Yassıada’da bir gün

04:0028/05/2019, Salı
G: 28/05/2019, Salı
Hasan Öztürk

Cumartesi akşamüzeri telefonum çaldı. Arayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan bir arkadaşımızdı. “Yarın ( 26 Mayıs pazar) saat 14’te Yenikapı’da buluşuyoruz. Nasipse Yassıada’ya gidiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı da geliyor” dedi.Davet için teşekkür edip, telefonu kapattım. Pazar günü saat 14’te diğer televizyon ve gazete yöneticileriyle Yenikapı’da “Selamet” isimli bir gezi teknesinde buluştum.Saat 14.15 gibi Yassıada’ya doğru yola çıktık. Takriben 18 km civarındaki yolu 1 saatte aldık. Yassıada’ya

Cumartesi akşamüzeri telefonum çaldı. Arayan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan bir arkadaşımızdı. “Yarın ( 26 Mayıs pazar) saat 14’te Yenikapı’da buluşuyoruz. Nasipse Yassıada’ya gidiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı da geliyor” dedi.


Davet için teşekkür edip, telefonu kapattım. Pazar günü saat 14’te diğer televizyon ve gazete yöneticileriyle Yenikapı’da “Selamet” isimli bir gezi teknesinde buluştum.

Saat 14.15 gibi Yassıada’ya doğru yola çıktık. Takriben 18 km civarındaki yolu 1 saatte aldık. Yassıada’ya yaklaştığımızda fotoğraf ve görüntü almak isteyenler için tekne yavaşladı. Biz de adayı çıplak gözle denizden izleme fırsatı bulduk.

Önce Yassıada’ya ilişkin izlenimlerimi sizlerle paylaşayım…

İlk izlenimim, adada büyük bir inşaat faaliyeti olduğuydu. Hatta içimden, “
Niye böyle yapılmış? Keşke aslına uygun restore edilip, gelecek kuşaklara bırakılsaydı
” diye düşündüm.
Düşüncemin yanlış olduğunu anlamam için çok geçmedi doğrusu…
Neyse… İskelede bizi karşılayan bir minibüs ile
Adnan Menderes Kongre Merkezi
’nin önüne çıkartıldık. Sonrasında adayı tek başıma gezme fırsatım oldu.
Demokrasi Feneri’nden, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi’ne, Demokrasi Meydanı’ndan, Tarihi Bizans Sarnıcı’na, tarihi şatodan, camiye, otelden, restorana ve nihayetinde zindandan, Menderes ve arkadaşlarının düzmece mahkemeyle yargılandığı o meşhur
spor salonu
na kadar bütün mekanları gezdim.

Gezerken kah hüzünlendim, kah kızdım. Bazen iç geçirdim, bazen “keşke” dedim.

Hatta şu ana kadar hiç dokunulmamış olan “
zindan
”ı gezerken
Bosna Savaşı’nda Sırpların soykırım yaptığı Srebrenitsa’daki o pil fabrikasını geziyormuş hissine kapıldım.
Savaştan hemen sonra Srebrenitsa’ya gittiğimde gezdiğim pil fabrikasında işkencenin ve ölümün izleri hala duruyordu. Hatta bazı duvarlarda şehit edilen Boşnakların artık kahverengiye dönmüş kan izleri bile…

Zindanın rutubetli kokusu ve içimdeki türlü düşünceler ruhumu daraltı, kendimi kapının önüne zor attım. Allah’tan etrafta peyzaj için getirilmiş, begonviller vardı. Yanlarından türlü türlü çiçekler, ağaçlar… Bir süre yeşilliklerin arasına çöktüm, derin derin nefes aldım.

Sonra yürüdüm aralarından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşacağımız salona geçtim.

Oturdum. Önümde bir albüm vardı. Karıştırmaya başladım.

1950’LERDEKİ YASSIADA SLÜETİ BUGÜNKÜNDEN DAHA BETON
Albümün ilk sayfalarındakileri gördükten sonra, denizden Yassıada’yı izlerken düşündüğüm
“Keşke aslına uygun restore edilip gelecek kuşaklara bırakılsaydı” düşüncemin ne kadar yanlış olduğunu anladım.
Çünkü,
Yassıada’nın eski halinin şu anki halinden çok daha beton olduğunu öğrendim. Eski ada, çok daha fena, çok daha ucube binalarla doluymuş; albümdeki fotoğraflardan görmüş oldum.

