Kanunsuz işlem yaptılar.Hukukun etrafından dolandılar.Organize işlere bulaştılar. Organize kirliliğe imza attılar. Seçimi murdar ettiler.Sahte seçmenden tutun da“kısıtlı seçmenlere oy kullandırmaya”kadar her türlü melanetin içinde yer aldılar. Sonra da mazbatayı alıp gevrek gevrek güldüler.Ne diyelim? Hayrını görsünler!Lakin henüz bitmedi! Yüksek Seçim Kurulu (YSK) süreci işliyor. YSK birkaç gün içerisinde İstanbul ile ilgili nihai kararını verecek.ALİ CENGİZ OYUNU, ORGANİZE KÖTÜLÜĞÜN YOLUYazıyı
Hukukun etrafından dolandılar.
Organize işlere bulaştılar. Organize kirliliğe imza attılar. Seçimi murdar ettiler.
Sahte seçmenden tutun da
“kısıtlı seçmenlere oy kullandırmaya”
kadar her türlü melanetin içinde yer aldılar. Sonra da mazbatayı alıp gevrek gevrek güldüler.
Ne diyelim? Hayrını görsünler!
Lakin henüz bitmedi! Yüksek Seçim Kurulu (YSK) süreci işliyor. YSK birkaç gün içerisinde İstanbul ile ilgili nihai kararını verecek.
ALİ CENGİZ OYUNU, ORGANİZE KÖTÜLÜĞÜN YOLU
Yazıyı yazdığım saatlerde YSK, Ak Parti’nin Büyükçekmece ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleriyle ilgili olağanüstü başvurusunu görüşmek üzere toplandı. Karar ne zaman çıkar bilemiyoruz.
Ne var ki
YSK’dan hangi karar çıkarsa çıksın, 31 Mart seçimlerinin özellikle İstanbul ayağındaki şaibe ortadan kalkmayacaktır.
YSK’nın seçimlerin yenilenmesi ya da bu haliyle onayı tartışmaları bitirmeyecek.
Hele ki bir de
adli ve idari soruşturma boyutu var ki çok daha tartışılmaya ve mercek altına almaya ihtiyaç var.
YSK kararının İstanbul ve Büyükçekmece seçiminin yenilenmesi yönünde olacağını düşünüyorum.
Ak Parti sorumlularının YSK’ya sundukları dilekçe ve deliller seçimin “murdar” edildiğinin kanıtı niteliğinde.
Zihinsel engellilerin oy kullandığına ilişkin belge ve bilgiler ile Büyükçekmece’deki “Ali cengiz oyunu” bu seçimdeki organize kötülüğün göstergesi.
YSK’nın 2014’te Iğdır’daki seçimlerin yenilenmemesine ilişkin kararı örnek gösterilerek 31 Mart’taki İstanbul ve Büyükçekmece seçimlerinin yenilenmesinin de mümkün olmadığını söyleyenler sapla samanı karıştırıyorlar.
Iğdır’da mevcut seçmenin başka bir sandıkta yasal olmayan şekilde oy kullanması söz konusuyken İstanbul ve Büyükçekmece’de seçmen demografisinin bir parti aleyhine değiştirilmesi ve “kısıtlı seçmene” oy kullandırılması mevzubahistir.
Bu nedenle
YSK’nın seçimlerin yenilenmesine karar vereceğini düşünüyorum.
Elbette aksi de mümkün..!
Bu durumda tartışmalar bitmez. Adli ve idari soruşturmaların neticesinde ceza alanlarla ilgili tartışma devam eder ve 5 yıl boyunca
hem Büyükçekmece’de hem İstanbul’da koltukta oturanlar “diken üstünde” oturur. Çünkü “şaibe” üzerlerine bulaşmıştır!
DİJİTALLEŞEN SİSTEMDE KİM NE YAPMIŞ OLABİLİR?
Bütün bunlarla birlikte Türkiye’de seçim sisteminin bugüne kadar güvenirliliği hiç bu kadar tartışma konusu olmamıştı. Çünkü sistem
bugüne kadar hiç bu kadar dijitalleşmemişti.
