Doç. Dr. Hatice Karahan, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden onur derecesiyle mezun oldu. Ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde İktisat yüksek lisans eğitimini tamamlayarak doktora çalışmalarını yapmak üzere ABD’ye gitti. 2006 yılında Ekonomi doktorasını tamamladığı Syracuse University’de ekonomi dersleri vermenin yanı sıra, Center for Policy Research bünyesinde araştırmacı olarak çalıştı.
Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ders verdi, TÜBİTAK’ta danışmanlık görevi üstlendi. 2014 yılında makroekonomi alanında doçentlik unvanı almaya hak kazandı. TİM, MÜSİAD, İSO ve DEİK gibi iş dünyasının çeşitli kurumlarına ekonomi danışmanlığı yapan Karahan, 2015 yılından bu yana İstanbul Medipol Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü’nün kurucu başkanlığını yapmaktadır.
2014 yılında Türkiye’nin ilk kapsamlı dış ticaret raporunu kaleme alan Karahan’ın, çok sayıda uluslararası ve ulusal akademik dergi ve kitapta makaleleri yayımlanmıştır. Karahan ekonomi alanında pek çok yerli ve yabancı kongre, konferans ve seminerde de konuşmacı olarak bulunmuştur.
2014 yılından bu yana Yeni Şafak Gazetesi’nde düzenli olarak ekonomi yazıları kaleme alan Karahan, 2016 EBBÖ Ödülleri kapsamında “Yılın Ekonomi Yazarı” seçilmiştir. Karahan’ın ekonomik değerlendirmeleri, Roubini’s Economonitor, Dünya Gazetesi ve Derin Ekonomi gibi diğer bazı yayın platformlarında da yer bulmaktadır. Karahan ayrıca ulusal ve uluslararası çeşitli kanalların yanı sıra, TVNET’te MAKROSKOP programında ekonomi yorumculuğu yapmaktadır.
Karahan, Temmuz 2017'de Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı görevine atanmıştır.
Son zamanlarda özellikle ABD ile ticari ilişkileri hasebiyle gündemden düşmeyen Çin ekonomisinin 3. çeyrek büyüme verisi geçtiğimiz Cuma açıklandığında, beklentilerden düşük gelen rakam suları dalgalandırdı. Veriler esasında %6,5’lik hatırı sayılır bir rakamdan bahsetse de, manşetler söz konusu hızın ülkenin küresel finansal krizden bu yana en düşük performansı olarak yansıtılması fikrini yeğledi.
Dolayısıyla Çin ekonomisinde yılın ikinci yarısına girildiğinde ilk iki çeyrekte sırasıyla %6,8 ve %6,7 olarak gerçekleşen gelişime nazaran bir yavaşlama görülmesi ve bunun beklentilerden bir tık düşük olması moralleri bozdu. Kaydedilen durum yıllık hedeften ve hükümetin yılbaşında yola çıkarken çizdiği amaçtan pek uzak bir görünüm sergilemiş değil ancak yükselen endişe bundan sonrası için aşağı yönlü trendin kararlı bir şekilde devam etmesi düşüncesinden kaynaklanıyor. Bunun arkasında ise malum, ABD ile yaşanan gerginlik ve devreye giren yaptırımlara dair kaygılar başlıca rol oynuyor.
Doğrusu Çin ihracatı için ABD’nin anlam ve önemini söylemeye bile gerek yok. Yine de kabaca pastanın beşte biri kadar diyerek hatırlayalım. Temelleri bu yıl metallerle atılan ABD gümrük duvarları, özellikle yaz aylarında ve akabinde de Eylül ortalarında yükselmişti. Bununla birlikte Çin’in ihracat performansı son verilere göre yolunda gidiyor görünüyor. Elbette bu olumlu seyirde Yuan’ın rekabetçi pozisyonunun katkıları vardır diye de düşünmek mümkün. Bu bağlamda, açıklanan büyüme verilerine ait 3. çeyrek özelinde de anlamlı bir ihracat gelişimi görüldüğünü belirtmek gerek. Hatta Çin ihracatı, Eylül’deki çift haneli hızıyla bir sıçrama dahi yaptı.
Tam bu noktada, yaptırımlar kademeli olarak artadururken firmaların önden yükleme yapma ihtimalini göz ardı etmemekte fayda var. Bu ihtimali Eylül’de açıklanan son yaptırımın aheste gelecek etkileriyle birleştirdiğimizde, önümüzdeki dönem ihracatına dair daha sorgulayıcı olmak mümkün. Üstelik yeni yıla girerken gümrük duvarlarının daha da yükselmesi riski varken…
İşte ekonomik aktörlerin sorguladığı bu gidişat GSYH verisi eşliğinde gözlenen psikolojiyle birleştiğinde, politika yapıcıların yeniden hızla resme girerek moralleri düzeltme çabasında olduğuna şahit olduk. Nitekim hafta sonu yönetimden gelen açıklamalar, ekonomiye verilen desteğin gerekirse artırılacağı anlamına geliyor. Özel sektörü ve hane halklarını ferahlatma amacı güden ilgili söylemler ortalığa döküledursun; diğer yandan ülkenin borç meselesine dair düşünceler geçerliliğini koruyor. Neticede bu yılki yavaşlama hikayesinde, daha önce çokça zikrettiğim borç riskini hafifletme konusu da üst sıralarda yer aldı.
Sonuç olarak 2018 yılının sonlarına gelirken ortaya çıkan resim uyarınca, Pekin ekonomideki yavaşlamanın derecesini iyi ayarlamak için daha çok politika eforu sarf edecek gibi duruyor. Büyümeyi destekleyecek ilgili adımları atarken de, borçların yüklediği sorumluluğu en hassas şekilde yönetme görevi kolay olmayacak. Öte yandan ABD tarafında yaşanacak gelişmeler, bu tablonun tonuna yön verecek kritik belirleyici olacak.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.
Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.