşgul eden konuya Trump sonunda açıklık getirdi. Şubat 2018’de FED’de ilk başkanlık dönemi dolacak olan Janet Yellen, yola aynı pozisyonda devam etmeyecek. Onun yerine Trump, aday adayı olarak konuşulan isimler arasından Jerome Powell’ı çıkartıp namzet olarak sundu. 2012’den bu yana FED Guvernörü olarak hizmet veren Powell yabancı bir isim değil ancak Senato onayladığı takdirde bu göreve uzun süre sonra ilk kez gelen ekonomi doktorasız FED Başkanı olacak. Alanına hâkim ve ekibiyle birlikte ABD ekonomisinin ayağa kalkma sürecini para politikası kanalıyla şekillendiren Yellen’a edilen veda ise, vefa tanımlarına pek sığmayacak.
Hatırlayacak olursak, Donald Trump seçim kampanyaları boyunca işin ucunu Obama’ya da bağlayarak FED’in ve dolayısıyla Yellen’ın politikalarını eleştiren bir tutum izlerdi. Eleştirdiği kısım da, düşük faizli ortamın çok uzun sürdüğüne ve Merkez Bankası’nın silkinemediğine dairdi. Oysa bir yandan arzu edilen işsizlik ve enflasyon oranlarını elde etmeyi beklerken, gevşek para politikasında ısrar etmek kaçınılmazdı.
Trump’ın da bunu görmesi ya da açıkçası kabul etmesi çok zaman almadı. Seçilip de Başkanlık koltuğuna oturunca, düşük faizli gidişatı beğenir ve hatta Yellen’ı da över oldu. Bununla birlikte, harika bir iş çıkardığını söylediği FED Başkanı’nı yeni dönemde arka plana atarak, yerine Cumhuriyetçi Powell’ı namzet koymayı tercih etti.
Yine hatırlayacak olursak, ortalıkta dolaşan isimler arasında FED eski Guvernörü Kevin Warsh ve ünlü ekonomist John Taylor da vardı. Bu güçlü isimler daha şahin bir duruş sergilemeleriyle bilinirken, anlaşılan o ki Trump Yellen’ın takdir ettiği güvercin ve itidalli yürüyüşü Yellen’sız sürdürmeyi tercih etti. Nitekim sinyallediği kadarıyla, Powell da, adımları verileri izleyerek dikkatle atma taraftarı olan para politikacılarından... Bu bağlamda Yellen politikalarının arkasında durmuş ya da en azından onlara pek ses çıkarmamış olan yeni Başkan, FED’in faiz ve bilançoda kademeli hareketlerini sürdürmesi adına piyasalar için anlamlı bir işaret niteliğinde...
Verdiği bu görüntü sayesinde Trump’ın listesinin tepesine yerleşen Powell’ın, yarışta bir adım daha öne çıkmasının bir nedeni de şu ünlü regülasyon meselesi olabilir. Zira kendisinden bu yıl, bu konuda soru işaretleri olduğunu işitmiştik. Bu kapsamda, kriz sonrasında sıkılaşan finansal regülasyonlara, ihtiyatı elden bırakmayacak şekilde çekidüzen verme konusunu destekleyeceğini de ifade etmişti. Hatta sonrasında, daha çok regülasyonun problemlerin çaresi olmadığını da belirtmişti.
Trump’ın da bu görüşte olduğu malum. Hatta bu noktada, FED'de göreve gelen Quarles’ın da bu cephede konumlandığını hatırlayacağız. İşte olur da bir fark olursa, Powell’ın etkisi bu noktada beklenebilir. Bununla birlikte, FED’in bu konuda sonsuz yetkisi olmadığını düşünürsek, söz konusu farkın ciddiyeti net değil.
Sonuç olarak ise, FED’de yeni dönem ABD ve dünya piyasalarına çok beklenmedik bir gidişat sunacağa şimdilik benzemiyor. Tabii Powell Başkan sıfatıyla gücü elinde bulunduruyor ancak bir ekip eşliğinde kararları dizayn edeceğine de şüphe yok. Bu noktada ise, kendisinin takım çalışmasına yatkın ve uyumlu ünü ön plana çıkıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.