Ne demek istediğimi biraz daha açayım.
Büyükçekmece’deki olup bitenler üzerinden örnek vermek gerekirse, belediyeden görevli olarak nüfus müdürlüğüne gönderilen ve şu anda
tutuklu yargılanan eleman, seçmen kayıt ve silme işlemleri için bir yazılım kullanıyor
. Bu yazılım belediye ile entegre bir sistem. Zira
“TC kimlik numarası” ve “adres”
üzerinden işlemler yapılabilmesi için hem nüfus idaresi hem belediye ayağı söz konusu. Ve bu
işlemlerin tamamı dijital ortamda yapılıyor.
Dijital ortam deyince aklımıza doğrudan “
” ve “
” geliyor.
Yazılımcılar konu olunca da elbette aklımıza olağan şüpheliler..!
Elle kayıt ve elle sayımın sırasız kaydırmalar hariç neticeyi çok etkilemediğini gördük. Buna mukabil,
sandık tutanaklarının YSK sistemine dijital olarak geçirilirken yapılan eylemin seçimin kaderini etkileyecek boyutta olduğu “kısmen” de olsa görüldü.
Örneğin, A adayının 152 olan oyu YSK sistemine girilirken 1’e düşürüldü.
Bu eylemin yani
neticesine gelince “
” doğrudan erişim imkanı olan bazı
olağan şüphelilerin A adayının, B adayından daha fazla oy aldığını sistemden görebilmeleridir.
YSK’DAN İHRAÇLARLA İLGİLİ ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ BİLGİLER
Seçimden hemen sonra
6 Nisan 2019’da Türkgün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
meslektaşımız
Orhan Karataş “YSK’da ilginç durum”
başlıklı yazısında çok dikkate değer bilgiler paylaştı.
Yazının
ara başlıklı bölümünü aynen buraya alıyorum.
“CHP’li Umut Oran’ın bilgi edindirme yasası kapsamında YSK’ya yaptığı başvuru üzerine, Başkan Sadi Güven’in verdiği rakamları okuyucularımın ve ilgilenen herkesin bilgi ve değerlendirmesine sunuyorum. YSK Yüksek Mahkeme üyesi 11 kişiden 3’ü, İl Seçim Kurulu Başkanı 81 kişiden 11’i, İl Seçim Kurulu üyesi 162 kişiden 59’u, İlçe Seçim Kurulu Başkanı 922 kişiden 210’u, FETÖ bağlantıları gerekçesi ile kurumdan ihraç edilmiştir. İlginç olan bundan sonrasıdır. İlçe Seçim Kurulu üyesi 1.844 kişiden ve Seçim Müdürü görevindeki 523 kişiden hiç kimse için bir işlem yapılmamıştır. 1.254 Zabıt Katibi’nden sadece 15 ihraç vardır. YSK Yüksek Mahkeme üyesi ve İl ve İlçe Seçim Kurul Başkanları arasında bu kadar ihraç varken, bu üyelerin kontrolünde olan ve çok daha yüksek sayıdaki İlçe Seçim Kurulu Üyesi ve Seçim Müdürlüklerinde ihraç sayısının sıfır olması çok dikkat çekicidir.”
Ak Parti sözcülerinden biri önceki gün şuna benzer bir cümle kurdu, “Bu işin içinde CHP’lilerin olduğunu söylemiyoruz ama onların işine yaradı.”
Bu cümlenin bendeki karşılığı, “Bir el bu seçimin murdar olması için bir organize kötülük yaptı. Sonuç İstanbul’da CHP-İP-HDP ittifakına yaradı.”
Bu ittifakın, doğal ortağı ve destekçisi kim ve kimler?
Bu sorunun cevabını ararken, lütfen HDP’nin bir zamanlar Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten
ile dönemin Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
’nın Diyarbakır’da gizlice görüşmesini ve o görüşmede KCK elemanları hakkında neleri paylaştıklarını bir araştırın!
#Seçim
#YSK
#Büyükçekmece
#Orhan Karataş
#Gülten Kışanak
#Ekrem Dumanlı