Önceki gün, Kuzey Ege’nin küçük bir ilçesinde zeytin işletmeciliği yapan bir iş insanı ile karşılaştım. “İşleriniz nasıl diye sorduğumda şöyle cevap verdi,“Hep ben kazanayım diye bakmazsak… Birlikte kazanalım dersek. Birlikte kazanırsak, hep birlikte iyi oluruz. İşlerimiz iyi olur.”Açıkçası bu cümleleri duyunca hem heyecanlandım, hem umutlandım, hem de şaşırdım. Çünkü karşımdaki iş insanından bu kadar güçlü“birlikte kazanma”vurgusu beklemiyordum.Hatta devamında, Marmaris ve Manavgat yangınlarından
Önceki gün, Kuzey Ege’nin küçük bir ilçesinde zeytin işletmeciliği yapan bir iş insanı ile karşılaştım. “İşleriniz nasıl diye sorduğumda şöyle cevap verdi,
“Hep ben kazanayım diye bakmazsak… Birlikte kazanalım dersek. Birlikte kazanırsak, hep birlikte iyi oluruz. İşlerimiz iyi olur.”
Açıkçası bu cümleleri duyunca hem heyecanlandım, hem umutlandım, hem de şaşırdım. Çünkü karşımdaki iş insanından bu kadar güçlü
vurgusu beklemiyordum.
Hatta devamında, Marmaris ve Manavgat yangınlarından sonra o bölgelere tatile gidenlere de atıf yaparak
, “Bildiğim insanlar var sadece oradaki insanların mağduriyeti azalsın diye oralara tatile gittiler”
diye de ekleyince, heyecanım ve umudum bir kat daha arttı.
PANDEMİDEN ETKİLENEN GARİP GURABA İÇİN PAMUK ELLER CEBE
Bu köşeyi takip edenler,
de
“Zenginden alın, fakire verin”
başlığı ile kısa bir yazı yazdığımızı hatırlayacaktır.
O yazıda, pandemi sürecinde bazı kesimlerin olağanüstü zorluk çektiğine değinmiş ve şunları yazmıştık,
“Bazı sektörlerimiz pandemi sürecinde büyüdü, güçlendi. Cirolarını birkaç kat artırdı. Bu iyi bir şey. Ancak bazı sektörler
pandemi ile birlikte büyük sıkıntılar çekiyor.
Dikkatinizi çekmek istediğim kesim ise ‘sektör’ bile diyemeyeceğimiz ‘günlük’ kazanan, emek- yoğun çalışan insanlarımız.
Sıkıntıları had safhada. Bir yılı aşkın zamandır, tabir yerindeyse ‘sosyal sermaye’den yiyorlar.
Yani, eş-dost, hısım-akraba, ana-baba, evlat desteği ile ayaktalar. Devlet katkısı bir yaraya merhem ama, yarayı onarmaya yetmiyor.
Dünyadaki gelir adaletsizliğini biliyoruz. Ülkemizdeki gelir adaletsizliğini de…
Gün odur ki, zenginden alıp fakire verme zamanıdır!
Zenginin vergisi artırın! Fakir-fukaranın kursağını bir lokma fazla girsin. Olmaz mı?”
SANAYİ ÜRETİMİ ARTIYOR, İHRACATIMIZ REKOR KIRIYOR, AMA FAKİRİMİZ DE CAN SUYU BEKLİYOR
Yazının üzerinden 4.5 ay geçti. Pandemi kısıtlamaları neredeyse tamamen kalktı. 2 yıla yakın kısıntı çeken sektörler bir nebze nefes aldı.
Ama, dar gelirlinin, gündelikçilerin, fakir fukaranın sıkıntıları azalmadı. Bugünlerde
üzerinden dar gelirliler, ücretliler büyük sıkıntı çekiyor.
Buna mukabil, tam da pandemi döneminde ihracatta rekor üzerine rekor kırıyoruz. 215 milyar dolarlık bir hedef yakalanmış görünüyor.
Bu yıl büyüme rekoru da kıracağız öyle görünüyor. Bazı sektörlerimiz bırakın daralmayı, büyüdükçe büyüyor.
Hükümetin doğru adımları ve hazırlığı sayesinde, dünya ölçeğinde pandemiyi en az zararla atlatan ülkelerden biri olacağız. Yine pandemi sürecinden büyüme ve sıçramayla çıkacağız.
Bunların tamamı, ekonomik göstergeler açısından olağan üstü değerli, önemli gelişmeler.
Ne var ki “gelir adaletsiziği” yüzünden, büyüme ve ekonomideki bu canlılık alt gelir grubundaki insanlarımıza yansımıyor.
O yüzden bugün 4.5 ay önce yaptığımız öneriyi bir adım daha ileri götürerek öneride bulunmak istiyoruz.
Zenginden alın, fakire verin..!
Nasıl, 1999 yılında yaşadığımız deprem sonrası ekonomik kayıplarımızı azaltmak için, “Özel İletişim Vergisi” adı altında bir vergi konmuşsa…
Ona benzer ve kesinlikle ücretlilerin dışarıda tutulacağı örneğin ihracatçılara, sermaye gruplarına, büyük sanayicilere ve bu dönemde servetine servet katanlara belli bir dönem için “ek vergi” getirilmesini öneriyorum.
Bu verginin tamamının alt gelir grubuna aktarılmasını öneriyorum.
Ya da
“Kazandığım parayı neden bir başkasıyla paylaşayım”
diyen zenginlerimize, yazının başında bahsettiğim zeytin üreticisi iş insanının
“Hep ben kazanayım diye bakmazsak… Birlikte kazanalım dersek. Birlikte kazanırsak, hep birlikte iyi oluruz. İşlerimiz iyi olur”
cümlelerini hatırlatıyorum.
Gelir adaletsizliği yüzünden sıkıntı çekenlerimizin elinden tutmazsak, yarın bir gün
toplumsal barışı bozulmuş bir Türkiye’de hiç kimse rahat edemez.
Birlikte kazanırsak birlikte iyi oluruz, birlikte büyür, birlikte mutlu oluruz!
Burada, devletin oyun kurucu olarak çok daha güçlü rol almasını bekliyoruz.
Pandemi ile birlikte bir kez daha ortaya çıktı ki, liberal ekonomi adaletli, hakkaniyetli paylaşımı engelliyor. Bu yüzden devletin, ekonomide regülatör olarak daha fazla öne çıkması gerekiyor.
#Kuzey Ege
#Vergi
#Gelir
#Devlet