Şu anda adanın güney ve batı yakasında yer alan otel ile Demokrasi Feneri’nin olduğu bölümde 1949’da yapılmış 7/8 katlı devasa betonarme binalar varmış.

İnanmayacaksınız ama,
1949 yılında başlanan ve 1952 yılında Deniz Kuvvetleri’nin eğitim hizmetleri için yapılan binaların metre karesi ile bugünküler arasında pek fark yok desem abartmış olmam.

Bakın hemen internetten hepinizin de ulaşabileceği bilgiyi sizinle paylaşayım.

“Yassıada 1947’de Deniz Kuvvetleri tarafından satın alınmış, 1949’da inşaata başlanmış ve 1952’de eğitim hizmetlerine açılmıştır. Komutanlık, kuzey iskele yanındaki, bugün de duran Bulwer’in şato tipi yuvarlak köşkünü muhafaza ederek,
subay ve erler için yüksek katlı lojmanlar, spor sahası, tesisler, buz deposu, yemekhane, silahhane gibi birçok yeni bina yaptırdı.”
Gördüğünüz gibi, “
Beton yığınına çevirmişler
” denilen
Yassıada aslında ta 1950’lerde beton yığınıymış. İnanmayan yine internetten bütün fotoğraflara ulaşabilir.
Diyebilirsiniz ki “
Keşke o ucube binalar yıkılıp yerine hiçbir şey yapılmasaydı. Sadece Yassıada yargılamalarının merkezi kabul edilen ‘spor salonu’ aslına uygun restore edilseydi.

Bu iyi bir fikir. Ancak adanın İstanbul’un en uzak adası olduğu gerçeğini ıskalamış oluyoruz.

Yine adayı ziyarete gelenlerin bir şekliyle “dinlenme” konaklama gibi ihtiyaçlarının nasıl giderileceği kocaman bir muamma.

Dahası, 27 Mayıs darbecilerinin bu memlekete, millete ve onun seçtiği temsilcilerine yönelik nasıl bir uygulama yaptığını merak edenleri buraya getirmek için burasının bir şekliyle “cazip” hale getirilmesi gerekiyordu.

O yüzden adada bir otel, birkaç restoran yapılmış. Bir de Yasıada’yı Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirerek buradan bir Camp David çıkartmak isteniyor.

Neyse.. Yassıada ile ilgili izlenimlerim bu yönde. Keşke daha az inşaat ve beton daha çok yeşil alan olsaydı ama bu hali de fena olmamış. Bu arada inşaatlar bittiğinde 40 bin ağacın dikileceğini söyleyerek bu faslı kapatayım.

  • Yassıada’dan darbecilere verilen güçlü mesaj
  • Asıl üzerinde düşünmemiz gereken, 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin yıl dönümünden bir gün önce Yassıada’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın burada yaptığı açıklamadır.
  • İnşaat alanlarını tek tek gezdikten sonra bizimle buluşan
    Erdoğan, “Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır” dedi.
  • “Bu restorasyon ve düzenlemeyi yaparak ‘Bakın sizin darbe yaptığınız yeri biz güllük gülistanlık hale getirdik. Siz darbeciydiniz, biz burayı pırıl pırıl hale getirdik… Bu bizimle darbecilerin arasındaki bir farkın ortaya konmasıdır”
    dedi.
  • Türkiye’nin güçlendiği sürece kimsenin darbe yapamayacağının altını çizdi. “Bütün mesele bizim güç kazanmamızdır” dedi.
  • Hala darbe yapma heveslilerinin olduğunu da hatırlatıp, “Bunların hala heveslileri var mıdır? Vardır! İçeriden veya dışarıdan. Dünyanın değişik her tarafından bu tür hevesler ne yazık ki bitmiyor. Hala bir şeyler yapmanın gayreti içerisindeler ama bunlara bu fırsatı vermeyeceğiz” dedi.
  • Yasıada’dan Erdoğan’ın verdiği mesajlar, darbe heveslilerine bugünlerde verilen en güçlü mesaj oldu.
  • Yanılıyor muyum?
#Yassıada
#Adnan Menderes Kongre Merkezi
#27 Mayıs 1960